Gündem
  • 28.4.2007 10:23

"EĞER BU MİLLET İYİ EĞİTİLİRSE YAPAMAYACAĞI HİÇBİR ŞEY YOKTUR"

TAHA ACAR
NİĞDE- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kalkınmanın tek formül olduğunu belirterek, bununda 'Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır' şeklinde düşünülmesi gerektiğini söyledi.


Birleşik Koyunlular (BİRKO) A.Ş.'nin ek tesislerinin açılışı için dün Niğde'ye gelen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ilk olarak Niğde Valisi Gündüz Beder'i makamında ziyaret etti. Ardından Bor Sanayi ve Ticaret Odası'na geçen Rifat Hisarcıklıoğlu, vergi sıralamasında dereceye girenlere plaket verdi. Burada yaptığı konuşmasında, birlikte hareket etmekte rahmet olduğunu, ferdi hareketlerde ise azap bulunduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Dışarıdan ilaç aramak yerine kendi içinizde ilaç ve dinamikleri
harekete geçirin. Bugünkü devir artık ortaklık devridir. Dünyanın en büyük dev şirketleri bir araya gelerek dünyaya hükmediyorlar. Ama bizim yoklukta birlikteliğimiz var, varlık olduğu zaman her birimiz ayrı bir baş çekiyoruz. O zaman da rahmeti bulamıyoruz. Yani birlikte hareket etme kültürünü edineceğiz başka yolu yok" dedi.


Vatandaştan alınan vergilerin cari harcamalarda kullanıldığını ve bunun önüne geçilmesi gerektiğinin altını çizen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, "Vergi listesi açıklanıp ta kürsüye plaket almak için geldiğimde içimi iki duygu kaplar. Birincisi ben vergimi veriyorum ama diğerleri de vergisini veriyor mudur? Bir de bu vergileri veriyoruz ama acaba doğru yerde harcanıyor mu? diye düşünürüm. Son 10 yıldır, Türkiye'de kurumlar vergisi mükellefi sayısı ne oldu diye baktığınız zaman, hiç değişmemiş. 650 bine
takılmış kalmış. Gelir vergisi mükellefine bakıyoruz, 1 milyon 800-900 bin arasında. Zannedersiniz ki, Türkiye'de son 10 yılda nüfus hiç artmadı. 70 milyonluk ülkede 45 milyon seçmen var" diye konuştu.


Vergiyi vermek kadar, verginin nerelere harcandığını da kontrol etmek zorunda olduğumuzu ifade eden Hisarcıklıoğlu, büyümek ve gelişmek için kayıt içi ekonomiyi desteklerken, bir taraftan da verilen vergilerin nerelere harcandığının bilinmesi gerektiğini, ama şeffaf yönetim çerçevesinde kamu otoritelerinden 'Bu vergiler nereye harcanıyor' diye sorulduğunda 'Getir defterini' dendiğini ileri sürerek, "Bizde defteri verirken rahat götüremediğimiz için, bir taraftan kayıt dışı ekonomi, bir taraftan da
kontrolsüz vergi harcaması devam edip gidiyor.

 Şunu hiçbir zaman unutmayın, devletin harcamaları ne olursa bunun bedeli sizden çıkar. 2006 ile 2005 yılını mukayese ettiğimiz zaman devletimizin faiz dışındaki cari harcamalarındaki artışın yüzde 30 olduğunu görüyoruz. Öte yandan gelir oranı da yüzde 30 artmış. Hepimiz vergilerden şikayetçiyiz. Eğer vergi gelmesini istemiyorsak, demek ki devletimize harcatmayacağız. Devletin her harcadığı vergi geliri sizden çıkıyor. Ekonomideki kural şudur, vergi oranını ne
kadar artırırsan kayıt dışı ekonomi de o kadar artar.

 Bütün dünya ülkelerinde de bu böyledir. Yani bugün kayıt dışı ekonomiden şikayetçiysek, devletimize harcattırmayacağız ve otomatik olarak üzerimizdeki vergi yükü de düşmüş olacak. Bunun yolu bu. Son 20 yılda OECD ülkeleri arasında vergi yükü 3 puan artarken Türkiye'de 17 puan artmış. Son 10 senede kamu harcamaları 90 kat artarken, milli gelirdeki artış 60 katı olmuş. Kamu vatandaşın gelirine daha fazla ortak oluyor. O zaman da kayıt dışı ekonomi ortaya
çıkıyor. Bunun en güzel örneği de ülkemizin petrol ihracatında yaşandı.

 Her ne hikmetse son 5 yılda Türkiye ekonomisi büyürken, Türkiye'nin ham petrol ithalatı ve enerji ihtiyacı azalıyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin yoksulluğu yenmesinin, tekrar lider ülke olmasının müteşebbisler sayesinde olacağını hatırlatan Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Bundan 25 yıl önce, ülkemiz yılda 3 milyar dolar ihracat yaparken, bunun sadece yüzde 10'u sanayi malıydı. Bugün bu Türk müteşebbisi 100 milyar dolara çıkartmıştır ve yüzde 90'ı da sanayi malıdır. İşte yoksulluğu, işsizliği yeneceksek bunu sanayileşmeyle yapabiliriz. Sanayicilerimizle gurur duyduğumuz gibi işçilerimizle de gurur duyuyoruz. Ford otomotivin dünya üzerindeki bütün fabrikalarında hatalı üretim yapılırken, Türk Ford Fabrikasında sıfır hata üretim yapılmaktadır. Yine Toyota fabrikaları
içerisinde en verimli çalışan fabrika Türk fabrikasıdır. Eğer bu millet iyi eğitilir iyi yönlendirilirse yapamayacağı hiçbir şey yoktur."

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 19:41

İLGİLİ HABERLER