
DİYARBAKIR'IN EN PAHALI ARSASI BÖLÜCÜBAŞI'NIN ÇIKTI
Göktürk Tunçtürk'ün yazısı:
Eli kanlı eşkıya örgütünün başı Abdullah Öcalan, 1969 yılında Diyarbakır’da Tapu Kadastro’da memurluk yapmış ve bu memurluğu sırasında köylülerden o zamana göre çok büyük meblağ eden 10 bin lira rüşvet almış.
Terörist başı rüşvet aldığını şuan ‘ Kürtçü’ yazarlar arasında tanınan ve PKK yanlısı Nasname sitesinin yazarı olan Şükrü Gümüş’e de itiraf etmiş.
ÖCALAN 10 BİN LİRAYI CEPELLEZİYE ETTİ
PKK yanlısı sitelerle ve yazarlarla çatıştığım için mail adresime sık sık tehdit ve hakaret dolu yazılar gelirdi. Yine bilgisayarımı açtığımda ‘ Öcalan hakkında yeni bilgiler’ başlıklı bir yazı dikkatimi çekti.
Bu bilgilerin sahibi Kürtçü Yazar Şükrü Gümüş’e aitti.
Gümüş, geçmişte Öcalan’ın en yakın arkadaşı ve sırdaşı.
İddiaların ve yazının doğrulu olarak yine PKK yanlısı site olan nasname sitesi gösterilmekteydi.
Siteye baktığımda yazarın ve yazının yayında olduğunu görünce değerlendirmekte bize düştü.
Yazıda, Terörist başının lider olmak için çok fırıldaklar çevirdiği ve o’nun ajan olduğu belirtilirken, Doğu Perinçek ile olan bazı ilişkilerin bahsediliyor.
İşte Kürtçü yazar Şükrü Gümüş’ün nasname sitesindeki o yazısı.
“Son on yılımı artık bu teşkilata adadım. Tüm kara kutularını deşmek istiyorum. Bu benim de içinde yıllarımı geçirdiğim Dünya çapındaki bir teşkilat. Yakın tarihimizin en önemli konusu. Biz bugünden yarına, tarihçilere bazı dipnotları düşmekle görevliyiz.
O nedenle 1970 ve 75 yılları arasındaki beş yıla bakalım.
Yani Abdullah Öcalan 1969’larda Diyarbakır Tapu kadastro’da memurken neler yaptı?
1-Neden Ankara Tapu Kadastro’dan mezun olur olmaz tayinini Diyarbakır’a aldırdı? Başka yer mi yoktu? Bu o kadar kolay mıydı? Hadi aldı diyelim. Peki, her türden alavere-dalaverenin döndüğü Tapu Kadastrolarda Abdullah ne yaptı? Daha önce söyledim. O da ikrar etti. Kayapınar köylülerinden aldığı 10 BİN lirayı cebelleziye etti. Ve bununla ‘Okul mu okuyayım yoksa bir parti mi kurayım?’ fikri nerden kendisine geldi? ‘Dini bütün bir Müslümanlığına verelim ve ‘vahiy’ mi geldi diyelim.
2- Diyarbakır’dan İstanbul Bakırköy’e Tapu kadastro’ya nasıl tayinini aldırdı? Ki bu İstanbul seyrel seferi hiç bilinmiyor. Bir sene sonra, Ankara Hukuku kazanıyor. Ankara’ya geçiyor. Bir sene daha dayanıyor. Eşşek gibi çalışıyor. Aslında –inek gibi diyelim- çünkü çok ders çalışanlara biz öyle derdik değil mi? Hukuktan, Siyasal’a geçiyor. Allah’ım yarabbi!.. Bu ne hız bu ne zeka(!) yani inanılacak gibi değil. Bu konuda onun yerine imtihana girenlerin olduğu veya yerleştildiği söyleniyor ama ben bunlara da pek itibar etmiyorum. Çünkü bu mümkün ama o kadar da önemli değil.
