
DTP'NİN KADIN VEKİLLERİ İYİCE AZITTI!
HÜSEYİN KAR-SONER KAN
MERSİN - DTP Eşbaşkanı Emine Ayna, partisinin Mersin'deki mitinginde terör örgütü elebaşısı Öcalan'a 'Sayın' diye hitap ederek, bugün Türkiye'de bir 'Kürt sorunu' olduğunu ve bu sorunun çözümünün de Öcalan'ın muhatap alınmasıyla mümkün olabileceğini iddia etti.
DTP Mersin İl Başkanlığı tarafından Metropol Miting Alanı'nda düzenlenen miting, terör örgütü PKK'nın propagandasına dönüştü. Alanda bölücübaşı Abdullah Öcalan lehine sloganlar atılarak, örgütün sözde bayrağı açıldı. DTP'li belediye başkan adaylarının peşmerge kıyafetleriyle katıldığı mitingde konuşmalar da ağırlıklı olarak Kürtçe yapıldı. Sıcak hava ve izdiham nedeniyle kimi partililer ezilme tehlikesi geçirirken, fenalık geçirenlerden bazıları miting alanının dışına çıkartıldı, bazıları da alanın hemen
yanında bulunan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne kaldırıldı. Miting alanı çevresindeki evlerin balkonlarına ise tepki amaçlı Türk bayrakları asıldığı gözlendi.
Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı mitingde herhangi bir taşkınlık ya da olay çıkmazken, DTP Eşbaşkanı Emine Ayna yaptığı konuşmada terör örgütü elebaşısı Öcalan'a 'Sayın' derken, dağdaki terörist için de 'gerilla' yakıştırması yaptı. AK Parti ve CHP'ye yüklenen Ayna, Tansu Çiller için de 'dünyanın ilk kadın celladı' yorumunu yaptı. Ayna, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'ı da sert bir dille eleştirdi.
"DTP'YE OY VERİLMEMESİ İÇİN CHP'Yİ CİLALAYIP ÖNÜMÜZE SUNUYORLAR"
AK Parti'yi yüzde 47 oy oranıyla iktidara Kürtlerin taşıdığını ileri süren Ayna, "Barış, demokrasi ve özgürlük umuduyla seni oraya nasıl yüzde 47 ile taşıdıysam, Ecevit'i yüzde 2'lere indirdiğim gibi, Çiller'i siyaset tarihinden sildiğim gibi, Mesut Yılmaz'ı siyasi parti liderleri çöplüğüne gönderdiğim gibi seni de gönderirim" dedi.
29 Mart'ın kendileri için çok farklı anlamlar ifade ettiğini söyleyen Ayna, AK Parti ve CHP arasında seçim meydanlarındaki atışmalara dikkat çekerek, "Sözde halka sesleniyorlar, birbirlerine hakaret etmekten başka bir şey yapmıyorlar. Biri diğerine 'maganda' diyor, öbürü de diğerine 'cibiliyetsiz' diyor. Bir başkası çıkıyor ortaya; 'Üslubunuza dikkat edin' diyor. Kulak kabartıyoruz hangisinde çözüm var diye. Ama bunların hiçbirinde çözüm yok" diye konuştu.
"DTP'ye oy verilmemesi için CHP'yi cilalıyor ve karşımıza çıkartıyorlar" diyen Ayna, konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Ben size soruyorum AK Parti'nin CHP'den, CHP'nin MHP'den, MHP'nin DSP'den onun ötekilerden bir farkı var mı? Yok ve bu çok somut bir şey. Bir zihniyet var burada. Önümüze bu zihniyeti türban takıp çıkartıyorlar ve diyorlar ki AK Parti. Önümüze o zihniyetin türbanını çıkartıp, bize sunuyorlar ve diyorlar ki CHP."
