Gündem
  • 24.2.2002 02:29

DEVLET BAKANI KEÇECİLER'DEN OLAY SÖZLER : PKK'YI SANDIKTA YENERİZ

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Hükümet ortakları terör suçlarından da idamı kaldırmayı tartışırken, Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler siyaset gündemini sarsacak yeni bir konuyu gündeme getirdi. Keçeciler, dağdan inip silah yerine siyasallaşmayı kullanmaya hazırlanan terör örgütü PKK'ya yeşil ışık yaktı. Keçeciler, 'Dağda olmasındansa siyasette olması iyidir. Biz onları sandıkta yeneriz. Ben bunu görüyorum. Ben bunu hissediyorum' dedi. Keçeciler, Kürtçe eğitimden Irak operasyonuna, ANAP'taki istifalardan AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'un kamuoyuna açıklanan elektronik posta krizine kadar gündemdeki çeşitli konulara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Irak operasyonu ABD'nin Irak'a olası müdahalesi Türkiye'yi nasıl etkiler? Gümrüklerde olağanüstü tedbirler söz konusu mu? Irak'ta bir savaş çıkmasını istemiyoruz. İstediğimiz en önemli şey Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Türkiye'nin Irak'a müdahale edilmesinde milli menfaati yoktur. Ayrıca Irak'a müdahaleyi tek başımıza önleyemeyiz. Bunu yapacak olan Irak Hükümeti'dir. BM kararlarının biran evvel Irak yönetimince kabul edilmesini istiyoruz. Diğer yandan, gümrüklerde çok dikkatliyiz. Kitle imha silahı üretmeye yarayacak maddelerin geçmemesi için BM Yaptırımlar Komitesi ile birlikte hareket ediyoruz. Kürtçe eğitim olmaz Kürtçe eğitim gündemde. AB'nin Kürtçe eğitim şartını ileri sürdüğü belirtiliyor. Sizce bu mümkün mü? Kürtçe eğitim olmaz. Eğitim Türkçe'dir. Kürtçe konuşmak başka, Kürtçe eğitim başka. Ülkenin dili Türkçe'dir. Başka dilde eğitim yaptırmayız. Bu mümkün değil. Ama Kürtçe yayın yapsınlar. Kürtçe gazete, eskiden el altından dağıtılırdı, tirajı 70 bindi biz serbest bıraktık, 5 bine düştü ve battı. Özgür Gündem Gazetesi eskiden Kürtçe de basardı, el altından dağıtılırdı. Serbest bırakılınca Kürtçe yayınladı. 50 bine hatta 30 bine düştü. Türkiye'de Kürtçe gazete de yayınlandı. Siyasal haklar AB Kürtçe eğitimde diretirse tutumunuz ne olur? AB'nin şartları arasında öyle bir şey yok. Başka ülkeler de Kürtleri azınlık olarak kabul etmiyor. Farklı bir durum var. Bizler Müslümanız, Kürtler de Müslüman'dır. Müslümanlar'ın azınlığı, çoğunluğu olmaz. Konuşmalarına, siyasi haklarına mani olmadığımız takdirde herhangi bir sıkıntı olmaz. Bir problem de yok zaten. Kürtler'in seçimle iş başına gelmesi için herhangi bir problem de yok. Engel de. Kürt kökenli milletvekilleri de var. Bir önceki dönem 450 milletvekilinin yüzde 35'i Kürt kökenliydi. Sadece Türkçe konuşan vilayetlerden değil, Ankara'dan, İstanbul'dan başka illerden seçilen, İzmir'den seçilen milletvekillerimiz de vardır. Kürtçe zaten 500 kelimelik bir dil. Hangi bir dilden eğitim yapacaksınız. Diyarbakırlı, Hakkarili milletvekillerini konuşturuyorum, konuşamıyorlar. Hangi dilde eğitim vereceksiniz. Yok öyle bir düzenleme. Durup dururken kendi başımıza bir dil çıkartmak durumunda değiliz. PKK'nın siyasallaşma gayretleri de var. Bu şartlarda, Kürtçe yayın ve eğitime karşı gösterilen tepki sizce normal değil mi? Dağda olmasındansa siyasette olması iyidir. Niye siyasetçilerimize güvenmiyorsunuz. Niye oradaki vatandaşlarımıza güvenmiyorsunuz. Onları seçmezler, biz onları sandıkta yeneriz. Görüyorum, bunu hissediyorum. Oradaki vatandaşlarımız en az Batı'daki Orta Anadolu'daki, ne bileyim Karadeniz'deki vatandaşlarımız kadar bu ülkeye bağlıdır. Bu memleketin evladıdır. Katiyen bölünmek istememektedir. Hem de çok zor şartlar altında güzel sınav vermişlerdir. Dolayısıyla oradaki vatandaşlarımıza güvenin. Türkiye'den hiç kimse bir karış toprak koparamaz. AB'ye girmeden evvel, IRA'nın İrlanda'da, ETA'nın İspanya'da, Korsika'nın Fransa'da yaptıkları meydanda, şimdi AB'ye girdiler. Bölünmek şöyle dursun daha çok entegre oldular. Bu