KAYNAK : Haber Vitrini
DURSUN EKER
İSTANBUL - Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Zhu Rongji'nin Türkiye'ye ziyareti bugün başladı. Ancak, tarihte birçok Türk imparatorluklarına merkezlik yapan Doğu Türkistan, Kızıl Çin zulmü altında inliyor.
1949 yılında Kızıl Çin tarafından işgal edildikten sonra Doğu Türkistan'da tam bir şiddet ve baskı rejimi uygulandı. 1954'ten 1955'e kadar yürütülen "reform hareketi" sırasında, Doğu Türkistan Türkleri 'feodal, karşı devrimci' gibi ithamlar adı altında müthiş bir işkence ve baskıya maruz bırakılarak, bütün maddi varlıkları komünistler tarafından gaspedildi. Böylece Doğu Türkistan Müslümanları, bitmeyen yoksulluklara itilirken, aydın Müslümanlar da işkencelerle yok edildi.
İHA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Teoman Yabgu tarafından M.Ö. 220 yılında kurulan Büyük Hun İmparatorluğu'nun asırlarca hakimiyeti altında bulunan Doğu Türkistan'a, Türk tarihinin en büyük devletlerinden olan Karahanlılar Devleti, yeni bir ruh ve anlayış kazandırdı. Doğu Türkistan, tarihte ilk Türk devleti olarak bilinen Hun İmparatorluğu'ndan itibaren birçok büyük Türk devletinin çekirdeğini teşkil etti. Göktürk, Uygur ve Karahanlı devletleri bunların en meşhurları...
1760 İSTİLASI
Doğu Türkistan, 1760 yılında Çin-Mançur istilasına maruz kaldı. Mançurların ülkeye girişleriyle korkunç bir işkence ve zulüm devri başladı. Buna tahammül edemeyen Türkler, zaman zaman yönetime karşı ayaklandılar. Bu ayaklanmalar içerisinde, 1863 yılında bütün ülke çapında başlatılan kurtuluş hareketi kısa zamanda gelişti ve Yakup Han Bay Devleti'nin gayretiyle Çinliler ülkeden çıkartılarak milli devlet kuruldu.
14 sene devam eden bu yeni devlet, aynı zamanda, Osmanlı idaresiyle temasa geçen ve Osmanlı Devleti'ne tabi olan ilk Doğu Türkistan Devleti oldu. Padişah Sultan Abdülaziz Hana biat edip, onun adına hutbe okuttu. Babıali (Osmanlı Hükümeti) de bu bağlılığı kabul etti. Ülkeye askeri uzmanlar gönderildi. Doğu Türkistan, Yakup Han idaresinde 1876 yılına kadar 13 yıl müstakil olarak yaşadı. Ancak, Asya'da güçlü bir Müslüman Türk devletinin kurulmasından ve hele bunun Osmanlı Devleti'yle alakasından korkan Rusya ve Çin, işbirliği yaptılar. İngiltere'nin de işe karışmasıyla devlet yıkıldı.
YAKUP HAN ZELİNLENDİ
1867 yılında Yakup Han'ın zehirlenmesiyle Türk Devleti'nin parçalanmasından istifade eden Mançur-Çin İmparatorluğu, Doğu Türkistan'ı yeniden istila etti. İkinci istiladan sonra Mançur-Çin emperyalizmi, Doğu Türkistan'da tam bir baskı ve terör idaresi kurdu. Doğu Türkistan'ı Çinlileştirme demek olan asimilasyon hareketlerine hız verildi. Bu maksatla Doğu Türkistan'ın adı değiştirilip "yeni sömürge" manasına gelen "Sinkiang" (Şincan) adı takıldı, bunun dışında birçok şehir ve kasabanın da isimleri değiştirilip, Çince isimler verildi. Çin'in başka eyaletlerinden yüzbinlerce Çinli göçmen getirtilip, Türk unsuru eritilmek istendi. Türkler Çinlilerle evlenmeye zorlandı, İslam dini ve Türk gelenekleri yasaklandı. Camiler ve medreseler kapatıldı veya devamlı kontrol altında tutuldu. 1934-1944 yılları arasında, bir ara Sovyet Rusya yönetiminde kalan Doğu Türkistan, meşhur işkence ve katliam hareketlerine sahne oldu.
