Emel Sayın''ın, ''''Adımı Necdet Üruğ''la 1. MİT Raporu''na (1987) Semra Hanım soktu'''' iddiası üzerine açılan dava, ''uzlaşma'' engeline takıldı. İddia üzerine, Semra Özal''ın hakkında 50 bin YTL''lik tazminat davası açmasıyla ifade vermeye çağrılan Sayın''ın, savcının uzlaşma teklifini kabul etmediği ortaya çıktı.
''Suçlu değilim ki!''
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdener Yurtcan, birkaç gün önce tanık olduğu bu ''uzlaşma'' diyaloğunu şöyle anlattı:
''''Semra Özal, Emel Sayın''ı şikâyet etmiş. Emel Hanım''ı aldım, Sultanahmet''teki basın savcısına ifade vermeye gittik. Savcı döndü, Sayın''a, ''Uzlaşma ister misiniz?'' diye sordu. Sayın da bana, ''Hocam, bu nedir?'' diye sordu. Kısaca, anlatmaya çalıştım. Aynen şu cevabı verdi savcıya, ''Ben suçlu değilim ki. Neden suç işlemişim gibi uzlaşmayı kabul edeyim?'' Uzlaşmayı reddettik ve iş bitti.''''
Uzlaşma arayışının poliste ve jandarmada yapılabileceği kanaatinde olduğunu ifade eden Yurtcan, ''''Ön ödemeli suçlar gibi tıpkı. Adam suçu kabul etmiyorsa parayı neden yatırsın?'''' diye görüş bildirdi.
Hukuki dayanağını yeni TCK''dan, uygulamasını da yeni CMK''dan alan ''uzlaşma'', cumhuriyet savcılarının başını oldukça ağrıtıyor.
Savcıların ''belası''
Daha önce haftada 30 dava açabilen bir savcı, şimdi aynı sürede ancak 4-5 dosyayı sonuçlandırabiliyor. Savcılar, daha önce ''kişisel dava'' gerekçesiyle takipsizlik kararı verdikleri suçlara ilişkin dosyalarda, yeni TCK gereği taraflar arası ''uzlaşma'' arıyorlar.
''Uzlaşma'' uygulaması, failin veya sanığın, suçtan doğan maddi ve manevi zararların tümünü veya büyük bir kısmını ödemeyi kabul etmesi, mağdurun da bu teklifi özgür iradesi ile kabul ettiğini bildirmesine dayanıyor.
(MİLLİYET)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:06