"KÜRT SORUNU KÜLTÜREL DEĞİL, SİYASAL VE ULUSAL BİR SORUNDUR"
Eski DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in Kürtlerin verdiği destekle iktidara geldiğini iddia eden Ayna, Çiller döneminde faili meçhul cinayetlerin tırmanışa geçtiğini ve kan döküldüğünü ileri sürdü. 2004 yılındaki yerel seçimlerde sağlanan SHP-DTP arasındaki ittifakla ilgili olarak değerlendirmelerde de bulunan Ayna, bununla birlikte sosyal demokratlara bir şans tanıdıklarını ancak bu fırsatın iyi değerlendirilemediğini söyledi. Murat Karayalçın'ın "Biz onlarla ittifak yaptık ama onları kendimize
benzetiriz diye düşündük" şeklindeki sözüne de tepki gösteren Ayna, artık kendileri için Karayalçın'ın siyaset arenasından silinmiş bir isim olduğunu söyledi. 21 Mart tarihiyle birlikte herkesin içinde yeni bir ruh canlandığını ve bunun adının da 'çözüm' olduğunu kaydeden Ayna, kendilerinin de 21 Mart ile birlikte yeni bir çözüm ortaya koyduklarını belirtti. Türkiye'de bir Kürt sorunu olduğunu ve bunun televizyonlarda çıkıp Kürtçe türkü söylenmesi olarak yorumlanamayacağını ifade eden Emine Ayna, sorunun
kültürel değil aksine siyasal ve ulusal bir sorun olduğunu iddia etti. Ayna, "Bizim çıkıp türkü söylemek gibi bir derdimiz yok. Biz diyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti'ni birlikte kurduk. Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti'nde Türklerin ne kadar hakkı varsa, bizim de o kadar hakkımız vardır. Bu da ancak Anayasa'nın bütün olarak değişmesiyle mümkündür. Tüm kimlik ve farklılıkların Anayasal güvenceye alınmasıyla mümkündür. 1980 darbesinde Kürt halkının kimliğini betonların altına gömmek isteyenlere karşı Kürt halkı
çareyi dağa çıkmakta bulmuştur. Bugün tıpkı dünyada diğer uluslar bu sorunu nasıl çözmüşlerse, biz de ancak öyle çözebiliriz. 'İşte çıkın şarkınızı söyleyin' diyerek çözüm olmaz. Bugün eğer Kürtçe televizyon kanalından söz edilebiliyorsa, bugün eğer Kürtlere 'Şarkınızı, türkünüzü söyleyin' deniliyorsa bu Kürt özgürlük hareketinin verdiği mücadeleler sonucunda, dağa çıkan gençlerimizin verdiği mücadele sonucunda sağlanmıştır. Bu yüzden Kürtlerin yaşadığı sorunun çözümü, yine bu halkın ulusal liderleriyle
mümkündür" dedi.
"KÜRT SORUNU SAYIN ÖCALAN'IN MUHATAP ALINMASIYLA ÇÖZÜLEBİLİR"
Konuşması sık sık bölücübaşı Öcalan lehine atılan sloganlarla kesilen Ayna, Güney Afrika'daki Nelson Mandela örneğini vererek, bugün gelinen noktada Mandela'nın bir özgürlük savaşçısı olarak anıldığını hatırlattı. Kuzey Irak'ta yaşanılan sorunun çözümü noktasında da Celal Talabani ile Mesut Barzani'nin ayrı ayrı muhatap alınması gerektiğini ve bu iki isim olmadan çözümün de olmayacağını iddia eden Ayna, Türkiye'de var olduğunu iddia ettiği 'Kürt sorunu'nun da ancak muhataplarıyla çözülebileceğini
söyledi. Ayna, Türkiye'nin üniter devlet yapısı bozulmadan Kürtlere kendi kendini yönetebilme hakkı tanınarak kurulacak 'demokratik özerk Kürdistan' ile çözülebileceğini savunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu çözüm önerilerini ortaya koyan, İmralı Cezaevi'ndeki Sayın Öcalan'dır. Ulusların varolan sorunlarının çözümü, o ulusun mücadele eden liderleriyle mümkündür. Bu nedenle de bugün Türkiye, Kürt sorununun siyasal ve ulusal sorununu bunun muhatabıyla çözebilir. 30 yıldır bunun mücadelesini veren muhatabıyla, Sayın Öcalan ile birlikte Kürt halkının özgürleşmesinin önüne koymalıdır."
