KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Gazeteci Emin Çölaşan Başbakan Ecevit'e hitaben bir mektup yazdı."Hastaneden son günlerde yapılan açıklamalar bana çok parlak gelmiyor.Sayın Başbakanım, sizin sağlık durumunuz Türkiye'nin işlerini olumsuz yönde etkilemeye başladı" dedi."İnsanlara ‘kurt kocayınca kuzuların maskarası olur' dedirtmeyiniz" diyen Çölaşan,"Kendinizi düşünmeseniz bile, hiç değilse ülkeyi düşünerek, bir süre için bu görevi vekáleten başkasına devretmeniz bence iyi olacaktır. En normali, doğal olarak Başbakan Yardımcısı ve partinizin mensubu Hüsamettin Özkan'dır" ifadesi kullandı.
İŞTE EMİN ÇÖLAŞAN'IN MEKTUBU
‘‘SAYIN Başbakanım, siz Türkiye'ye insan ve devlet adamı olarak büyük hizmetler yapmış bir insansınız. Bugünkü üçlü koalisyon hükümeti sizin güçlü, dengeli ve sağduyulu kişiliğinizle ayakta duruyor. Bu işi 3 yıldan beri siz götürüyorsunuz. Türk siyasetindeki öneminizi herkes biliyor.
Ancak ne yazık ki, son zamanlarda sağlığınız bozuldu. İnsanız, bu bir gün hepimizin başına gelecek. Hastalık ve sağlık hepimiz için.
Bu mektubu yazarken inanın üzülüyorum. Amacım asla sizi kırmak, incitmek, ya da moralinizi bozmak değil. Buna inanmanızı isterim.
Hastaneden son günlerde yapılan açıklamalarda sağlığınızın bir gün önceye göre daha iyi olduğu, koridorda 10 dakika yürüdüğünüz belirtiliyor. Bu açıklamalar bana çok parlak gelmiyor.
Sayın Başbakanım, sizin sağlık durumunuz Türkiye'nin işlerini olumsuz yönde etkilemeye başladı. Birkaç somut örnek vereyim:
Geçtiğimiz günlerde Hindistan ve Suriye başbakanları ülkemize gelecekti. Siz olmayınca, doğal olarak gelemediler.
Afganistan ve Pakistan'ı ziyaret edecektiniz, gidemediniz.
30 Mayıs'ta çok önemli bir MGK toplantısı var. Katılıp katılmayacağınız bilinmiyor.
Yaklaşık bir ay sonra Sevilla'da devlet ve hükümet başkanlarının katılacağı çok önemli bir AB zirvesi yapılacak. Gitmeniz mümkün olacak mı?
Yani Sayın Başbakanım, sizin sağlık durumunuz ülkenin dış ilişkilerini ciddi biçimde etkilemeye ve kuşku yaratmaya başladı.
İçeriye gelince, yaklaşık 3 haftadan bu yana kimseyi görmüyorsunuz. Sadece liderler zirvesinde devlet yetkililerinden bazılarıyla görüştünüz. Onun dışında kapınız hep kapalı. Ama sağlıklı iken de öyleydiniz. Rahşan Hanım sizi cam bir fanus içinde herkesten gizler, görüştürmezdi.
Şimdi bu hastalık durumunda ne olacak? Bundan sonrası nasıl gelecek? Koalisyonda ve partinizde olaylar nasıl gelişecek?
Hiç kimse, hiçbir şey bilmiyor.
Sadece bilmemek olsa yine iyi. Sizin bu durumunuz, yani hastalığınız, kişisel ve siyasal amaçlarla sömürülüyor. Hatta utanmazca ve insanlığa sığmayan bir biçimde alay konusu yapılıyor. Bazılarında size karşı yıllardır birikmiş kin ve nefret, hem de ‘Müslümanlık' adına, bu vesileyle kusuluyor.
DSP'de yerinize geçmesi olası biri yok. Hükümet ortaklarınız daha ne kadar sabır gösterecek? Onlardan şu anda bile görmekte olduğunuz saygı ve bağlılık ne zamana kadar sürecek? Bunlar da bilinmiyor.
Sayın Başbakanım, Türkiye'nin siyaset sisteminde başbakan bir lokomotiftir. Lokomotif tekleyince vagonlar yürümez. Nitekim yürümüyor. Önemli devlet işlerinin neredeyse tamamı, sizin rahatsızlığınız nedeniyle askıya alınmış durumda.
Bu mektubu sizin hem insan, hem de devlet adamı kişiliğinize yazıyorum.
Sağlığınız konusunda açıklamalar yapılıyor. Mobilize, yarı mobilize gibi deyimler kullanılıyor. Günde 10 dakika yürüdüğünüz, hafta başında taburcu edileceğiniz bildiriliyor.
Öte yanda ise bir sürü söylenti üretiliyor, yayılıyor. Sizin açınızdan zor bir durum.
Çünkü hastalığınız ülkenin dış ilişkilerini ve içeride olup bitenleri olumsuz yönde etkilemeye başladı.
Bu durumda sizin dışınızda birileri, soruna çözüm aramaya başlayabilir. Buna fırsat ve izin vermeyiniz.
İnsanlara ‘kurt kocayınca kuzuların maskarası olur' dedirtmeyiniz.
Hastalığınız şu an itibarıyla toplumda, yasama ve yürütmede ve siyaset ortaklarınızda bir anlamda hoşgörüyle karşılanıyor. Ama unutmayınız, hoşgörünün üst sınırına yavaş yavaş yaklaşılıyor.
Sağlığınızın bozuk olduğu şu ortamda, Başbakanlık görevinin sizin üzerinizde ağır bir yük oluşturmaya başladığı açıkça görülüyor.
Her şeyden önce bu eziyeti kendinize ‘insan' olarak çektirmeye hakkınız yok.
Bir vatandaş olarak sizden istirhamım şudur:
Kendinizi düşünmeseniz bile, hiç değilse ülkeyi düşünerek, bir süre için bu görevi vekáleten başkasına devretmeniz bence iyi olacaktır. En normali, doğal olarak Başbakan Yardımcısı ve partinizin mensubu Hüsamettin Özkan'dır. O takdirde hiç kimse bir şey diyemez. Takdir sizindir. Bir başkasını seçebilirsiniz, hatta belki başka bir çıkış yolu bulursunuz.
Bir süre daha tedavi görür, dinlenir ve iyileştiğiniz takdirde görevinizin başına yeniden dönersiniz. Olmazsa, başka çözümler daha sonra düşünülür.
Ülkedeki bu belirsizliğin mutlaka giderilmesi gerekiyor.
Böyle bir mektubu size yazmak zorunda kaldığım için gerçekten üzgünüm. Herhangi bir art niyetim olmadığını herhalde tahmin edersiniz. Ama gerçekler ortada. Onları görmezden gelmek artık mümkün olmuyor.
Sizi tekrar sağlıklı görmek umuduyla, saygılarımı sunuyorum efendim.’’
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:58