Dolar nereye koşuyor
YENİ zirveler deneyen dolar/TL kurunda kâr satışı denemelerine rağmen yükseliş beklentisi ağır basıyor. Çıkışın devamında 3.15 ve 3.18-3.20 sonraki teknik hedefler. Önümüzdeki hafta içeride ekim enflasyonu, dışarıda ise ABD tarım dışı istihdam verileri yakından izlenecek.
KISA süreli iyimserlik sonrası piyasalar temkinli seyrine dönmeye başladı. Dolar/TL kurunun yönünü tekrar yukarı çevirmesi piyasalar üzerindeki baskının devamında etkili olurken dış borsalar ve petrol fiyatlarındaki yükselişin ivme kaybı, beklentisizlik ve zorlaşan gündem baskıya neden olan diğer gelişmeler. Merkez Bankası başkanının geçen haftaki sunumu yakından izlendi.
Faizde sadeleştirmenin diğer anlatımla fonlama faiz indiriminin sonuna yaklaşıldığı ve temkinli duruşun devamı vurgusu önemli. ABD Merkez Bankası (FED) Aralık’ta faiz artırım beklentileriyle dışarıda doların değerlenmesi iç piyasalarda TL’ye değer kaybı olarak yansıması olağan bir durum. Merkez bankaları tarafından para basıp dağıtmakla sonuç alınmasının zorlaştığının görülmesi, mevcut genişlemeci para politikalarının sorgulanmasına neden oluyor. Buna bağlı olarak dışarıda ve içeride tahvil faizlerinde yükseliş görülmesi şaşırtıcı olmazsa gerek.
YABANCI SATIŞI
Merkez bankası başkanı Çetinkaya’nın sunumunda da yer verdiği üzere, ABD dolarının değer kazanması ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişen ülkelere portföy akımının veya sıcak para akımının zayıflaması vurgusu başta döviz kurları olmak üzere iç piyasaların seyri açısından kayda değer bir saptama. Son üç haftada yabancı yatırımcılar tahvil bonoda 1.2 milyar dolarlık satış yaparken geçen hafta hisse senetlerinde 284 milyon dolaralım gerçekleştirdi. Bu durum tahvil faizleri ve borsadaki yükselişi açıklamakla birlikte satış tarafının ağır basması diğer dikkat çekici nokta.
BAŞKANLIK ODAKLI SİYASET
Başkanlık odaklı siyasi tartışmalar, Kasım ayında ABD’de başkanlık seçimi, Türkiye, Irak ve Suriye ilişkileri diğer önemli konu başlıkları. Zor gündem aynı zamanda doların “Güvenli liman” işlevinin de öne çıkmasıyla Dolar/TL kurundaki yükselişe katkı yapmış durumda. Geçen hafta 3.11 seviyesinin üzerinde yeni zirveler deneyen Dolar/TL kurunda çıkışın devamı için bu seviyenin üzerinde kalınması önemli olacak. Zirve denemeleri kâr satışlarını da beraberinde getirebilir. Ancak gerek teknik veriler gerekse dolar/TL kurunu yukarıya taşıyan etkenler göz önünde alındığında kâr satış denemelerine rağmen yükseliş yönlü beklenti korunuyor. Çıkışın devamında 3.15 ve 3.18-3.20 sonraki teknik hedefler olarak görülüyor. 3.20 daha önemli. Geri çekilmelerde ise 3.07 destek olarak güç kazanmış durumda. Bu seviyenin üzerinde çıkış hareketi gücünü koruyacak. Önümüzdeki hafta içeride Ekim enflasyonu, dışarıda ise ABD tarım dışı istihdam verileri yakından izlenecek. Piyasanın seyri ve gündeme bakıldığında temkinli görünümün devamı olasılığı yüksek.
BORSADA SATICILI SEYİR HAKİM
BORSADA kısa süreli çıkış hareketiyle 80.000 seviyesinin geçilmemesi sonrası satışlar geldi. 78.000 ilk destek olarak görülürken sonraki ve daha önemli destek 77.000 seviyesinde. Bu seviyenin üzerinde tepki alımları görülebilir. Aksi takdirde sonraki destekler 76.000-75.000 seviyelerinde bulunuyor. Yukarı yönlü hareketlenmelerde ise 80.000-81.000 direnç noktaları geçerliliğini koruyor. Destek seviyelerinde tepki alımları görülse de satış baskısı korunabilir.
BANKALARDA KÂRLAR DA TAKİPTEKİ ALACAKLAR DA ARTIYOR
BANKACILIK ekonominin lokomotif sektörlerinden biri. Özellikle son dönemde sektörde artan bir kârlılık söz konusu. Bu yılın Ağustos kârı 2015 yıl sonu kârını geçti. Buna paralel olarak takipteki alacaklar diğer anlatımla sorunlu kredilerde de artışlar gözleniyor. Öyle ki Ağustos itibariyle takipteki alacaklar sektör net kârının iki katını aşmış durumda. Bankaların sorunlu alacaklar konusu, Suudi Oger Grubu’nun Türk Telekom’u satın alırken kullandığı kredinin 290 milyon dolarlık taksitini ödeyememesi nedeniyle tekrar gündeme geldi. Bankacılık sektörünün 2015 yıl sonuna göre 21 Ekim 2016 tarihi itibariyle takipteki alacaklar kalemindeki artışı yüzde 17 olarak görülüyor. Kredilerdeki büyüme ise yaklaşık yüzde 9 civarında.
Kredi büyümesinden daha hızlı. Takipteki Krediler/Krediler oranı ise son dönemde bir miktar artış göstermesine rağmen daha makul seviyelerde. Faiz oranları 2015 yılının altında seyretmesine rağmen 2016 yılında ekonomideki büyümenin yavaşlaması, işsizlik oranlarındaki artış, turizmdeki kayıplar gibi gerekçeler geliyor akla.
Diğer yandan bankacılık sektörünün son yıllarda yurt dışı kaynaklara ağırlık vermesiyle yükselen kredi/mevduat oranının kârlılığa olumlu yansıması önemli bir ayrıntı. Son dönemde faiz oranlarının düşürülmesi için gerek ekonomiyönetimi gerekse bankalar tarafında bir çaba var. Faiz düşüşü ekonominin tekrar ısınmaya başlaması, banka kredileri için ödeme kolaylığı yönlerinden olumlu. Ancak ekonominin genelinde ve makro ekonomik verilerde sağlanacak iyileşme daha önemli olacak.
Güncellenme Tarihi : 30.10.2016 15:01