İran'la 1980 ile 1988 arasında savaştıktan sonra Ağustos 1990'da Kuveyt'i işgal eden ve ABD önderliğindeki uluslararası koalisyonun müdahalesiyle sınırına geri çekilen Irak, BM Güvenlik Konseyi'nin, bu ülkedeki kitle imha silahlarının denetimine ilişkin aldığı karar doğrultusunda kendi kaderini kendi belirliyor.
ABD'nin, ''Saddam Hüseyin'siz bir dünya'' temeline dayandırdığı ve bazı çevreler tarafından, ''Washington'un petrol ve silah anlaşmalarının garantisi'' olarak görülen Başkan George Bush'un Irak politikası, diğer devletler tarafından şu şekilde değerlendiriliyor:
KUVEYT
Olası operasyon durumunda Irak'ın saldırabileceği ülkeler listesinde ilk sıralarda yer alan Kuveyt, ABD Başkanı Bush'un, ''Saddam gitmeli'' fikrine destek veriyor.
Saddam Hüseyin'in, 1990 yılındaki işgalinden dolayı Kuveyt halkından özür dilemesini kabul etmeyen Kuveyt yönetimi, Bağdat rejimini saldırganlıkla suçluyor.
Saddam'ın özür konuşmasının ardından açıklama yapan Kuveyt Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah El Ahmed El Sabah'ın, Kuveytlilerin, Irak'ın 1990-1991 yıllarında bu ülkeyi işgalini bir özür karşılığında unutmayacaklarını söylemesi, olası savaşta hangi tarafta olabileceklerine dair işaret olarak algılandı.
ALMANYA
Irak'ta savaşın, terörizmi körükleyebilecek olmasından duyduğu sıkıntıyı sık sık dile getiren Almanya, BM kararlarına uymaması halinde Irak'a düzenlenmesi muhtemel operasyonda üzerine düşen vazifeyi yerine getireceğini açıkladı.
Almanya'da Eylül ayındaki başbakanlık seçimlerini kazanarak bu göreve ikinci kez gelen Gerhard Schröder, seçim kampanyası sırasında yaptığı ilk açıklamalarda, olası askeri operasyonda yer almayacaklarını söyledi. Schröder, son açıklamasında da Irak'a yönelik olası harekat sırasında Almanya olarak NATO kapsamında üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getireceklerini, ancak Irak'a yönelik harekata katılmayacaklarını bildirdi.
İRAN
ABD Başkanı Bush'un, Kuzey Kore ve Irak ile birlikte ''şer ekseni'' olarak nitelediği İran, ABD'nin, Irak'a saldırması halinde batağa saplanacağına inanıyor.
Bazı basın yayın organlarında, ABD'nin ikinci hedefi olarak gösterilen İran'ın dini lideri Ayetullah Seyid Ali Hamaney, ''ABD'nin herhangi bir Müslüman ülkeye olası saldırısının, tüm İslam dünyasına zarar vereceği'' uyarısında bulunarak, Washington yönetimine temkinli davranma çağrısında bulundu.
İran-ABD görüşmelerinin yeniden başlamasının tek yolunun, Washington yönetiminin izlediği siyaseti ve tutumunu değiştirmesinden geçtiğini düşünen Tahran, ABD'nin Irak'a saldırmayacağını umuyor ve Irak'ın, BM kararlarına tam uyum göstermesini istiyor.
ABD'nin, olası Irak operasyonu çerçevesinde faydalanabileceği belirtilen Saddam Hüseyin muhalifleri dahil hiçbir grubun İran topraklarını kullanamayacağını kesin bir dille bildiren İran, topraklarını hiçbir şart altında yabancı askerlere açmayacağını vurguladı.
İran ordusu komutanı Tümgeneral Muhammed Selimi, ABD'nin son tehditlerini göz önüne alarak plan hazırladıklarını belirtti.
FRANSA
ABD'nin, olası operasyonunun hayata geçirilme sürecinde desteğine en çok ihtiyaç duyduğu ülkeler arasında yer alan ve Çin, İngiltere, Rusya, ABD ile birlikte BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olan Fransa, savaş ihtimalinin ''en son seçenek'' olarak değerlendirilmesini istiyor.
Irak'ın silah bildiriminde aydınlanmamış bölümler olduğunu belirten, ancak gelişmeyi ''ılımlı'' bulan Paris, Irak'ın yükümlülüklerini yerine getirmediğine işaret eden şüphe ve soruların BM çerçevesinde çözülmesinden yana olduğunu düşünüyor.
