Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ''Vatandaşın meşakkat çekmesini ibadet olarak göremiyoruz. Onun arkasına sığınarak hizmetleri aksatmak doğru değil. Hiçbir kurum, kuruluş, birim ve şirketler, 'hacda eziyet çekmek sevaptır' diyerek yaptığı hizmeti aksatamaz'' dedi.
Bardakoğlu, Cidde Başkonsolosluğu'nda düzenlediği basın toplantısında, hac organizasyonuyla ilgili bilgi verdi, değerlendirmelerde bulundu.
Sözlerine, hac organizasyonunda yer alan ve emeği geçen herkese teşekkür ederek başlayan Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı ekiplerinin görev alanlarına uygun olarak farklı zamanlarda kutsal topraklara geldiklerini anlattı.
Medine'deki çalışmaları yerinde gördükten sonra Mekke'ye geldiğini ifade eden Bardakoğlu, herhangi bir aksaklığın olmadığını, haccın az kayıpla yerine getirilebilmesi için tüm tedbirlerin alındığı kaydetti. Türkler'in, Hz. Muhammed'e olan sevgileri dolayısıyla Medine'ye ayrı bir önem verdiklerini anlatan Bardakoğlu, şöyle konuştu:
''Hatta Türk dünyası içinde benzer bir düşünceye sahibiz. Arzu ediyoruz ki bu şahsi kanaatim, Diyanet İşleri Başkanı olarak şahsi fikrimi bildirmem her zaman makul karşılanmıyor. Ama ben yine bildirmeye devam edeyim. Türk Cumhuriyetleri'ndeki vatandaşlarımız imkan olsa da önce Türkiye'ye gelseler...
Çünkü geleneklerimizin, dini ve milli hayatımızda ayrı bir önemi var. Onlara önce İstanbul'u, Konya'yı, Urfa'yı gezdirebilsek, sonra da Medine ve Mekke'yi... Bu hac ziyareti, inanç turizminin zirvesidir. Batılılar da bunu böyle yapıyor. Bunu sadece Kabe'ye gelip etrafında tavaf yapıp, Arafat'ta vakfeye durup hacı olmak yerine; haccı, daha çok kültürüyle, zenginliğiyle yaşamak, geçmişle bütünleşmek, ayrı bir zaman dilimi, eğitim süreci olarak görmek lazım.''
''KOTA UYGULAMASINI ELEŞTİRMEK ZOR''
Bardakoğlu, Türk heyeti olarak görüştükleri Suudi Hac Bakanı'nın, kendilerine ''Türkiye'nin hac organizasyonunu iyi yaptığını'' söylediğini belirterek, Suudi yetkililerle ciddi ve seviyeli ilişkilerinin sürdüğünü kaydetti.
Yeni fiziki ortamlar yaratılmadıkça kota sayısını eleştirmeyi doğru bulmadığını, Türkiye'nin kontenjanının artırıldığını da ifade eden Bardakoğlu, şu görüşleri dile getirdi:
''Hacca 20 yıl önce 900 bin kişi geliyordu, şimdi onun 3 katı. Bu şartlarda Suudi yetkililerin kotada direnmesini anlayışla karşılamak gerekiyor. Kontenjan ve kota işi çok isabetsiz değil dikkat ederseniz. Aynı vazifeyi 2 milyon kişi rahat yapabiliyor ama 4 milyona çıktığında, aynı yerde, aynı zamanda, aynı ibadet... Hac, artık ibadet olmaktan çıkıyor.
Bu eziyetleri, sıkıntıları Allah'ın bu işi emir olarak buyurmuş olmasının yansımaları olarak görsek de belli bir yoğunluktan sonra insanımız açısından hac bir eziyet halini alıyor. Bu kota uygulamasını eleştirmek zor.''
''HAC, UNVAN İÇİN BİR SÜREÇ DEĞİL''
Bardakoğlu, haccı sadece bir vazifenin, bir şekil şartlarının yerine getirilip insanların hacı unvanına kavuştuğu bir süreç olarak görmediklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Biz bu ibadeti, organizasyonu, insanların hacı unvanını kazandığı, şekil şartlarının yerine getirilerek atlatıldığı formal bir vaka olarak görmüyoruz. Haccın eğitim ve ibadet olmak üzere iki önemli yönü var. Din görevlilerinin ve hacıların eğitimini önemsiyoruz. Haccı, ibadet yönünü geliştirmeye çalışıyoruz. Hacı adayları da turizm, ticaret yönünden çok ibadet yönü üzerinde yoğunlaşmalı.''
BAYAN DİN GÖREVLİLERİ
Hacca gelenlerin yüzde 40'ını kadınların oluşturduğunu anlatan Bardakoğlu, bu yıl ilk defa bu kişilere hizmet vermeleri için irşad ekibinde 80'in üzerinde kadın din görevlisinin hizmet vermeye başladığını söyledi.
Bardakoğlu, Diyanet'in denetim, fetva, irşad, kiralama, sağlık, rehberlik, ayniyat ve havalimanı ekiplerinin çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Türkiye'de hac için ''bir eli yağda, bir eli balda'' şeklinde bir manzara çizildiğini anlatan Bardakoğlu, böyle bir manzara çizilince insanların kutsal topraklara gelirken beklentilerinin arttığını, burada da güçlükle karşılaştıklarını söyledi. Bardakoğlu, ''Vatandaşın meşakkat çekmesini ibadet olarak göremiyoruz. Onun arkasına sığınarak hizmetleri aksatmak doğru değil. Hiçbir kurum, kuruluş, birim ve şirketler, 'hacda eziyet çekmek sevaptır' diyerek yaptığı hizmeti aksatamaz. Bu konuda açık yürekli ve dürüst olmak lazım'' dedi.
Bardakoğlu, hac konusunda teknolojik imkanlardan yararlanarak hacı adaylarını Türkiye'de eğitmeye başlayacakları, bunu uçakta ve kutsal topraklarda sürdüreceklerini kaydetti.
TÜRKİYE'DE DAHA İYİSİ VAR
Bardakoğlu, burada alınan malların hiç bir işe yaramadığını, Türkiye'de daha iyisinin olduğunu belirterek, hacıların zamanlarını ticaretle değil, ibadetle geçirmelerini istedi.
Haccı turizm, ticaret ve siyasete konu olmaktan çıkarıp ibadet, eğitim ve hizmet yönüne önem vereceklerini belirten Bardakoğlu, ''Hacılar kaliteli eşya alsınlar. Boş yere kendilerine yük yapmasınlar. Hacılara, 'ticaret yapmayın' diyemiyoruz. Ben, teknolojik ve kültürel düzeyimize uygun mal alsınlar istiyorum. Afrika'dan gelen insan da bizim insanımız da aynı mallara hücum ediyor. Biraz seçici olmak gerek. Önümüzdeki yıl biraz daha bilgilendireceğiz'' dedi.
Bardakoğlu, Arafat Vakfesi ve şeytan taşlama için de tüm tedbirlerin alındığını söyledi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:31