Kendilerinin etnik kökende siyaset yapmadıklarını, aksine bunu yapanlarla mücadele ettiklerini kaydeden Ayna, Türkiye'nin etnik kimlik üzerine kurulu olduğunu iddia etti. Ayna, "Bugün siz eğer şu gördüğünüz bayrağa Türkiye bayrağı değil de Türk bayrağı diyorsanız, bugün burada gördüğünüz herkesi Türk diye tanımlıyorsanız, etnik siyaset yapıyorsunuz demektir. Bizim yaptığımız Türkiye'de yaşayan diğer halkların, diğer farklılıkların da Türk halkının sahip olduğu haklara sahip olmasını söylemektir. Demokrat
kimlikli biri Kürtlere Türklüğü dayatırsa, Alevilere Sünniliği dayatırsa bu demokratik değildir, asıl bunun adı etnik siyasettir" diye konuştu.
Konuşmaların ardından miting kapsamında hazırlanan eğlence programına geçildi. Seslendirilen parçalar eşliğinde halaylar çeken partililer, daha sonra olaysız şekilde dağıldı.
" KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜM MUHATABI ÖCALAN'DIR"
DTP Bursa İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Nevruz kutlamalarında Öcalan lehinde sloganlar atıldı, DTP Milletvekili Sebehat Tuncel 'sayın' diye hitap etti.
Gökdere Meydanı'nda düzenlenen Nevruz kutlamalarında zaman zaman sağanak yağmur etkili oldu. Yağmura aldırış etmeyen yüzlerce vatandaş şarkılar söyleyerek halay çekti. Kutlamalarda terör örgütü PKK elebaşısı Abdullah Öcalan lehinde sloganlar atıldı. Organizasyon komitesinin sık sık uyarmasına rağmen sloganlar kesilmedi. Polis ekipleri kutlamalar için geniş güvenlik önlemleri alırken alana gelenler sıkı aramadan geçirildi.
"KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜM MUHATABI ABDULLAH ÖCALAN'DIR"
Kutlamalara katılan DTP Milletvekili Sebahat Tuncel, nevruza bu ülkenin kötü yönetimi altında girdiklerini ifade etti. Bir yandan açlığın, yoksulluğun, bir yandan savaş ve operasyonun olduğunu ileri süren Tuncel, "Yıllardır Kürt meselesi çözülmek istenmiyor. Eğer bu ülke bu durumdaysa açlık, yoksulluk varsa bu ülkenin kaynaklarının savaşa aktarılmasından kaynaklıdır. 30 yıldır bu ülkede savaş var. 30 yıldır Kürtler kendi dilini, kimliğini kültünü kullanmak için mücadele ediyorlar. Devlet Kürtlere karşı
suç işlemiştir. Bugün Ergenekon soruşturması ile bunu itiraf ediyorlar. Botaş kuyularında çocuklarımızın kemikleri çıkıyor. Bunlar kendilerini aklayamazlar. Eğer AK Parti kendisini aklamak istiyorsa, yeni bir sözleşme yapmak istiyorsa, bu ülkede hakların kardeşliğinin köprüsünü kurmak istiyorsa, o zaman Kürt meselesini çözecek. Çözüm muhataplarını dikkate almakla olur. Kürt meselesinin çözümü kimdir? İşte Sayın Abdullah Öcalan'dır, İmralı Cezaevi'nde" diye konuştu.
Çözüm için ABD'ye gitmeye, AB'ye, Irak'a gitmeye gerek olmadığını ifade eden Tuncel, "Çözüm yanı başınızda. Bu ülkede Kürt meselesi çözülürse demokrasi meselesi de çözülür. Kürt halkı özgürleşirse Türkiye halkları da özgürleşir" şeklinde konuştu.