ÇİN ZULMÜNE KARŞI MİLLİ AYAKLANMA
Doğu Türkistan, 1944'ten sonra tekrar Çin idaresinin baskısı altında bulundu, 1949 yılından sonra da komünist Çin kuvvetlerinin istilasına uğradı. O günden bu yana Doğu Türkistan, komünist rejim tarafından en katı ve acımasız şekilde yönetildi.
Çin zulmüne karşı 1931'de milli bir ayaklanma oldu, 1933'te ise Doğu Türkistan ekseriyet itibariyle Çin esaretinden kurtulup, merkezi Kaşgar olmak üzere, müstakil Türk İslam Devleti kuruldu. Fakat Çinliler, Rusların askeri yardımıyla bu ayaklanmayı bastırıp, devleti yıkıp dağıttı. 1944'te İli vilayetinden başlayarak yine Çin mezalimine karşı bir milli ayaklanma daha meydana geldi. Kısa zamanda "Torbagatay" ve "Altay" adındaki zengin ve stratejik ehemmiyete sahip vilayetler kurtarıldı, merkezi İli vilayeti olmak üzere yine müstakil Doğu Türkistan devleti kuruldu. Kurulan bu milli devlet, Doğu Türkistan'ı kurtarmak üzere harekete geçti ve her cephede Çinlileri mağlubiyete uğrattı. Bundan Çinliler büyük korku ve endişeye kapıldı. Bunun üzerine Çinliler, yine Ruslardan yardım istediler. Rusya da baskı ve tehditle Doğu Türkistan devletini Milliyetçi Çin ile anlaşmaya mecbur etti.
1949 yılında Komünist Çin kuvvetlerince işgal edilmesinden sonra Doğu Türkistan Türk-İslam kültüründen tamamen koparıldı ve komünist bir ülke haline getirilmek istendi. Tam bir hakimiyet sağlayabilmek için onun tarihteki yeri ve şöhreti unutturulmak istendi ve dünya kamuoyuna Doğu Türkistan "Yasak Bölge" olarak ilan edildi. 1950 yılında tekrar Osman Batur ve Canım Han Hacıların direnişleri, 1958, 1962, 1965, 1968 yıllarındaki büyük ayaklanmalar; bu dönemdeki kurtuluş hareketlerinin başlıcalarıydı.
'CELLAT', 250 BİN TÜRKÜ KATLETTİ
1953 yılında bütün Doğu Türkistan çapında, Çinlilerin gayri insani uygulamalarına karşı genel silahlı ayaklanma baş gösterdi. Komünist Çin ordularının komutanı olarak Doğu Türkistan'ı işgal eden ve 'Doğu Türkistan celladı' olarak bilinen Vang Cin, 'Devrim aleyhtarı unsurları yok etmek' slıali (Osmanlı Hükümetoganı ile 250 binden fazla dini şahsiyeti ve aydınları tutuklayarak çeşitli işkencelerle öldürdü. Doğu Türkistan toprakları şehitlerin kanı ile sulandı.
1955 yılında Hoten'de Atçu ve Aksu'da büyük çapta ayaklanmalar meydana geldi. Çin işgal ordusu silahsız halk üzerine ağır silahlarla ateş açarak yüzlerce Türkü öldürdü. Binlerce kişi zindanlara atıldı, işkencelerle katledildi, binlerce kişi de ağır çalışma kamplarına sürüldü.
KAZAKİSTAN'A MECBURİ İLTİCA
1962 yılında 9 siyasi yer altı teşkilatı siyasi yönden harekete geçti. İli ve Çöçek bölgelerinde gösteriler düzenlendi. Çin askerleri göstericilerin üzerine ateş açarak bu gösterileri kanlı şekilde bastırdı. 1 milyondan fazla Türk, bölgeden Kazakistan'a ilticaya mecbur bırakıldı. 1967-1968 yılları arasında Müslüman Türk halkı tarafından kurulan 300'den fazla silahlı teşkilat ortaya çıkarıldı. Mensupları tutuklanarak kurşuna dizildi. 1969 yılında Ahunoğlu (Ahunov) Mecit liderliğindeki bir silahlı teşkilat, ayaklanma öncesi yönetim tarafından haber alındı. Teşkilat üyeleri acımasızca kanla bastırılarak şehit edildi.
