Dünya ekonomisinde yeni yılda büyüme beklense de, karamsar görüşler sürüyor. Amerikan ekonomisinde tam anlamıyla canlanmanın gelecek yazdan önce görülmeyeceği, Asya ekonomilerinin 2003 yılı sonuna doğru hızlanacağı, euro bölgesi ülkeleri ekonomilerinin büyümesinin de sadece biraz, hafiften artacağı tahmin ediliyor. Latin Amerika'da ise Brezilya ve Arjantin'de ekonomik alt-üst oluşların devam edeceği öngörülüyor.
Türkiye'nin de üyesi bulunduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) Kasım ayı raporuna göre, zayıf mali piyasalar ve tüketici talebindeki vasatlık, yetersizlik global ekonomiyi 2003'de olumsuz etkileyecek.
OECD, dünyanın en büyük 30 ekonomisinin 2002'de yüzde 1.5 olan büyüme hızının 2003'de yüzde 2.2'ye çıkabileceğini tahmin ediyor. Haziran ayındaki raporda ise 2002 ve 2003 yılı büyüme oranı tahminleri sırasıyla yüzde 1.8 ve yüzde 3 idi.
Geçen bahardan beri risklerde artış nedeniyle, Uluslararası Para Fonu (IMF) de global ekonomik büyüme tahminini düşürdü. IMF'ye göre, bilhassa ABD ve Avrupa'da menkul kıymetler borsalarındaki düşüşlerin etkileri şimdilerde tahmin edildiğinden daha büyük olursa, dünya ekonomisi daha yavaş canlanacak.
Ekonomistler, Irak ile savaş, petrol fiyatlarındaki artış ile ABD Doları'nın değerinde istikrarsızlaştırıcı bir düşüşü, tehditler arasında sayıyor.
AMERİKAN EKONOMİSİ VE DÜNYA....
IMF, 2001'de yüzde 2.2 olan dünya ekonomisinin büyüme hızının 2002'de yüzde 2.8'e, 2003'de yüzde 3.7'ye çıkacağını hesaplıyor. Fakat, global ekonominin büyümesi kritik ölçüde ABD'ye bağlı. Ekonomistlerin çoğu, Amerikan ekonomisinin 2002'de yüzde 2.7 olan büyüme oranının 2003'de yüzde 3-3.4'e yükseleceğini tahmin ediyor.
Hem durgunluk, hem de 11 Eylül terörist saldırılarının etkisiyle 2001'de epey gerileyen ABD ekonomisi 2002'de biraz toparlandıysa da, hala yavaş ve canlanmanın devamı şüpheli.
ABD'de işsizlik oranı son sekiz yılın en yüksek düzeyinde, tüketicilerin ekonomiye güveni son altı ayda azaldı, menkul kıymetler borsalarının 1990'ların sonlarındaki altın günleri de henüz geri gelmedi.
Amerikan şirketlerini sarsan muhasebat usülsüzlükleri ve skandalları yatırımcıların ABD şirketlerin dünyasına güveni sarstı, adeta tuz-buz etti. Uzmanların çoğu ABD ekonomisinde tam canlanmaya 2003'ün ikinci yarısından önce ihtimal vermiyor.
ABD Merkez Bankası'nın kısa vadeli faiz oranını son 41 yılın en düşük düzeyine indirmesiyle, konut alımları ve ipotekli konut kredi yeniden finansmanları epey arttı. Amerikan ekonomisinin büyüme motoru olan tüketici harcamalarının 2003'de devamı bekleniyor.
ASYA DA ABD'YE BAĞIMLI
Asya ekonomilerinin çoğunda gelecek yılın başlarında durgunlaşma, ancak, 2003'ün sonları ile en kötü ihtimalle 2004'de canlanma bekleniyor.
Her zaman olduğu gibi, Asya ülkeleri de ihracatları için ABD'nin talep artışına bağımlı ve ABD büyümede başı çekip, ithalat talebini artırırsa, hem Asya'da hem de global bazda canlanmaya hazırlanılacak.