3- Herkesçe bilinen gel-gitler ve med/cezirler. Gidip başvurmadığı, ortamını koklamadığı hiç bir dergâh yok. Sağ/sol, orta yol... Hepsini deniyor. Bu arada, hayal meyal hatırladığım bir anım var. Bir arkadaşı bana anlatmıştı. ‘Bir defasında takıldım. Apo daha parti kurmadın mı? Gel sana TİSP’in proğramını vereyim. Biraz ekle, çıkar yeni bir parti kur’ dedim. Kızdı. Sen işine bak. Ben ne zaman partimi kuracağımı bilirim, dedi.’ Diyordu.
Sahi Öcalan o rüşvet parasını alırken, ‘Parti mi kursam, yoksa bu parayla okul mu okusam’ ikileminden hangisini seçti diyorsunuz? Bence ikisi de bir arada. O hiçbir zaman yaş tahtaya ayak basmaz. Okula devam. Sonra parti de gelir, demiştir.
4-Nitekim TİKP ve Aydınlık Bildirisinin dağıtımı ve içeri girmesi, aynı zamanda Perinçek rahlesinde eğitilmedir. Bize bir zamanlar anlı/şanlı anlatılırdı. ‘Başkan daha ‘72’lerde Perinçek’le yargılanırlarken, mahkemeye gittiklerinde, kravatına yapışıp; bu ne lan.. Öyle burjuva çocukları gibi kravat, takım taklavat da ne?’demiş ve onu fena halde bozmuştu...
Ama bana, aynı koğuşta yatak komşuluğu yapan İbrahim Aydın ‘Apo içerde koğuşun ve cezaevinin en sakin ve en sorunsuz adamıydı idare nezdinde. Bir gece Sosyalizmin Alfabesini okumuştu. Ve uyanır uyanmaz ‘Kurtuluş Sosyalizm’de demişti’ diyordu.
5- Yıl artık ‘74’ün sonu ve 75’lerin başına gelindiğinde, ortam çok müsait ve sahaya inme zamanı. Kendisi bir kaç grubu idare ediyor. Etrafında üçlü kümeler var. Bunları daha önce anlatmıştım. En Önemlisi Diyarbakır ve İstanbul ikinci seferleridir. Ben buradaki şahısların adını açık yazmayacağım. Sadece baş harflerini vereceğim. Çünkü onlardan izin almam lazım ve bizzat onların görüşlerini ağızlarından vereceğim.
İkinci İstanbul seferinde İT ve ET yanına gider. Onlarla daha İstanbul’a ilk anda tanışır. Bu iki insana parti kurmayı teklif eder. İT’ye askeri sorumluluk, ET’ye de Örgütlenme sorumlusu. Kendisi de Genel Başkan olacak... Bu iki insan teklifi reddeder. ET arkadaşına ‘Abi bu adamı vuralım. Bu ajan’ der. Ama İT kabul etmez. Ve Öcalan eli boş döner. Ancak İT daha sonra bu teklifin ve Öcalan’ın bilgilerinden sonra tam 40 yıl boyunca belinde silahıyla yaşar. Kardeşini vururlar. Ve hedef elbette kendisidir.
6- Bir de Diyarbakır’a gider. Orda AK’yı bulur. Ona ‘Beni AZ’ye götür’ der. AK ve AZ eski iki arkadaştır. AZ daha önceki örgütünden farklı olarak silahlı mücadele fikirini savunur. Ve nasıl oluyorsa ta Ankara’dan bunu Öcalan öğreniyor. Gidip AK’yi buluyor. AZ’ye ulaşıyor ve yekten; ‘Seninle aynı şeyleri düşünüyoruz. Ben de silahlı mücadeleyi düşünüyorum. Beraber parti kuralım’ teklifini yapıyor. Ama AZ çok kızıyor. Arkadaşına ‘Al bu adamı götür ve bir daha gözüm ne seni ne onu görmesin’ der. Yani AZ’de onun ajan olduğundan şüphelenir.