LİDER KADROYA İDAM
1970 yılında Eyalet Hükümet Başkan Yardımcısı Eminoğlu (Eminov)'nun da başında bulunduğu 23 binden fazla, gizli bir siyasi partinin üyeleri, ayaklanma arefesinde bastırıldı. Eminoğlu başta olmak üzere lider kadro idam edildi. Binlerce vatansever genç aydın, Çinli vahşilerce öldürüldü ve bir kısmı da çalışma kamplarına sürüldü.
Bu tür kanlı hadiselerden 10 yıl sonra, 1981 yılında Doğu Türkistan'ın merkezi Ürümçi şehrinde, ilk defa demokratik mücadele patlak verdi. İşçiler başta olmak üzere her kademedeki halk kitleleri, Çinliler tarafından bir suikast sonucu öldürülen Abdulhamit Mesut'un kanlı cesedini sokaklarda gezdirerek, açık şekilde, 'İnsani haklarımızı canımız pahasına da olsa koruyacağız' , 'Kana Kan - Cana Can!' sloganları atarak Eyalet Komünist Partisi Merkezi önünde gösteri yaptı. Komünist yönetim, bu gösteriye müdahale etmemekle beraber, katılanları tespit etti ve gizli şekilde hepsini tutuklayıp cezalandırdı.
ÖĞRENCİ EYLEMLERİ
1985 yılının Aralık ayında 10 bine yakın Müslüman Türk öğrenci, Ürümçi Üniversitesi'nde dersleri 1 hafta süre ile boykot ederek sokaklarda gösteri yaptılar. Daha sonra Çin'in Pekin, Nancing ve Şanghay gibi büyük şehirlerindeki üniversiteli Türk öğrenciler de bu eylemleri desteklemek için bulundukları yerlerde gösteri yaptılar. Bunlar, yönetimden, Doğu Türkistan'daki 'Atom Denemeleri'nin durdurulması, Çinli göçmen akınına son verilmesi, demokratik seçme ve seçilme hakkının tanınması, Doğu Türkistanlı Müslüman Türklerin insani, milli hak ve hukuklarının iadesi gibi yasal ve masum taleplerde bulundular. Çin idaresini uzlaşma yolu ile bazı vaatlerde bulunmaya mecbur bıraktılar. Fakat bu gelişmelerden çok kısa süre sonra öğrenciler okulsuz, diplomasız ve işsiz bliırakıldı. Bazı öğrenci liderleri de gizlice tutuklandı.
ÇİNLİ ASKERLERLE ÇARPIŞMA
1989 yılında Ürümçi'de Müslümanlar, İslamiyet'e yapılan hakaret ve saldırıların durdurulması ve demokratik hakların verilmesini talep ederek gösıali (Osmanlı Hükümetteriler yaptılar. 1990 yılının Nisan ayı başlarında Kaşgar'ın Baren kasabasında Çin işgal yönetimine karşı silahlı ayaklanma patlak verdi. Doğu Türkistan İslam Partisi'nin mücahitleri cihat ilan ederek Çin askerlerine karşı savaştı. Büyük bölümü çarpışmalarda şehit oldu. Binlerce Müslüman Türk tutuklandı. Bu olay Çin hükümetini derinden sarstı.
İSTANBUL'DA MİLLİ KURULTAY TOPLANTISI
1992 yılının Aralık ayında dünyanın dört bir yanından gelen Doğu Türkistan muhacirlerinin temsilcileri, sosyal ve kültürel kuruluşların başkanları ile ileri gelen aydınları, Türkiye'nin İstanbul sehrinde bir araya gelerek 3 gün süren 'Doğu Türkistan Milli Kurultay'ını tertip ettiler. Doğu Türkistan Müslümanlarının bu çilekeş ve muzdarip temsilcileri, Doğu Türkistan halkının fiziki ve kültürel varlığını, milli kimliğini imhayı hedef alan uygulamalarını, insanlığa, dünya barışına ve milletlerarası dostluk ve işbirliği ülküsüne karşı işlenmekte olan ağır insanlık suçu olduğunu bütün dünyaya ilan ettiler. Milli Kurultay ayrıca, Doğu Türkistan'ın yeniden bağımsız bir devlet olarak doğuşu için gerekli politikaları tespit ve kabul etti.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:29