meseleler daha da küçük hale geldi. Türkiye AB'ye girerse PKK meselesini kökten çözer. Bölünme riski daha da aşağıya iner. Zaten böldürmeyiz. Bu memleketi kimse bölemez ama çıkarttığımız kanunlarla, 'bölüneceğiz' endişesi taşımamalıyız. Bence Türkiye'yi AB'ye sokmak istemeyenlerin provokasyonudur. Dediğim gibi buna aldanmamak lazım. İstek olursa, olur Biraz da sizinle ilgili konuşalım. Tekrar milletvekilliğine aday olmayı düşünüyor musunuz? Bir şey söylemem. Devam edip etmemem milletimin talebine bağlıdır. Konyalı hemşehrilerimin talebine bağlıdır. Devamlı nasihatini, tavsiyesini aldığım kimseler vardır. Onlara gideceğim görüşeceğim, onlar ne derse onu yaparım. Her seferinde öyle yaptım, yine öyle yapacağım. Kazanç kapısı değil Uzun yıllar siyasetin içindesiniz. Kendinizi yorgun hissediyor musunuz? Tabii yorgunum. Türkiye'de en genç belediye başkanı olan kişilerden biriyim. 33 yaşında Konya Belediye Başkanlığı yaptım. Tecrübeli insanların siyasete devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Aslında siyaseti bir kazanç kapısı olarak görmemek lazım. Keşke bırakabilsem. Keşke beni bıraksalar daha doğrusu. Ben de köşeme çekilip dinlensem. Siyaseti bir hizmet aracı olarak görüyorum. Eğer milletim bir ihtiyaç hissediyorsa, bu ihtiyaca hayır diyemem. Yazar olurdum Siyaset sonrası nasıl bir yaşam düşlüyorsunuz? Yine milletime hizmet edecek bir yol bulurdum. Köşeyazarlığı yapardım, televizyona çıkardım, sohbet toplantılarına katılırdım. Düşüncelerimi anlatarak, milletime yol göstermeye devam ederdim. Köşeme çekilir, okurum. Okumaya çok meraklı bir insanım. Şimdi gazeteden başka bir şey okuyamıyorum. Çok fazla okuma imkanım olmuyor. Torunlar var çocuklarla oynarım. Akbulut'un DYP'ye gitmesine üzüldüm Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, ANAP'tan ayrıldıktan sonra DYP'ye geçen Yıldırım Akbulut'un istifasını da değerlendirdi. ANAP'tan her istifanın bir kayıp olduğunu vurgulayan Keçeciler, 'ANAP'ın Başbakanlık'a, Meclis Başkanlığı'na taşıdığı Akbulut'un ayrılmış olması beni üzmüştür. Yıldırım Akbulut'un bir ölçüde ANAP'a haksızlık ettiğini düşünüyorum. Keşke siyaseti bıraksa da, bir başka partiye girmeseydi. DYP'ye geçmesini kabul etmem mümkün değil, çünkü DYP 1991'de iktidara geldikten sonra ANAP'ın sunduğu ekonomik modeli tersine çeviren ve bugünkü krizin sorumlusu olan partilerden bir tanesi' dedi. Halk dalkavukluğu ekonomiyi batırdı DYP'ye yüklenen Mehmet Keçeciler, Özal döneminde tek kuruşluk açığı olmayan SSK'nın popülarizm yüzünden batağa sürüklendiğini iddia etti. Hükümet kurulduğunda 4 trilyonluk açık bulunduğunu öne süren Keçeciler, şöyle devam etti: 'Kim getirdi bu noktaya? Emeklilik yaşını geri çeviren, sigorta sistemini geriye döndüren, 'Tütüne ANAP kaç para verdiyse 5 bin lira fazlasına alacağım' diyenlerdir. Yine aynı yanlış yapılıyor. Halkımız bunlara kanmasın.' Özal için 'Çankaya'nın şişmanı, işçi düşmanı' diye yüründüğünü hatırlatan Keçeciler, şimdi işçilerin enflasyon altında zama razı olmak zorunda kaldıklarını vurguladı. Keçeciler, 'Ekonomiyi siyasete alet etmeyeceksiniz. Halk dalkavukluğu yapmayacaksınız. Millete gerçekleri dosdoğru söyleyeceksiniz' diye konuştu. Elçiliğin birinci görevi casusluktur Avrupa Birliği Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'un elektronik yazışmalarının basında yer alması konusunda görüşlerini de açıklayan Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, bu tür olayların gazete köşelerinde tartışılmasını doğru bulmadığını söyledi. Tartışmanın Türkiye'ye bir şey kazandırmayacağını vurgulayan Bakan Keçeciler, 'Her elçiliğin birinci görevi zaten ülkesi lehine casusluk yapmaktır. Resmi casustur tabir caizse. Dolayısıyla bunlardan farklı bir şey beklemek doğru değil' dedi. Keçeciler, olayın Türkiye'nin AB'ye girmesinden rahatsız olanların bir oyunu olduğunu öne sürdü.Akşam Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:31

İLGİLİ HABERLER