Gündem
  • 6.2.2009 17:02

DİNLEME YASAKLANIRSA İŞKENCE HORTLAR

Telefon dinlemenin modern çağın ve teknolojinin geliştirdiği bir imkan olduğunu vurgulayan Kuzu, dünyada ve Türkiye’de işkencenin azalmasında “telefon dinlemenin” büyük katsının olduğunu öne sürdü.

Telefon dinleme sayesinde ipucu ve delile ulaşmanın günümüzde daha kolaylaştığını dile getiren Kuzu, “Telefon dinlemesi külliyen yasaklanırsa, işkence olayları yeniden hortlar. İşkence zaten suç, zaten yasak. Bizim hiçbir zaman arzu etmediğimiz, bir şekilde delil olmasa bile ipucu bulmak bakımından, asıl ve yasal delile ulaşmak için bir yöntem olarak kötü muamele ve işkenceye doğru gidilir. Yıllar önce bunlar vardı. Yani bir zamanların beğenmediğimiz o kötü günlere yetkilileri dönmeye zorlarız” uyarısında bulundu.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, tamamen yasaklanması gündeme gelen “telefon dinlemelerinin” aslında işkencenin önlenmesi konusunda önemli bir işlevi yerine getirdiğini öne sürdü. Telefon dinlemelerinin tamamen yasaklanmasının “işkencenin yeniden hortlamasına” neden olacağını öne süren Kuzu, HABERTÜRK’e telefon dinlemesinin tamamen yasaklanmasının sakıncası konusunda şu çarpıcı açıklamalarda bulundu:

SINIRLARI İYİ ÇİZİLMELİ: Telefon dinleme modern çağın ve teknolojinin geliştirdiği bir imkan aslında. Bunun kötüye kullanılması elbette ki kimse tarafından savunulamaz; özellikle özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığı bağlamında bunun sınırlarının iyi çizilmesi gerekiyor. Konuştuğumuz yasal düzenlemeler, öbürleri zaten yasal değil. Bir insanın yatak odasına kadar girip, bunları dinleyip delil saymak bunların zaten kişi hakları bakımından anayasa ve uluslararası belgelere açıkça aykırı.

YASAKLANIRSA İŞKENCE HORTLAR: Bütün bunlara rağmen biz desek ki, “bu kadar zararlı bir teknolojinin olduğu bir dönemde veya yasal da olsa kötüye kullanıldığı bir dönemde, ortam dinlemesi veya hakim kararı da olsa herhangi bir dinlemeyi külleyen yasaklasak” bu eski dönemdeki işkencelere doğru götürür bu işi. İşkence olayları yeniden hortlar.

DİNLEME DELİLE ULAŞMAYI SAĞLIYOR: Bugün dünyada ve Türkiye’de işkence ciddi oranda azalmışsa, teknolojinin getirdiği bu dinleme imkanı sayesindedir. Tamam, bunun kötüye kullanılmasını önlemek için tedbir alalım ama, “Biz bu dinlemeden rahatsızız kardeşim biz bu dinlemeleri yasaklayalım” dersek bu görülmekte olan dava bakımından önem arz ediyor. Anayasa Mahkemesi’nde Manisa’dan giden görülmekte olan dava çerçevesinde önem arz ediyor. Tabi Anayasa Mahkemesi nasıl bir karar verecek bilmem ama aksine çıkacak olan bir kararın böyle bir sonuç doğuracağını bilmemiz gerekiyor.

ARZU ETMEDİĞİMİZ SONUÇ ÇIKAR: İşkence zaten suç, zaten yasak. İşkenceyle alınan delilleri zaten kullanamazsın, hukuki geçerliliği yok. Ama bir şekilde delil olmazsa, ipucu bulmak bakımından, asıl ve yasal delile ulaşmak için bir yöntem olarak kötü muamele ve işkence gündeme gelir. Yıllar önce bunlar vardı. Yani bir zamanların beğenmediğimiz o kötü günlere yetkilileri dönmeye zorlarız. Bu da bir delil olmaz ama bu yöntemle hukuki delillere gitmek için bu yöntemleri kullanmak zorunda kalırlar.

DENGE İYİ KURULMALI: Bu dengeyi iyi kurmak gerekiyor. Elbette ki ömür billah dinleme olmaz. Fakat örgütlü suçlara karşı dinlemenin yapılması zorunlu görünüyor. Burada üçüncü kişileri koruyucu tedbirleri almak gerekiyor. Telefon kayıtlarında davayla alakası olmayan ve suç oluşturmayan veya ilgili olmayan konuşmaların konulmasını önleyecek tedbirler artırılabilir.

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 01:27

İLGİLİ HABERLER