Gündem
  • 9.5.2020 23:27

Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye'nin huzurevlerini dünyaya örnek gösterdi

DSÖ'nün dünyaya örnek gösterdiği Türkiye'nin huzurevlerinde aldığı önlemler ve başarı nedenleri

Dünya Sağlık Örgütü, geçtiğimiz günlerde Türk yetkililerle yaptığı görüşme çerçevesinde Türkiye'nin huzurevleri ve bakım kuruluşlarında alınan önlemlerle dünyaya örnek olduğunu açıkladı. Zira, gerek yaşlı bakımevlerindeki ölüm oranları, gerekse vaka sayısı açısından Türkiye birçok Avrupa ülkesinden daha iyi bir performans sergiledi.

Bu açıdan, yeni tip koronavirüs (Covid-19) nedeniyle hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğunu yaşlılar ve daha önce kronik rahatsızlığı bulunanlar oluştururken, TÜİK'in 2019 verilerine göre 7 milyon 550 bin 727 kişinin 65 yaş ve üstü olduğu Türkiye'de huzurevleri ve bakım kuruluşlarında alınan önlemler merak konusu.

euronews Türkçe'ye konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzman Orhan Koç, "Avrupa’da Covid-19’un yoğun olarak görüldüğü bazı ülkelerde yetersiz sayıdaki sağlık kaynakları nedeniyle hastaların öncelik derecelerine göre saptanması yöntemi olan triaj sistemi uygulanmış ve yetersiz solunum cihazı durumlarında öncelikli olarak daha genç hastaların tedavi görmesi sağlandı" diyor ve ekliyor:

"Ülkemizde triaj sistemine geçilmedi, tedavi için ihtiyaç duyanlara yaş kaynaklı ayırım yapılmaksızın solunum cihazı desteği sağlandı. Bu sebeple Sağlık Bakanlığı’nın öngördüğü tedaviyle birlikte ölüm oranları yaşlılar için düşük düzeyde kaldı."

Ülke çapında 425 huzurevi var

Türkiye çapında 81 ilde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı olarak 425 huzurevi ve Yaşlı Rehabilitasyon Merkezi'nde toplam 27 bin 454 yaşlı, bakım ve sağlık hizmeti alıyor. Bu kişilerin yüzde 50’si 80 yaşın üstünde, 95 yaşın üzerinde de 238 kişi bulunuyor.

Pandemi süreci Türkiye'de henüz başlamadan önce, ocak başından itibaren bu merkezlerde spesifik koruyucu önlemler alındı.

Bu açıdan önlemlerin Türkiye'de henüz hiç vaka görülmemiş bir tarihte başlatılması belirleyici oldu. İlk olarak tüm resmi ve özel yaşlı bakım kuruluşlarında koruyucu önleyici altyapı ve hastalığa ilişkin bilinçlendirme, eğitim ve sağlık taraması yapıldı; ilgili kuruluşlara ihtiyaç duyacakları kişisel koruyucu ekipmanlar temin edildi.

Öncelikli yapılan girişimlerden biri de, el yıkama alışkanlığı, sosyal mesafe gibi kavramlarla yaşlıları süreç başlamadan önce tanıştırmak oldu; böylelikle pandemi sürecinde edinilmesi gereken davranış değişiklikleri önceliklendirilmiş oldu.

28 Şubat'ta ise, yaşlı bakım kuruluşlarına ziyaretler ve yaşlıların zorunlu sebepler harici kuruluş dışına çıkması kısıtlandı; dış ortamdan kuruluşlara giren her personel, ateş ve solunum sıkıntısı belirtileri açısından tarandı; yaşlıların ateş takibi sıklaştırıldı. Örneğin huzurevlerinde kalan her yaşlının günde en az dört kez 6 saat aralıklarla ateş, solunum gibi belirtileri takip edildi.

Dünya Sağlık Örgütü, geçtiğimiz günlerde Türk yetkililerle yaptığı görüşme çerçevesinde Türkiye'nin huzurevleri ve bakım kuruluşlarında alınan önlemlerle dünyaya örnek olduğunu açıkladı. Zira, gerek yaşlı bakımevlerindeki ölüm oranları, gerekse vaka sayısı açısından Türkiye birçok Avrupa ülkesinden daha iyi bir performans sergiledi.

Bu açıdan, yeni tip koronavirüs (Covid-19) nedeniyle hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğunu yaşlılar ve daha önce kronik rahatsızlığı bulunanlar oluştururken, TÜİK'in 2019 verilerine göre 7 milyon 550 bin 727 kişinin 65 yaş ve üstü olduğu Türkiye'de huzurevleri ve bakım kuruluşlarında alınan önlemler merak konusu.

euronews Türkçe'ye konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzman Orhan Koç, "Avrupa’da Covid-19’un yoğun olarak görüldüğü bazı ülkelerde yetersiz sayıdaki sağlık kaynakları nedeniyle hastaların öncelik derecelerine göre saptanması yöntemi olan triaj sistemi uygulanmış ve yetersiz solunum cihazı durumlarında öncelikli olarak daha genç hastaların tedavi görmesi sağlandı" diyor ve ekliyor:

"Ülkemizde triaj sistemine geçilmedi, tedavi için ihtiyaç duyanlara yaş kaynaklı ayırım yapılmaksızın solunum cihazı desteği sağlandı. Bu sebeple Sağlık Bakanlığı’nın öngördüğü tedaviyle birlikte ölüm oranları yaşlılar için düşük düzeyde kaldı."

