
DYP - ANAP FLÖRTÜNDE ÇÖPÇATAN MESUT YILMAZ - AYDIN DOĞAN!..
'Çatıda çatlak' Bu bir Doğan yapımıdır /ABDULKADİR SELVİ- YENİ ŞAFAK
Siyaset mühendisleri yine sahnede. Gündemde ise bir kez daha merkez sağın yeniden inşası var.
DYP ile ANAP'ın birleşmesi konusu.
Tabi bunu başarabilseler merkezi yeniden inşa edecekler.
DYP lideri Mehmet Ağar şu günlerde çok heyecanlı.
Çatı DYP, başkan Ağar
Sihirli formül bu.
Büyük bir heyecanla ortaya atılan DYP-ANAP birlikteliğinde ilk rahatsızlık da işte bu noktada kendini hissettiriyor.
Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler söze, “Biz bu görüşmelere sıcak bakıyoruz” diye başlıyor ve “Ama bizim çizdiğimiz bir çerçeve var” diye ekliyor. Çerçeveyi açmasını istediğimizde ise, “bir iki ufak pürüz var” diye söze başlıyor.
Pürüzün başında “çatı” konusu geliyor.
“Bir şemsiye parti olmalı. İki parti'de o şemsiye partinin çatı altında toplanmalı” diyor.
Ağar'ın, “Çatı DYP” sözlerini hatırlatıyoruz.
“Şemsiye Parti önemli” diye sürdürüyor sözlerini. Ağzından cümleleri kerpetenle alıyoruz adeta. Konunun önemine binaen kelimeleri seçerek konuşuyor.
“Peki Çatı DYP olmaz mı?” diye üsteliyorum, “Olmaz” diyor. Yeni bir partinin, özellikle de Demokrat Parti'nin çatısı altında buluşmayı öneriyor.
Keçeciler'le konuştuktan sonra ANAP'ta nabız tutmaya devam ediyoruz.
DYP çatısı altında ve Ağar'ın liderliğinde ki bir formülün “Birleşme” değil, DYP'nin ANAP'ı yutması olarak düşünenlerin sayısının hiç de az olmadığını öğreniyorum.
DYP Genel Merkezi'nde de birleşmeye sıcak bakmayanları ikna etmek için, “Baba ocağı biziz. Çatı biz olacağız, ANAP'ı yutacağız” sözleri daha önceden kulağıma iliştiği için bu söze şaşırıyorum.
Aralarında, “Bu iş Erkan Mumcu'yu tasfiye etme operasyonu” diyenler de yok değil.
İşin içinde eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz ile Doğan Grubu'nun olması bazılarının kafasında soru işaretlerine yol açmış.
Erkan Mumcu'ya, “Mesut Yılmaz-Aydın Doğan sizi tasfiye edecekler” demeye hazırlananlar var.
Mesut Yılmaz dün yurtdışına çıktı, haftaya Ankara'da.
3 Kasım gecesinde yaşadığı siyasi hezimetten, yüce divan günlerine ve şanlı Ankara çıkarmalarına dek Mesut Bey'in yanında olan bir isimle konuştum.
“Mesut bey ilk tohumları atmıştı”diyor.
Ondan Aydın bey ile Mesut Yılmaz arasındaki dostluğun sürdüğünü öğreniyorum.
“Siyaset bitti ama dostluk bitmedi” diyor.
Peki bu dostluk nasıl yürüyormuş.
Bazen Mesut bey, bazen Aydın Doğan arıyormuş.
Bazı davetler de ya da gecelerde spontane karşılaştıklarında sohbet etmenin yanı sıra bazı yerlerde de buluşup konuştukları oluyormuş.
“Son zamanlar da 2-3 ay da bir buluşuyor oldular” diyor kaynağım.
Sisler dağıldıktan silüetler daha bir netleşiyor.
Fehmi Koru'nun, “İki dünürü var müstakbel birlikteliğin: Mesut Yılmaz ile Hüsamettin Özkan... Onların çalışmalarına hemen her aşamada desteğini vererek moral katkıda bulunan iki kişi de önemli: Eski bir cumhurbaşkanı ile önemli bir medya patronu...” diye verdiği eşkalin Aydın Doğan olduğu yakın tanıklar tarafından da doğrulanıyor.
“Doğan Grubunun bu birlikteliği flaş flaş geçmesi bizim de dikkatimizi çekti” diyorlar Mesut bey'in çevresindekiler. Amaç onlara göre de medya desteği ile, “Var olandan daha büyük bir sinerji meydana getirmek.”
Bir isme dikkat çekiyorlar.
Milliyet yazarı Taha Akyol....
“İlk işareti Taha bey verdi”diyorlar.
Ankara'da bir Yavuz Abi vardı. Daha çok cephe kurardı Yavuz Donat. O şimdi elini çekmiş. Bir kez daha Doğan yapımı bir senaryo ile karşı karşıyayız.
Bu yüzden ısrarlıyım Ertuğrul Özkök konusunda...
Hürriyet ekibinin Mehmet Ağar'ı ziyaretini bu iddiama delil olarak gösteriyorum.
Sadece o değil delilim.
Geçmişte YTP'nin kuruluşunda da, Mustafa Sarıgül olayında da Özkök'ün bu tür bir öncülük rolü vardı.
“İki kişilik tarikat” ve “Oran cemaati” sözleri Özkök'e aitti. Ecevit'e bu şekilde hücum edip, gönül rahatlığı ile oy vereceğine inandığı bir partiye kavuştuğunu yazmıştı İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan'ın kurdukları YTP için.
İki partinin genel merkezi de Balgat'da ama bu film bir Doğan yapımı AŞ kokuyor.
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 19:53