İNGİLTERE
Olası operasyonda ABD'nin en büyük destekçisi konumundaki İngiltere, Irak'ın silah bildiriminde açıklar bulunduğunu, ancak bunun bir savaş gerekçesi olmadığını düşünüyor.
Iraklı rejim muhaliflerinin toplantılarına ev sahipliği yapan ve muhalif liderlerle ilişkilerini sıcak tutan İngiltere, Irak'ın, ödevini yapamadığını belirtti.
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın savaş sinyalleri veren, ''Saddam son şansını kullanamadı'' şeklindeki konuşmasına yakın bir tutum sergileyen Londra hükümeti, bir yandan da ''savaş kaçınılmaz değil'' açıklaması yaparak, BM Güvenlik Konseyi'nin diğer daimi üyelerine ılımlı bir mesaj gönderdi.
İngiliz Avam Kamarası'nın Dışişleri Komisyonu da Irak'a yönelik bir savaşın Arap dünyasında istikrarsızlığa yol açacağı konusunda uyarıda bulundu.
İngiltere Savunma Bakanı Geoff Hoon ise olası Irak operasyonuna ilişkin açıklamasında, böyle bir saldırının tarihinin önceden öğrenilmemesi için parlamentoya danışmadan hareket edebileceklerini söyledi.
RUSYA
ABD'nin, sahip olduğu veto hakkıyla BM Güvenlik Konseyi'nin Irak'a operasyon düzenlenmesi yönünde alabileceği kararın önünde engel teşkil edebileceğini düşündüğü Rusya, Irak'ın silah bildirimini olumlu buldu.
Herhangi bir saldırı öncesinde BM Güvenlik Konseyi'nden onay alınması gerektiğini ifade eden Moskova yönetimi, bir yandan da Bağdat yönetimine, ''uluslararası alanda verdiğimiz desteği kaybedebilirsin'' uyarısında bulundu.
Rus firmaları Lukoil, Zarubezhneft ve Machinoimport'un, Irak'ın Batı Kurna-2 petrol üretim projesindeki hisselerini kaybedebilecekleri yolunda Irak tarafından birer mektup almaları üzerine açıklama yapan bir Rus yetkili, ''Irak'ın bu fikrini uygulamaya koyması, Rusya'nın da bu ülkeye karşı uluslararası alanda verdiği desteği çekmek zorunda kalmasına yol açabilir'' dedi.
İTALYA
ABD Başkanı George Bush ile yakın dostluğu bulunan İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, Washington yönetimine, sorunun çözüm yollarında tam destek verdi.
''Irak'ın silahsızlandırılması için ABD'ye diplomatik ve askeri destek vermeliyiz'' diyen Berlusconi, Avrupalılar ve İtalyanlar olarak kaderlerinin, hayat çizgilerinin ABD'ninki ile bağdaştığını söyledi.
İtalya'nın Floransa kentinde Kasım ayında düzenlenen savaş karşıtı gösteride ise sol gruplara üye 400 bin kişi bir araya geldi.
PAKİSTAN
11 Eylül terör saldırılarından sonra oluşan uluslararası terörizmle mücadele koalisyonunda yerini alan ve Afganistan'ın komşusu olması dolayısıyla önem derecesi artan Pakistan, Irak operasyonuna ortak olmaktansa kendi sorunlarıyla uğraşmayı tercih ediyor.
ABD öncülüğündeki Irak operasyonuna fazla destek verilmediğini belirten Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, Irak ile coğrafi bir bağlantılarının bulunmamasının, üzerlerindeki baskıyı azalttığını söyledi.
Müşerref, Irak'a olası bir operasyona karşı olduğunu, ''Bush ısrar etse bile pozisyonumu değiştirmem. Çünkü ABD'nin başka bir Müslüman ülkeye saldırmasını desteklemiyorum'' sözleriyle vurguladı.
ÇİN
BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinden Çin, Irak'ın yükümlülüklerini ihlal ettiğini ve kitle imha silahlarına sahip olduğunu söylemek için çok erken olduğunu savundu.
Irak'ın silah bildirimini inceleyen Çin yönetimi, Irak'ta kitle imha silahı olup olmadığına BM'nin karar vereceğini bildirerek, olası operasyonun, BM Güvenlik Konseyi'nin onayını gerektirdiği düşüncesinde olduğunu açıkladı.
