Ekonomi
  • 6.10.2003 11:42

'DOLARDA ANİ ÇIKIŞA DİKKAT'

Irak Savaşı'ndan bu yana dolarda yaşanan gelişmelere ilişkin ekonomik bir yorum getirilemediğini ileri süren Burhan Karaçam Stratejik İş Geliştirme ve Değer Kazandırma A.Ş'nin sahibi Burhan Karaçam, şubat, mart aylarında başlayan gevşemenin ihracat bedellerinin ülkeye erken getirilmesinden kaynaklandığını söyledi. Irak Savaşı'nın sonucunun belli olması ile birlikte piyasalarda esmeye başlayan iyimserlik rüzgârlarının ihracatçıları da etkilediğini belirten Karaçam, üç aylık ihracat bedellerinin ülkeye erken getirildiğini söyledi. Karaçam, ''Piyasalardaki iyimserlik havasının çıkış tarihi Irak Savaşı'nın hemen sonrasıdır. Bu tarihte kurlarda hızlı bir gevşeme başladı. Kurlardaki bu hareket döviz nakit akışındaki giriş - çıkışlardan kaynaklandı. Döviz arzında beklenmeyen bir yükselişin sonucu oldu'' dedi. Karaçam, şöyle konuştu: 'Sektör dışı kesimin payı arttı' ''İhracat ve ithalat rakamlarının kaynağı, gümrük giriş ve çıkışlarının toplamıdır. Bu belgeler fiziki mal hareketini belirler. Halbuki piyasalardaki etkinin nedeni parasal harekettir. Fiziki mal hareketi ile ilgisi olmayan para haraketleri ocak, şubat ve martta başladı. Üç aylık birikmiş ihracat bedelleri birden bire gelmeye başladı. İkinci etken nisan, mayıs, haziran aylarında yapılan ticaret bağlantılarıdır. Bunların bedellerinin bir kısmı nisan, mayıs ve haziranda geldi. Banka kredilerinde artışlar oldu. Bu döviz olarak tutulan pozisyonların döviz kredisine dönüşü demektir. İhracat ve ithalat işlemlerinin ikisinde de bu yapıldı. Döviz kredileri kullanıldı. Bankalar pozisyon açmadan piyasaya nakit verdiler. Döviz arzı artı. İthalatçılar da kur düşecek beklentisiyle transferlerini erteledi ve TL mevcutlarını Hazine bonosuna yatırdılar. Yüksek reel faizden yararlandılar. Sistemde bankacılık dışı kesimin payı arttı.'' 'Çıkış yumuşak olmalı' İhracat ve turizm girdilerinin son tahsilat aylarının sonbahar ayları olduğunu söyleyen Karaçam, kasımdan itibaren döviz girişinin yavaşlayacağını belirtti. Ortaya çıkacak döviz arzına karşı kurda düzenli bir trend izlenmesi için Merkez Bankası'nın ani ve hızlı artışlara karşı hazırlıklı olması gerektiğini belirten Karaçam, ''Esas büyük risk, geçtiğimiz ay 1 milyon 300'lere inen kurun yukarı çıkma eğiliminin de sert olmasıdır'' dedi. ''Bundan endişe ediyorum'' diyen Karaçam şöyle konuştu: ''Kurların aşağı gitmesinden kârlı çıkan iki kurum var. Türkiye Cumhuriyeti Hazine'si ve bankalar. Bunlar kâr ettiği sürece durumun devam etmesi için ellerinden geleni yapacaklardır. Öte yandan kurlarda yukarı çıkış olacak, çünkü çok düştü. Kasım, aralık ayları işçi ve döviz girdilerinin azaldığı, ertelenen ithalatın yapılmasına başlandığı dönem olacak. Burada kurların yukarı çıkmasının ne kadar yumuşak olacağı MB'nin yönetimine bağlı.'' 'Kredi kartı faizleri yüksek' Sektörde uygulanan kredi kartı faizlerinin hâlâ çok yüksek olduğunu belirten Karaçam, ''İzah edilebilen tarafı yok'' dedi. 'Yabancılar bu tür müşterilere mahkum edilmiş müşteri derler' diyen Karaçam, ''Tüketici kredileri faizi yüzde 3 - 4 iken kredi kartı faizinin yüzde 7 - 8 olması normal değil. Bu faiz oranlarının birbirine yakın olması gerekir'' diye kaydetti. Yurtdışında kredi kartı faizi ile tüketici kredisi faizi arasındaki farkın bir, iki puanı geçmediğini belirten Karaçam, bunun da yatırım ve işlem maliyetinden kaynaklandığını söyledi. Kredi kartı faizlerinin düşüşlere rağmen yüksek olduğuna dikkat çeken Karaçam, ''Enflasyon yüzde 20 olacaksa kredi kartı faizleri enflasyonunun beş katı olamaz'' eleştirisinde bulundu. 'Sektörde hâlâ kârlılık sorunu var' Türk bankacılık sistemi halen ve ne yazık ki düşük faizli ortamda kârlı çalışacak yapısal ve operasyonel değişimi yapmış durumda değil'' diyen Karaçam, bugün hâlâ sistemin kârlılığının birinci kaynağının devlet kağıdı ve bunun yarattığı yüksek faiz ve açık pozisyonun yarattığı kur geliri olduğunu söyledi. Sektörün reel gelirlerinin gözükmeyecek kadar az olduğunu söyleyen Karaçam, ''Bu düşük enflasyonlu ortamda sürdürülemez'' dedi. Bankaların düşük enflasyonlu ortamda personel ve işlem giderini karşılamakta zorlanacağını belirten Karaçam, ''Faiz marjlarındaki daralmalar ve kurdan eksilen kârlar yok olunca sistem büyük bir kârlılık sorunu ile karşı karşıya kalacak'' dedi. 'Yabancı yatırımcı gelmez' Yabancı yatırımcıların yatırım için sürekliliği olan düzenli geliri dikkate aldığını söyleyen Karaçam, yabancıların Türk bankacılık sektörüne güvenmemesinin nedeninin bu olduğunu söyledi. ''Faizlerin ve kurların aşağı çekilmesinde birinci rolü bankalar oynuyor. Başka türlü kâr elde edemiyorlar. Böyle bir yapıda olan sektörde yabancı yatırımcılar bulunmak ister mi?'' diyen Karaçam, ''Esas yapılması gereken bankacılık sektörünün süreklilik sağlayan gerçek gelir kalemlerinin devreye girmesiyle olur. Sektörün en büyük zaafiyeti budur. Hiç bir yabancı yatırımcı gelecekteki kârlığı önceden öngörülemeyen bir sektöre girmez'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:48

İLGİLİ HABERLER