Asya Kalkınma Bankası'na (ADB) göre, ihracat Asya'da ekonomik büyümeyi bu yıl tahminlerin üzerine çıkarttı, fakat, büyüme oranı 2003'de daha fazla yükseltmeyecek. ADB, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda haricindeki Asya ülkelerinin ortalama ekonomik büyüme tahminini bu yıl için yüzde 5'den yüzde 5.6'ya yükseltti, 2003 yılı tahminini ise yüzde 5.7'den yüzde 5.6'ya indirdi.
Çin ekonomisinin bu yıl yüzde 8 olan büyüme hızının 2003'de yüzde 7.2'ye inmesi bekleniyor. Endonezya, Malezya ve Singapur istikrarlı iç talep sayesinde 2003'de daha hızlı büyürken, Tayland ve Filipinler'in yavaşlaması öngörülüyor. Hindistan'ın büyüme oranının ise yüzde 5'den yüzde 5.5'e çıkacağı hesaplanıyor.
Japonya'da reformların seyrine bağlı olarak, ekonomi V şeklinde canlanma sağlayabilir ya da başaşağı inişe geçebilir. Bu ülkede kemerler daha da sıkılıp, iflaslar artarken, bankalar batık kredi yükleriyle sıkıntılı, işsizlik oranı yüzde 5.5'lik rekoru kırdı, menkul kıymetler borsası son 19 yılın en düşük düzeyinde.
OECD'ye göre, bu yıl binde 7 küçülen Japon ekonomisi 2003'de binde 8 büyüyebilir, fakat, Japon analistler bu tahminin çok iyimser olabileceğini düşünüyor. Japon ekonomisi genelde istikrara kavuşsa da, canlanma yolunda hala önemli ölçüde belirsizlik var.
AVRUPA EKONOMİLERİ
Avrupa Merkez Bankası (ECB), mali piyasalar ve siyasi gelişmelere dair yüksek düzeyde belirsizlik nedeniyle, euro bölgesindeki 12 ülkenin büyüme hızı tahminini büyük ölçüde indirdi.
ECB, 2002 yılı büyüme tahminini binde 9 ila yüzde 1.5'den binde 6 ila yüzde 1'e, 2003 yılı için de yüzde 2.1-3.1'den yüzde 1.1-2.1'e düşürdü. Euro bölgesindeki 12 ülke 2001'de ortalama yüzde 1.5 büyümüştü.
Petrol ithalatına önemli ölçüde bağımlı olan AB'de Almanya bölgenin en zayıf halkası olup, bütçe açıkları, yetersiz vergiler, büyümede yavaşlama, çalışma hayatında ve sosyal güvenlikte reform sıkıntısıyla uğraşıyor.
Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip Almanya bir yılı aşkın süredir sıfıra yakın büyümeyle gidiyor, işsizlik oranı Kasım'da yüzde 9.7'ye dayandı, işsizlerin sayısı 4 milyona ulaştı. Alman hükümeti 2002 yılı büyüme tahminini yüzde 0.75'den yüzde 0.5'e çekti.
RUSYA VE LATİN AMERİKA
Petrol fiyatlarındaki artış sayesinde ihracat gelirlerini büyüten, döviz rezervlerini önemli ölçüde artırıp, son yıllarda dış borç ödemelerini karşılayabilen Rusya ekonomisi büyüdü. Fakat, Rusya'nın 2003'de 15 milyar dolar dış borç ödemesi gereği önemli bir test olacak. Rus yetkililer ise ihraç petrolün fiyatı düşse de dış borç ödemelerini karşılayabileceklerinden emin.
Güney Amerika'nın devleri Brezilya ve Arjantin'de ekonomik kargaşa bölgenin 2002 yılını sarsıntılı, zorlu geçirmesine neden oldu. Latin Amerika ülkeleri 2002'de ortalama binde 5 küçüldü ve belirsizlik 2003'de de sürecek.
Paraguay iflasa çok yaklaştı, Uruguay üç yıldır durgunlukta ve Batı yarımkürenin en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi Venezüela Devlet Başkanı Hugo Chavez'in devrilmesine yönelik siyasi mücadeleden zarar görüyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:59