Gündem
  • 2.8.2009 00:00

DSP GENEL BAŞKANI TÜRKER: 'ADALET BAKANI İSTİFA ETMELİ!..'

DSP Genel Başkanı Masum Türker, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) yaşanan son atama krizi nedeniyle Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in istifa etmesi gerektiğini söyledi. Türker, “Üzülerek söylemeliyim ki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun bakan ve müşteşar dışındaki üyelerinin verdiği demeçleri, bir ülkenin adalet bakanı tartışıyorsa o bakanın yapması gereken ilk iş görevinden istifa etmektir” dedi.

Çeşitli ziyaretlerde bulunmak ve DSP Genel Sekreteri Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi'nin kızı Tülin Erçelebi'nin düğününe katılmak üzere karayoluyla bu sabah Denizli'ye gelen DSP Genel Başkanı Masum Türker, basın toplantısı düzenledi.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in son HSYK krizi nedeniyle istifa etmesi gerektiğini savunan Türker, “Atamayla ilgili ilk önerileri Adalet Bakanlığı hazırlar. HSYK noter değildir. ‘Çoğunluk bendedir’ diye, cumhurbaşkanı noter gibi davranırsa, anayasal kurum olarak oluşmuş olan kuvvetler ayrılığını sağlayan yerler noter muamelesi görürse, Türkiye'de kaos yaşanır. Kurulun baskı altında tutulmak istendiğini hep beraber yaşadık. Bu tür şeyleri, maalesef Ergenekon diye ürettikleri bir kavramın arkasına sığınıp belli insanlar, belli ideolojileri Türkiye Cumhuriyeti'ne dayattırmak istiyorlar. Şu anda dayatılmak istenen şey Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu daha doğrusu yargının işleyişidir” dedi.


BAŞBAKAN'IN İKİ DUDAĞI ARASINDA
Türkiye'nin bir yargı reformuna ihtiyacı olduğunu ancak bunun AB'ye hükümet tarafından verilmiş ve yargı bağımsızlığını zedeleyecek bir anlayış değil, yargının üst kurulları aracılığıyla ortaya çıkmış bir anlayışa dayanması gerektiğini belirten Türker, “Bu son tartışmaların tamamının yakın bir tarihte Türkiye'de yargıyı atama bağlamında yeniden yürütmenin emrine sokma tutumu olarak görüyoruz. Bir şey Türkiye açısından sakıncalıdır. Meclis başkanlığı seçimi bile şu anda tek bir kişinin iki dudağı arasındadır. Başbakanın iki dudağı arasındadır. Bu yürütmenin yasama üzerindeki erkini gösteriyor” dedi.

Meclis Başkanı seçimindeki gelişmeleri izlediklerini ve adayların ortaya çıkmasını beklediklerini belirten Türker, “Adayların belirlenme saatine kadar bekleyeceğiz. Bir şahsı ortaya atmak desteklemek değil sistemi görmek istiyoruz. AKP'nin her olayda olduğu gibi gündemi tayin etme yetkisine değil bizim arkadaşlarımızın iradelerini kullanabilme yetkisine bırakmak istiyoruz. Daha zaman var. Bir aday mı çıkartırız yoksa arkadaşlar belirlenen adaylardan birine mi yönelirler. Bunun için zemin oluşmadı. Geçen seçimde arkadaşlar Köksal Toptan'ı desteklediler. Meclis Başkanı kim seçilirse seçilsin çoğunluk benim deyip meclisi yönetmesin” diye konuştu.


KÜRT AÇILIMI
Türker, Kürt açılımı konusunda da sorunun çözümü için iki temel önerileri olduğunu belirtti. Mevcut hükümetin 2002 yılında terörü sıfır noktasından bugünlere getirdiğini öne süren Türker, “Bizim sorunun çözümü için iki temel önerimiz var. Birincisi bu bölgede ekonominin iyileştirilmesi yönünde devletin yatırımcı olarak rol almasıdır ve yapacağı yatırımlar başka yatırımları üreten nitelikte olmalıdır. İkinci önerimiz ise insanların kendini ifade etme ve örgütlenme özgürlüğünün sağlanmasıdır. Bu konudaki özgürlük siyasal alanda ve seçim barajını sıfıra indirmekle olur. Bu iki temel sorun ele alınmazsa, geri kalan tüm çözümler, çözüm olmaz. Ulusal birliği bozan adımlar olur. Başka bölgelerin tahrik olmasına yol açar. Hükümet ekonomik yatırımları yapıp, barajları sıfıra düşürerek özgürlükleri tanıdığı zaman göreceksiniz Türkiye'de ne terör kalır ne geri kalmışlık. Bu konuda siyaseten yollar tıkanınca araya başka talepler ulusal birliği bozan talepler gelmeye başlar ki, bugünkü hükümet maalesef işi daha çarpıtabilmek için bu yola başvurmaktadır” dedi.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 15:59

İLGİLİ HABERLER