DTK, ÖCALAN İÇİN EV HAPSİ İSTEDİ!
Kongre sonunda hazırlanan sonuç bildirgesini okuyan DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, bülücübaşı Abdullah Öcalan’a, aydınlarla daha rahat görüşebilmesi için ev hapsi isterken, "Kongre delegasyonu, tüm Türkiye için büyük umutlar yaratan eylemsizlik sürecinin Mart ayı içerisinde sayın Öcalan, KCK ve devlet arasındaki görüşmeler sonucunda netliğe kavuşacağına inanmaktadır. Delegasyonumuz ayrıca halkımızın beklentilerine cevap olabilmek için demokratik özerkliği adım adım örme kararlılığını ifade etmiştir" dedi.
DTK’nın Diyarbakır’da 2 gün devam eden ve toplam 800 kişinin katıldığı ara dönem toplantısı sona erdi. Toplantı sonunda Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) il binasında düzenlenen basın toplantısı ile hazırlanan sonuç bildirgesi kamuoyuna açıklandı. Toplantıya, DTK Eş Başkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile BDP milletvekilleri Sırrı Sakık, Esat Canan, bölgedeki BDP’li il ve ilçe belediye başkanları ve yaklaşık 200 kişi katıldı.
Ahmet Türk’ün çok kısa süren açılış konuşmasından sonra DTK’nın aldığı kararları açıklayan Aysel Tuğluk, Türkiye, ortadoğu ve dünyadaki siyasal ve sosyal gelişmeleri değerlendirdiklerini söyledi.
Öncelikli olarak DTK’nın, KCK’nin 31 Ekim’de ilan ettiği 8 aylık eylemsizlik- çatışmasızlık sürecinin değerlendirildiğini anlatan Tuğluk, şöyle devam etti:
"Devlet kurumları, sayın Abdullah Öcalan ve KCK ile yapılan görüşmeler ve diyalog süreçleri kapsamında, yaptığımız bu çağrılar olumlu karşılandı ve uzun verimli bir eylemsizlik süreci deklare edildi. Bu eylemsizlik sürecinin, hem zorunlu gereklilikleri hem de öngörülebilir geleceği konusunda, delegasyonumuz kongre olarak bu süreç konusundaki sorumluluklarımızı değerlendirmiştir. Mevcut gelişmeler ışığında, delegasyonumuz tarafından AKP Hükümeti’nin barışçıl sürecin asgari gereklerini yerine getirmek bir yana, Kürtler’in örgütlü yapısını bozmak- parçalamak ve tasfiye etmek için girişimlerde bulunduğu belirtilmiştir. Kürt siyasetçilerine karşı yapılan siyasi soykırım davasında olumlu bir gelişme yaşanması bir yana halkımızın varoluş gerekçesi olan anadilimiz konusunda hakarete varan bir tutum sergilenmiştir. Üzülerek belirtmek gerekir ki, AKP Hükümeti yüzde 10 seçim barajı gibi, tamamen anti-demokratik olan ve tüm uygar dünyanın hatta meclisteki muhalefetin bile düşürülmesi için hemfikir olduğu jest kabilindeki bir yasal değişikliği bile yerine getirmemiştir."
’EV HAPSİ’ İSTEDİLER
Tüm bu gelişmeleri değerlendirdiklerini ifade eden Tuğluk, şunları söyledi:
"Kongre delegasyonu, Kürt coğrafyası ve tüm Türkiye için büyük umutlar yaratan eylemsizlik sürecinin Mart ayı içerisinde sayın Öcalan, KCK ve devlet arasındaki görüşmeler sonucunda netliğe kavuşacağı konusundaki öngörüsünü belirttikten sonra; KCK’ye eylemsizlik sürecini uzatması telkininde bulunmayı ahlaki olarak doğru bulmadığını belirtmiştir. Kongremiz, AKP Hükümeti’nin sayın Öcalan’la yürüyen diyalog sürecini aksatmadan devam ettirmesi, barış ve demokrasinin gelişmesi doğrultusunda somut gelişmelere yol açan bir müzakere-protokol sürecine dönüştürme çağrısında bulunmuştur. Sayın Öcalan’ın barışçıl sürece daha fazla katkıda bulunabilmesi için İmralı’daki cezaevi koşullarının, ev hapsi derecesinde dönüştürülmesi, KCK-siyasetçiler ve aydınlarla görüşmesinin sağlanmasının gereğine işaret etmiştir."
’DEMOKRATİK ÖZERKLİK’ KARARLILIĞI
Yeni anayasa tartışmaları konusunda, Cumhuriyet tarihinin otoriter ve tektipçi geçmişi olduğunu iddia eden Tuğluk, Kürt halkına Demekratik Özerklik statüsünün tanınması talebinde bulunarak, şöyle dedi:
"Cumhuriyet tarihinin otoriter ve tektipçi geçmişinin bir özeleştirisi olacak şekilde Kürt halkının demokratik özerklik temelinde statüsünün tanınarak, tüm farklılıkların Demokratik Türkiye Ulusu Anayasasında garanti altına alınması değerlendirilmiştir. Kürt halkının, demokratik özerklik statüsünü meşru bir şekilde inşa ederek Türkiye’nin demokratik dönüşüm sürecine en büyük katkıyı sunacağı kararlılıkla belirtilmiştir. Bu temelde delegasyonumuz, çözümü sadece devlete endeksleyen bir pozisyon içinde olmadığını, çözüm sürecinin temel bir dinamiği olarak halkımızın beklentilerine cevap olabilmek için demokratik özerkliği adım adım örme kararlılığını ifade etmiştir. Bu süreçte sadece bekleyen değil, inşa eden, sadece muhalefet eden değil, kurucu bir rol alan yaklaşım, kongremizin önümüzdeki dönem temel pratiği olacaktır."
DTK’nın 12 Haziran genel seçimlerinde BDP’nin bağımsız adaylarla seçimlere girmesini destekleme kararı aldığını anlatan Tuğluk, AKP, CHP vede MHP’nin; Kürt ve Alevi sorunları ile tüm inançlar üzerindeki baskıların çözümü konusunda hiçbir programının olmadığını savundu.
Ortadoğu’da isyanlarla başlayan ayaklanmalara da değinen Tuğluk, "Kongremiz, Ortadoğu’da diktatörlere-despotik rejimlere karşı gelişen demokratik halk hareketlerini, bölgenin demokratikleşmesi-küresel kapitalizmin etkisinden kurtulması açısından önemli görmekte ve selamlamaktadır. Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki devrimci halk hareketlerinin, Türkiye tarafından da değerlendirilerek, Kürt halkının adalet ve özgürlük taleplerini göz ardı edemeyeceği vurgulanmıştır. Bu kapsamda ’dıştakini destekle, içtekini bastır’ anlayışından vazgeçilmelidir" diye konuştu.
Tuğluk, Demokratik Özgür Kadın Hareketi öncülüğünde başlatılan "Özgürlük Mücadelesini Yükseltelim, Tecavüz Kültürünü Aşalım" parolasıyla gelişen "Kadın Kırımına Hayır!" kampanyası dolayısıyla, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlamalarına güçlü katılım çağrısı yaptı. Halkı, 21 Mart’ta kutlanacak nevruza da davet eden Tuğluk, "Halkımızı demokratik direniş temelinde seferberlik ruhuyla dönemi karşılamaya çağırıyoruz. Halkların çözüm siyaseti, başarıya ulaşacaktır" dedi.
DTK sonuç bildirgesini okuyan Tuğluk’un sözlerinin sona ermesinden sonra salondakiler, ve divan heyeti alınan kararları ayakta alkışladı.