Şimdi bu 70 ile 75 yılları arasında Öcalan asla ve asla boş durmamıştır. Yangından mal kaçırır gibi parti kurmayı kafasına koymuştur. Çubuk, Dikmen Tuzluçayır toplantıları; ona göre her beş kişiyle bir araya geldiğinde PARTİ KURULUŞU ön çalışmssıdır. Hatta ben Şam’da ona bizzat sordum:
-Başkanım, Partinin kuruluşu hakkında bir diz soruyla karşılaşıyoruz. Sizce kesin tarih neresi alınabilir? Dediğimde o,
-Aslındaaa....Bu o kadar da önemli değil ama sen yine de Dikmen’i al...Soranlara öyle söyle, dedi.
Yani ona göre ‘Anan için her yer teşttir.’
Bana göre ise; Ankara Tuzluçayır’dır.
Yani Öcalan’ın Ankara PKK’sının en iyi temeli orda atıldı.
Dikmenle bir dizi dürüst insanı Kürdistan’a yolladı. O ve Kesire’si Ankara’da kaldı. Daha sonra bir sefere çıktı. Kesire’yi Çınar’a ilkokul öğretmeni olarak yerleştirdi. Evlik ve çalışma hikâyesiyle ev tutu. Döşedi. Valide hanımda buna inandı. Kolları sıvadı. (Duran Kalkan’ın PKK Belgeseli anlatımlarında var.)
Ve Fis durumu kotarmanın, Genel Sekreterlik meselesini onaylatma ve mazbatayı resmi ele geçirme tarihidir.
Peki bir soru; Şayet Öcalan Lice’nin Fis Köyünde genle başkan olmamış olsaydı; böyle bir toplantıdan bahsedilecek miydi? Oysa o toplantı birinci kongre falan değil. Rahatlıkla ileri kadroların bir araya geldiği bir toplantı sayılır. Ama Lice Fis köyü orada Öcalan’ın başkanlığıyla yerle bir edildi. Hala da Lice/Fis denince insanlar ürperiyor. Kim kaldı o toplantıya katılanlardan, o köyde buna tanık olanlar kaldı mı? Bir tek Zugurlu ana o da deli divane.”
TERÖRİSTBAŞI HALA BÜYÜK BİR ARSANIN ORTAĞIMI
Şükrü Gümüş’ün bu yazısına ise okuyucu-yorumculardan birisi ise çok ilginç bir not düşmüş.
Okuyucu yorumunda Öcalan’ın, Diyarbakır’da Tapu memurluğu yaptığı sırada büyük bir arsaya kendisini ortak gösterdiğini ve hala bu arsanın ortağı olduğunu ileri sürmekte.
İşte o okuyucu yorumu:
“Diyarbakır’da bu zat Tapu ve Kadastro Memurluğu yaparken kendisini bazı arazilerin ortağı yapmış yani kağıt üzerinde, Diyarbakır'ı bilirsin. Hani Seyrantepeye yani otogara giderken yolun sol tarafında çok geniş ve rantı çok yüksek bir arazi var yaklaşık 200 dönüm kadar var. Bütün çevresi lüks sitelerle çevrildiği halde bu arazi boş duruyor. Yani hemen dikkat çekiyor, gerçekten bu arazi şuanda çok büyük paralar eder. Soruşturdum yani tapudan ve başka resmi kuruluşlardan ulaştığım bilgi beni şaşkına çevirdi. Apo Diyarbakırda Tapu memurluğu yaptığı sırada bu araziye bir şekilde resmi olarak ortak olmuş, şimdi çeşitli müteahhitler bu yerde site yapmak istiyorlar ancak ortakların hepsini bulup satınalma işlemini yapması gerekir. Ortakların hepsi bulunuyor ancak biri hariç,bu araziye Apo ortak olduğu için hiç bir işlem yapılamıyor ve öylece boş duruyor. Senin Diyarbakırlı yazarına bunları anlattım o da bana "Yalandır inanma bunlar spekülasyondur" dedi. Ama benim ulaştığım çok bilgiler resmi bilgilerdir. Araştırırsanız inanıyorum sizler de bu bilgiye ulaşırsınız”.
Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 08:47