 

Ülke çapında 425 huzurevi var

Türkiye çapında 81 ilde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı olarak 425 huzurevi ve Yaşlı Rehabilitasyon Merkezi'nde toplam 27 bin 454 yaşlı, bakım ve sağlık hizmeti alıyor. Bu kişilerin yüzde 50’si 80 yaşın üstünde, 95 yaşın üzerinde de 238 kişi bulunuyor.

Pandemi süreci Türkiye'de henüz başlamadan önce, ocak başından itibaren bu merkezlerde spesifik koruyucu önlemler alındı.

Bu açıdan önlemlerin Türkiye'de henüz hiç vaka görülmemiş bir tarihte başlatılması belirleyici oldu. İlk olarak tüm resmi ve özel yaşlı bakım kuruluşlarında koruyucu önleyici altyapı ve hastalığa ilişkin bilinçlendirme, eğitim ve sağlık taraması yapıldı; ilgili kuruluşlara ihtiyaç duyacakları kişisel koruyucu ekipmanlar temin edildi.

Öncelikli yapılan girişimlerden biri de, el yıkama alışkanlığı, sosyal mesafe gibi kavramlarla yaşlıları süreç başlamadan önce tanıştırmak oldu; böylelikle pandemi sürecinde edinilmesi gereken davranış değişiklikleri önceliklendirilmiş oldu.

28 Şubat'ta ise, yaşlı bakım kuruluşlarına ziyaretler ve yaşlıların zorunlu sebepler harici kuruluş dışına çıkması kısıtlandı; dış ortamdan kuruluşlara giren her personel, ateş ve solunum sıkıntısı belirtileri açısından tarandı; yaşlıların ateş takibi sıklaştırıldı. Örneğin huzurevlerinde kalan her yaşlının günde en az dört kez 6 saat aralıklarla ateş, solunum gibi belirtileri takip edildi.

 

Yaşlı kabulü ve nakil işlemleri durduruldu

Türkiye'de ilk vakanın resmi olarak açıklanmasının ardından ise 16 Mart itibariyle yaşlı bakımevlerine yaşlı kabulü ve nakil işlemleri durduruldu; huzurevi çalışanları için ilk başta 7-10 günlük, ardından da 14 günlük akabinde sabit vardiyalı çalışma sistemine geçildi ve her vardiya değişiminde ve pozitif vaka durumlarında tüm personel ve yaşlılara titizlikle test yapıldı.

Kuruluşlarda takibi yapılan kişilerin koronavirüs şüphesi uyandırması durumunda izlenecek süreç de Sağlık Bakanlığı'nın ilgili rehberine göre uygulanıyor. Tüm kuruluşlarda yaşlıların Covid-19’dan korunmaları için, belirti gösterenlerin hastaneye sevkine kadar izolasyon süreçlerini geçirecekleri banyo ve tuvaleti içerisinde mevcut olan Sosyal İzolasyon Odaları oluşturuluyor, kuruluştaki belirti gösteren sayısına göre gerektiğinde bir kat Sosyal İzolasyon Katı olarak oluşturulup personeli sabitleniyor.

Öte yandan, herhangi bir kuruluşta Koronavirüs şüphesiyle bir vakanın hastaneye sevki sonrası gerekli izolasyon tedbirlerinin işletilmesiyle kuruluş “Riskli Kuruluş” olarak belirleniyor ve riskli kuruluşlarda tüm çalışan ve yaşlılara Covid-19 testi uygulanıyor.

Sosyal izolasyon kuruluşları

Covid-19 tanısı alarak tedavisi başarıyla tamamlanan yaşlılar, taburcu olduğunda huzurevlerine dönmek yerine 14 gün süre ile Sosyal İzolasyon Kuruluşunda kalıyorlar, bakım ve tedavisi bu süreç içerisinde izolasyon kuruluşları tarafından sağlanıyor.

Pandemiden etkilenen ülkelerde Covid-19 kaynaklı tüm ölümlerin yüzde 19 ve yüzde 82 arasında değişen oranlarda kısmı huzurevlerinde kalan yaşlılardan oluştu. Türkiye'de ise huzurevlerinde gerçekleşen Covid-19 kaynaklı ölüm oranı yüzde 4'te sınırlandı.

Huzurevlerinde ilk koronavirüs vakasının Eskişehir'de görüldüğü ileri sürülmüştü. Resmi verilere göre, Türkiye'de huzurevlerinde şu ana kadar 1030 vaka olurken, bunların yüzde 60'a yakını taburcu edildi.

Koç, "Huzurevlerinde uygulanması gereken tedbirleri kısa sürede hayata geçiren Genel Müdürlüğümüz sabit vardiya uygulaması, vardiya değişimlerinde Covid-19 testi, Sosyal

 

Güncellenme Tarihi : 9.5.2020 21:38

İLGİLİ HABERLER