"DEVLET YILLARCA TEFECİLİK YAPTI"
MÜGE TUTCALIANKARA - Ankara Ticaret Odası (ATO) ve Perakendeciler Derneği (PER-DER) işbirliğiyle perakende sektöründeki son gelişmelerin tartışıldığı "Perakende Buluşuyor" zirvesi bugün ATO Konferans Salonu'nda yapıldı.
Toplantıda bir konuşma yapan Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, bu tür toplantıların önemli olduğuna inandığını, ancak zamanla boyutunun değişeceğinden endişe ettiğini belirterek, "Çünkü parasal gücünü ortaya koyanlar maalesef reklam gücünden istifade ederek artık medyayı da bu işe karıştırmaya başladılar" diye konuştu. Her zaman haklıdan yana olmaya çalıştığını kaydeden Coşkun, "Beni şu veya bu kesim ilgilendirmiyor. Beni bu memleketin menfaatleri ilgilendiriyor. Beni haklı olanın yanında olmak ilgilendiriyor. Dolayısıyla şu anda haklı olan esnaf ve sanatkarımızdır" dedi. Rekabete açık serbest piyasa felsefesine gönül ve emek vermiş biri olduğunu anlatan Coşkun, "Rekabete açık serbest piyasa, başı bozukluk demek değildir. Denetimsizlik demek değildir" şeklinde konuştu.
Büyük Mağazalar Kanunu ile şu veya bu kesimi korumaya çalışmadıklarını ifade eden Coşkun, "Bu yasayla yapmak istediğimiz bir boşluğu gidermektir. Başı bozukluğu gidermektir. Haksızlığı, haksız rekabeti önlemektir" açıklamasında bulundu. Yabancı sermaye karşıtı olmadıklarını belirten Coşkun, "Bu hipermarketler, süpermarketler dünyada bu gelişmeler, matbaanın icadı gibi bunlar da teknolojinin öncülüğünde gelişen ticari hayatın yeni atılımları" dedi.
Türkiye'nin hak etmediği ekonomik krizleri özel sektör öncülüğünde aşarak makroekonomik dengeleri sağladığını ve artık mikroekonomik sıkıntılarla ilgilendiğini ifade eden Coşkun, en önemli sıkıntının da kayıt dışı ekonomi olduğuna işaret etti. Coşkun, "Devlet yıllarca yanlış politikalar güttü. ekonomik depreme sürükleyen de devletin politikaları. Rant ekonomisi, tefecilik bizim inançlarımızda ve törelerimizde kınandığı halde devlet yıllarca tefecilik yaptı arkadaşlar" değerlendirmesini yaptı.
"Kazanç olmayan ekonomi çökmeye mahkumdur" diyen Bakan Coşkun, serbest piyasa, serbest girişim ve ferdi teşebbüsün ile üretimin çok önemli olduğunu anlattı. Coşkun, "Kar edecek, kar edecek, üretecek, kar etmezse maliye vergi alamaz ve devlet mali disiplini sağlayacağız. İşte o zaman vergiler artar, çünkü yakaladığından alır. O zaman vergideki adalet ilkesi zedelenir. Oysa ki vergi adil, tabana yaygın olmalıdır. Kazanç olmayınca vergiyi nereden alacak? Akaryakıta koyacak. Nereden alacak? Çalışanın sırtına koyacak. Nerden alacak? Yakaladığının boğazını sıkacak. Bu sosyal devlet anlamı taşımaz. Eğer bugün bir Kurumlar Vergisi'ni 10 puan civarında aşağı çekiyorsak, gelir vergisini de kademeli olarak 5 puan aşağı indiriyorsak; artık yavaş yavaş ekonomiden kar sesleri çıkmaya başlıyor ve maliye kardan alıyor. Kardan alırken da incitmeden, adil almak zorundadır. Onun içinde Kurumlar Vergisi aşağı iniyor. Diğer vergiler de iniyor. Hepsi hazır, fakat kaynak meselesi. Terazinin dengesini bozmadan bunları hükümet olarak dengelemeye çalışıyoruz" dedi.
MARKETLERDE YERLİ MALI SATILMASI
Büyük mağazaların sadece ithale dayalı mal satmasını istemediklerini belirten Bakan Coşkun, "Türkiye'ye doğrudan yatırım getirmeli, üretim yapmalı, ihracat yapmalı. Bunu yapanları saygıyla karşılıyoruz" dedi. Büyük mağazaların kurulacağı yer konusundaki tartışmalara da değinen Coşkun, "10 katlı bir binayı alıyor. Taşıma duvarlarını, kolonlarını yıkıyor. Süpermarket, hipermerket, çok süpermarket, vallahi billahi hipermarket tabelalarıyla başlıyor çalışmaya. ondan sonra bir sürü sorun. Akşam saatlerinde, özellikle mesai bitim saatlerinde trafikte park edecek yer yok" diye konuştu.
