Ekonomi
  • 31.10.2003 10:16

ECONOMIST: ''2004 YILINDA EN BÜYÜK EKONOMİK GELİŞMEYİ TÜRKİYE VE HONG KONG GÖSTERECEK''

LONDRA - İngiltere'de yayımlanan Economist dergisi, 2004 yılında en büyük ekonomik gelişmeyi Türkiye ve Hong Kong'un göstereceği tahmininde bulundu. Guardian gazetesi, İsrail Genelkurmay Başkanı'yla Başbakan Ariel Şaron arasında Filistin politikaları konusunda çıkan gerginliği manşetine taşırken, İngiltere İçişleri Bakanı David Blunkett'in, imamların İngilizce öğrenmesi gerektiği yolundaki sözleri Independent ve Times gazetelerinde değerlendirildi. İngiliz gazetelerinin kapak sayfalarında ise Muhafazakar Parti'deki liderlik arayışı konu edildi. ECONOMIST DERGİSİ TÜRKİYE İÇİN UMUTLU Haftalık yayımlanan Economist dergisinin bugünkü sayısında, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 25 ülkeyle ilgili ekonomik büyüme değerlendirmesini yeraldı. Economist, her üç ayda bir, uzmanların ve finans sektörünün önde gelen şirketlerinin 25 ülke hakkında önümüzdeki dönemle ilgili tahminlerini derleyip bir ekonomik büyüme tablosu yayınlıyor. Derginin bu sayısında yayınlanan tablo, Merrill Lynch, J. P. Morgan Chase gibi önde gelen finans değerlendirme kurumlarının yaptığı tahminlerin ortalamasını gösteriyor. Derginin bu son değerlendirmesinde 13 ülkenin ulusal gelirindeki artış tahminlerinin bu yıl ve 2004 için yükselmiş olduğu görüldü. Economist'e göre, Temmuz ayında yapılan değerlendirmeyle karşılaştırıldığında gelecek yıl en büyük ilerlemeyi gösterecek iki ülke Türkiye ve Hong Kong olacak. Uzmanlar, Türkiye'deki büyümeyi yüzde 4.8, Hong Kong'dakini ise yüzde 5.1 olarak öngörüyor. Uluslararası gelişmelerde ise bugün İsrail-Filistin sorunu öne çıktı. Guardian gazetesi, Orta Doğu'da yaşanan gelişmeleri manşetine çekti. İsrail Genelkurmay Başkanı'nın Başbakan Ariel Şaron'un izlediği politikaları eleştirmesini gazete, ''Genelkurmay Başkanı'ndan uyarı: Felaketin eşiğindeyiz'' başlığıyla duyurdu. Gazete haberinde, ''Genelkurmay Başkanı General Moşe Yaalon, Filistinlilere karşı uygulanan sokağa çıkma yasakları, kent ve kasabaların yeniden işgal edilmesi, seyahat özgürlüğünün engellenmesi gibi kısıtlamaların ekonomik krizle birleşmesinin İsrail için daha büyük bir tehdit oluşturduğu uyarısında bulundu. 'Uyguladığımız taktikler, çıkarlarımızın aleyhine' diyen Yaalon 'Bu politikalar İsrail'e duyulan nefreti artırıp terörist grupları güçlendiriyor' şeklinde konuştu. Ordunun üst düzey yetkilileri, son durumun özellikle Hamas'ın elini güçlendirdiğini düşünüyor. Bu görüşe İsrail gizli servisleri de destek veriyor'' diye yazdı. ''İMAMLAR İNGİLİZCE ÖĞRENSİN'' Times gazetesindeki bir haberde, İngiltere İçişleri Bakanı David Blunkett'in Müslüman din adamlarına yaptığı ''İngilizce öğrenin'' çağrısı yer aldı. Gazetenin haberine göre Blunkett, böylece kültür çatışmasının önlenebileceğini söyledi. Gazete, ''David Blunkett, İngilizce bilen din adamlarının, imamların, genç Müslümanların dünyaya bakışını şekillendirdiğini söyledi. İmamların yardımıyla, genç Müslümanların yaşadıkları dünyaya yabancı kalmak yerine çevrelerinde olup biteni algılayabilmelerinin sağlandığını belirten Blunkett, bu gelişmenin yeni kuşak Müslümanların yaşamlarını etkilemenin yanı sıra ırklar arası ilişkilerin gelişmesine de yardımcı olacağını savundu'' diye yazdı. Independent gazetesi, aynı haberi David