Gündem
  • 19.10.2002 23:03

DIŞİŞLERİ BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ŞÜKRÜ SİNA GÜREL: "IRAK'TA ÖNLEM ALMAYA BAŞLADIK"

KAYNAK : Haber Vitrini ATA GÜNDÜZ KURŞUN AFYON - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel, Türkiye'nin Kuzey Irak'la kendi güvenliği bakımından ilgilenmeye devam edeceğini belirterek, "Türkiye, oradan kendisine karşı olabilecek tehditlere karşı da önlemlerini alacaktır. Zaten bu önlemler alınmaya başlamıştır" dedi. Afyon gezisini sürdüren Bakan Gürel, öğleden sonra Afyon Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Kuzey Irak, Avrupa Birliği ve Kıbrıs Meseleleri" konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Irak'a askeri müdahalenin gerçekleşmesi durumunda, bunun sonuçlarının sadece orası ile sınırlı kalmayacağına dikkat çeken Dışişleri Bakanı Gürel, "Savaş çok geniş alana yayılır. Bütün sorunlara barışçı çözüm bulmak gerekir. Biz müdahale istemiyoruz. İstikrar için bunu yararlı görmüyoruz. Tam tersine endişeleniyoruz" dedi. Savaşın Amerika Birleşik Devletleri'nin de çıkarına olmayacağını söyleyen Bakan Gürel, "Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak terörden ve uluslararası alandaki tehditlerden en çok çeken devletiz. Biz 1980'lerden itibaren terör derdi karşısında her türlü özveriye katlanırken, tehdit karşısında maddi manevi pek çok kayıp verirken, batılı dostlarımız bizim çağrımıza niye kulak vermediler? Batıdaki bir takım dostlar, bizim terörle mücadelemize destek mi oldular, köstek mi oldular? Türkiye bölgede her zaman istikrardan ve barıştan yana olmuştur. Türkiye Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmasına razı olmamıştır. Razı olmaz. Türkiye bölgede sorunların barışçı yöntemlerle çözülmesini ister. Irak konusunda bundan sonra hep böyle davranacağız" şeklinde konuştu. "ÖNLEM ALMAYA BAŞLADIK" Irak'ta,Türkiye'nin muhatap kabul etmediği bazı cemaat liderlerinin olduğunu kaydeden Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel şunları söyledi; "Son günlerde Türkiye'yi öylesine tahrik edici davranışlar sergilendi ki; insan kuşkulanıyor. Bizimle hiçbir şekilde boy ölçüşemeyecek sözde güçler, nasıl olur da Türkiye'yi kendisine muatap alır? Bunun arkasında başka oyunlar var. Biz Kuzey Irak'la bugüne kadar neden ilgilendiysek, bundan sonra da aynı nedenlerle ilgileneceğiz. Türkiye Irak'la, 'toprak bütünlüğü yeniden ve etkinlikle merkezi otoriteye çevrilsin diye' güvenliği bakımından ilgilenmeye devam edecektir. Oradan kendisine karşı oluşabilecek herhangi bir tehdide karşı da her türlü önlemi alacaktır. Zaten bu önlemleri almaya başlamıştır." 'Nisan ayından beri Türkiye'de siyasal istikrarsızlık var, ülkenin erken seçime gitmesi gerekir" diyenlerin, aslında Ecevit'siz bir hükümetle bu düğümlerin atılmasını istediklerini öne süren Bakan Gürel, "Nisan ayından beri 'istikrarsızlık' diye diye istikrarsızlık yaratıldı. DSP kundaklandı ve bölünmeye çalışıldı. Ecevit işinden uzaklaştırılmaya çalışıldı. Ecevit'e sivil darbe yapılmaya çalışıldı. Ama bu oyun bozuldu. Bu oyun 4 Kasım sabahı bozulmuş olacak. Türkiye Ecevit'e ve onun kadrolarına bu ülkeyi teslim edecek" diye konuştu. AB KONUSU Avrupa Birliği konusunun adeta bir siyah-beyaz ve Türk halkını ikiye bölecek şekilde ortaya atıldığını ifade eden Bakan Gürel, "Türk halkı Avrupa Birliği'ni istiyor. Türkiye, AB'nin Kopenag kriterlerine uymak için en zor dönemde en ileri adımları atmayı başardı. TBMM Türk halkının sağlam iradesini yansıtarak en iyi reform kararlarını aldı. Sıra Avrupa Birliği'ndedir. AB, ya 2003 yılı içinde Türkiye ile müzakerelere başlama kararı alır, ya da Türkiye'de öyle bir düş kırıklığına uğrar ki, biz AB ile herşeyi yeniden gözden geçirmek zorunda kalırız. Öyle Sayın Yılmaz'ın söyledikleri gibi bize gösterilen üçüncü yollara ve şartlı tarihlere hiçbir Türk hükümeti razı olmaz. Hele Ecevit'in hükümeti hiç razı olmaz" ifadelerini kullandı. "AB YANLIŞ ADIMLAR ATTI" Avrupa Birliği'nin Kıbrıs konusunda da çok yanlış adımlar attığını dile getiren Dışişleri Bakanı Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel, konuşmasını şöyle tamamladı; "Avrupa Birliği hem Kıbrıs'taki çözümü güçleştirdi, hem Türkiye-AB ilişkilerinin gelişmesini engelledi, hem de kendisini zorda bıraktı. AB kendi seçimini yapacak. Bunun sonuçlarını da bilmesi gerekir. AB, eğer önümüzdeki Aralık ayında Kıbrıs Rum tarafını üyeliğe tek yanlı olarak alacak olursa, Kıbrıs'ın bölünmüşlüğünü kanıtlamış olacaktır. En önemli tarafı, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bundan sonra geleceğe doğru birlikte yol almak bakımından her zamankinden daha özgür olacaktır. Belki de en iyisi de o olacaktır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Annan'ı böyle düşüncelerle, yanlış bilgilendirmelerle kandırmasınlar. " Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:26

İLGİLİ HABERLER