Bu mağaza ve marketlerin depoları olmadığı için mal ikmalini kamyonlardan yaptıklarını ve bunların da trafiği etkilediğini belirten Coşkun, 15 bin metrekareye kadar satış alanı olan mağazalardan bunun yarısı kadar da otopark alanı istediklerini söyledi. Büyük mağazaların mal aldıkları firmalara, reklama ve rafa iştirak parası adı altında sözleşme dışında 'emrivaki' ücretler çıkardıklarını da anlatan Coşkun, bunun ticarette böyle bir teamül olmadığını ve bunun rahatsızlık oluşturduğunu söyledi. Haksız rekabete yol açan promosyon ve indirimlere de değinen Coşkun, evindeki yardımcısının yüzde 40 indirimli aldığı ürünün son kullanma tarihinin iki ay geçmiş olmasını örnek gösterdi. Coşkun ayrıca, mağazalarda "Yüzde 70 indirim, 6 ay vade ve 0 faiz" ilanlarıyla satış yaptıklarını belirterek, "Böyle bir kazanç var mı arkadaşlar? Sen fiyatları enflasyon dönemindeki gibi artıracaksın iki katına sonra yüzde 70 indirim diye bar bar bağıracaksın. Dolayısıyla 12 ay bu vitrinleri bu kirlilikten temizleme kararlılığı içindeyiz. Bu havanın kirletilmesi gibi ticaretin kirletilmesidir" dedi. Coşkun, çalışma saatleri konusunu da değerlendirerek, "Çalışma saatlerini biz bir politika olarak, Türkiye'nin büyük coğrafyasını da dikkate alarak ve yedi coğrafi bölge var; iklimleri farklı, sosyal yaşantılar farklı. Gece saatlerinde İstanbul'da insanların yatağa gittiği saat farklı, Hakkari'de farklı. Dolayısıyla çalışma saatlerini,hafta sonu tatillerini mevsimlik şartlara ve zorunlu durumlara göre Valiliklere bıraktık" şeklinde konuştu. Coşkun bunu bürokrasinin azaltılması için yaptıklarını söyledi. Marketlerde yerli malı alınması ve yerli malının ihraç edilmesini istediklerini belirten Coşkun, bunu yapanlara teşekkür etti.
Büyük mağaza tanımının alt sınırı olan 400 metrekarenin geniş bir araştırmayla bulunduğunu belirten Coşkun, "Bu sadece bakkal amca, kasap dayı değil, büyük mağazaya girdiğiniz zaman, tuhafiyeden, zücaciyeye, kuruyemişçiden, dayanıklı tüketim mallarına kadar satılmayan yok. BucAkaryakıta koyacak. Nereden alacak? Çalışanın s arada bizim semt pazarları da büyük mağaza. Ayakkabıdan tutun saate kadar her şey var. Maalesef çoğu kayıt dışı. Bu yüzden bir madde koyduk buraya, belediyeler oda sicil kaydına geçmeyen esnafa tezgah açtırmayacak" dedi.
YABANCI SERMAYE HİÇBİR YERE KAÇMAZ
ATO Başkanı Sinan Aygün ise Büyük Mağazalar Yasası ile yabancı sermayenin kaçacağı eleştirileriyle ilgili değerlendirme yaparak, "Yabancı sermaye hiçbir yere kaçmaz. Yabanca sermaye mama varsa gelir. Yabancı sermaye burada kazansa da zaten burada yatırım yapmıyor" ifadelerini kullandı. Bu yasanın mutlaka çıkması gereken bir yasa olduğunu kaydeden Aygün, bu arada küçük esnafın da düşünülmesi gerektiğini söyledi. Aygün, Bu yasaya sahip çıkmak bizim görevimizdir. Çok tepkiler alacağını biliyoruz. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı da çok tepki alacak. Ama her şeyin bedeli vardır. Ama Hollanda peyniri, kaşarı değil, Kars peyniri kazanacak" dedi. PER-DER Başkanı Şeref Songör ise yasayı desteklediklerini belirterek, "İçimizdeki AB'liler hemen karşı çıkıyor. Sanki yasa sadece onları sınırlamak için çıkıyormuş gibi. 'Gidiyoruz, gelmiyoruz' diye adeta tehdit ediyorlar. Yabancı yatırımcının da sektördeki yerli meslektaşlarımızla aynı fiyatlarla eşit olmalarında ne sakınca var? Bu yasa 400 metrekare üzerindeki tüm perakendecileri eşit düzleme getiriyor. Biz bize özel bir koruma istemiyoruz" açıklamasında bulundu.
Yeni yasa taslağında yeni mağazalar açarken, o bölgede ihtiyaç olup olmadığı, metrekaresine göre fiziki ve altyapı uygunluğu gibi kriterlere bakılarak ön izin alma şartı getirildiğini hatırlatan Songör, "Bizce bu düzenleme, yatırımların yanlış yapılması, kaynakların israfı yerine arz talep dengesini gözetecek doğru bir yatırım yönlendirmesi sağlayacaktır" dedi.
Pazar günlerinin tatil olması ve mağazaların kapatılması maddesini de desteklediklerini anlatan Songör, bunun ticari bir kayıp yaratmayacağını ve ailelerin de birlikte sosyal faaliyetlerde bulunmalarını sağlayacağını ve çalışanları veriminin artacağını söyledi. Songör, büyük mağaza tanımının da doğru yapılması gerektiğine işaret ederek, 200 metrekare üzeri veya şubesi olan tüm mağazaların bu kapsamda bulunmalarının adil bir tanımlama olacağını savundu. Songör ayrıca, dolmuş, taksi esnafını da düşünmek gerektiğini belirterek, marketlerin ücretsiz müşteri servisi hizmetinin kaldırılması gerektiğini kaydetti.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 08:49