Blunkett'in kışkırtıcı konuşması olarak niteledi. Gazetenin haberine göre, Blunkett, Müslüman din adamlarını toplumla kaynaşamamasının tek örneğinin İngiltere olmadığını belirtti. Haber, ''David Blunkett, 5 milyon Müslüman nüfusu olan Fransa'da da benzer tartışmaların sürdüğünü ve Fransa'daki Müslüman din adamlarının yüzde 60'ının Fransızca konuşamadığını söyledi. İngiltere'nin aynı duruma gelmemesi için Müslüman toplumla birlikte çalışmaları gerektiğini belirten İçişleri Bakanı, bu sözleriyle din adamlarına siyasete girme çağrısı yapmadığını ancak karmaşık hale gelen dünya düzeni içinde ortak sorunların üstesinden gelmek için tarafların ortak çaba göstermesi gerektiğini kaydetti'' diye devam etti. ''AVRUPA ORDUSU NATO'YA TEHDİT DEĞİL'' Financial Times gazetesi, Avrupa Birliği Anayasası'yla ilgili tartışmaların devam ettiği bugünlerde yine tartışmalı bir konuyu, Avrupa ordusunu, bir diplomatın kaleminden yayımladığı makaleyle değerlendirdi. Fransa'nın İngiltere Büyükelçisi Gerard Errera ''Avrupa savunması konusunda ciddi olmanın zamanı geldi'' başlıklı yazısına ''Bir Avrupa savunma sistemi oluşturulması, kimilerinin savunduğu gibi NATO'ya karşı en büyük tehdit mi?'' sorusuyla başladı. Büyükelçi'nin makalesinde, ''1998 yılında St. Malo Zirvesi'nde Avrupa Birliği'nin, uluslararası krizlere müdahale etmek üzere, bağımsız çalışan ve kendi olanaklarına sahip bir askeri güç oluşturması benimsendi. Ayrıca, Avrupa Birliği'nin ister NATO'nun imkanlarını kullanarak olsun ister kendisine ait imkanlarla olsun, bağımsız hareket etmesi gerektiği kabul edildi. Ancak bu girişimler özellikle Washington'un savunduğu gibi NATO'nun varlık amacını ortadan kaldırmaya yönelik değil. Aksine, geçmişte bu kararlar alınırken NATO'nun yeniden canlandığını biliyoruz. Balkanlar'da başarılı operasyonlar gerçekleştirildi. Ortadaki gerçek, bir Avrupa ordusunun en az NATO kadar gerekli olduğu. Amaç NATO'yla mücadele etmek değil Avrupa Birliği'ni savunma konularında önemli bir uluslararası ortak konumuna getirmek. NATO'ya tehdit oluşturacak olan güçlü bir Avrupa Birliği değil, sorumluluklarını yerine getiremeyecek kadar zayıf kalan bir Avrupa olacaktır'' diye yazdı. BUSH'UN SON AYLARDAKİ EN KEYİFLİ GÜNÜ Daily Telegraph gazetesi, Amerika Birleşik Devletleri ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7'nin üzerinde bir gelişme gösterdiğini yazdı ve bunun ABD Başkanı George W. Bush için son ayların en keyifli günü olduğunu belirtti. Gazete, ''Ekonominin aylardır dalgalı bir seyir izlemesinin ardından Ticaret Bakanlığı yıllık ekonomik büyümenin üçüncü çeyrekte yüzde 7.2 olduğunu açıkladı. Bu, Ronald Reagan'ın başkanlığında 1984 yılındaki ekonomik büyümeden bu yana görülen en yüksek oran. Başkan Bush, vergilerde yapılan kesintinin işe yaradığını belirterek, 'Amerikalılar'ın kullanımına daha fazla para verdik ve onlar da bu ekonomiyi geliştirmeye başladılar. Ancak her yıl böyle bir büyüme bekleyemeyiz' dedi'' diye yazdı. İngiliz Muhafazakar Parti'deki liderlik arayışını konu alan gazeteler, gölge Maliye Bakanı Michael Howard'ın Muhafazakar Parti liderliğine aday olduğunu açıklamasını değerlendirdi. Gazeteler, Howard'ın partiyi birleştirme sözü verdiğini ve partinin yeni lideri olmasının önünde fazla bir engel bulunmadığı yorumunu yaptı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:57

İLGİLİ HABERLER