ENDONEZYA
196 milyonluk Müslüman nüfusuyla İslam dünyasında önemli yeri olan Endonezya, olası Irak operasyonu nedeniyle savaş karşıtı gösterilere sahne oluyor.
Uzmanlar, Endonezya hükümetinin, Irak'a operasyon düzenlenmesi halinde aşırı dinci grupların eylemlerine hedef olacağını ve bunu göz önünde bulundurarak hareket edeceği görüşünde birleşiyorlar.
AVUSTRALYA
Asya-Pasifik ülkelerinde, ABD'ye en çok destek veren ülke görünümündeki Avustralya, Irak'a karşı olası savaş için asker gönderilmesi kararı alınmamasına rağmen savunma birimlerine hazır olmaları emri verdi.
Öte yandan, Avustralya, Irak'a yapılacak bir saldırıya muhtemel katılımı protesto için binlerce kişinin yürüyüşüne sahne oldu.
MISIR
Körfez savaşında Irak birlikleriyle çatışmak üzere koalisyon kuvvetlerine asker tedarik eden Mısır, ABD'nin ehemmiyeti Irak'a değil, İsrail ile Filistin arasındaki sorunun çözümüne göstermesini istiyor.
Irak'a olası bir saldırı halinde, birçok sivilin öleceği uyarısında bulunan Mısır, ABD'den, yılda 1.3 milyar dolar kadar yardım alıyor.
Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Irak'ta yapılan silah denetimlerinin ABD'nin olası harekatını önlemek için Bağdat'ın son şansı olduğunu düşünüyor.
İSRAİL
Olası operasyon halinde Irak'ın hedefleri arasında yer alan İsrail, Saddam Hüseyin rejiminin son bulmasını istiyor.
Körfez savaşı sırasında Irak'ın fırlattığı 39 scud füzesiyle vurulan İsrail, saldırı halinde Bağdat yönetimine nükleer silahlarla cevap verebileceği ihtimalini gündeme getiriyor.
ABD, İsrail'e, güvenlik yardımı olarak yılda 2 milyar dolar veriyor.
ÜRDÜN
Körfez Savaşı sırasında Kral Hüseyin, diplomatik bir çözüm çağrısında bulunmuş ve savaşa karşı olduğunu açıklamıştı.
Oğlu Kral Abdullah da, olası operasyona karşı olduğunu ve İsrail-Filistin sorununun çözümüne öncelik verilmesi gerektiğini söyledi.
Kral Abdullah, Irak'a saldırmanın bölgede bir ''felaket'' etkisi yaratacağı uyarısında bulunarak barış yolunu tercih ettiğini belirtti.
SURİYE
ABD'nin olası operasyon gerekçelerini gerçekçi bulmayan Suriye, BM Güvenlik Konseyi'nde Irak'ın silah dosyasıyla ilgili yapılacak görüşmeleri, dosyanın kopyasını eksik aldığı gerekçesiyle boykot edeceğini açıkladı.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Irak'taki BM silah denetçilerinin ABD baskısından etkilenebileceğinden endişe duyduğunu kaydederken, savaşı önleyebilecek iki önemli noktayı, ''denetçilerin ABD'nin arzusuna tabi olmamaları'' ve ''Irak'ın denetçilerle işbirliği yapması olduğunu'' ifade etti.
Esad, ABD'nin, ne kitle imha silahlarını ne de Saddam Hüseyin rejimini hedef aldığını söyledi ve bölgedeki petrol rezervlerinin önemini hatırlattı.
Esad, ''Sadece savaşmak için Irak'ı hedef seçen her kimse, psikolojik olarak rahatsızdır'' diyerek, savaşa karşı olduğunu vurguladı.
SUUDİ ARABİSTAN
12 yıl aradan sonra Irak ile karşılıklı ticareti kolaylaştırmak amacıyla doğrudan telefon hattı kuran Suudi Arabistan, ABD'nin Irak'a yönelik saldırısına karşı çıkıyor.
ABD, olası bir saldırıda topraklarının kullanılmasına izin vermeyeceğini açıklayan Suudi Arabistan'da, çoğu Hava Kuvvetleri'nden olmak üzere Riyad'ın güneyindeki çölde bulunan Prens Sultan üssünde 5 bin asker tutuyor.
Afganistan'daki operasyonun yönetildiği üste, savaş uçakları, Awacs radar uçakları ve ikmal uçakları da var.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:00