Gündem
  • 8.1.2014 12:48

Emrullah İşler'den cemaat açıklaması

"Paralel devlet" iddialarına ilişkin değerlendirmesi sorulan İşler,  devlet içerisinde "paralel" bir yapıya hiçbir devletin müsaade etmeyeceğini  belirterek, "Eğer bir takım insanlar devlet içerisinde kümeleşmiş ve belli  yerlerden, belli odaklardan talimatla hareket ediyorlar ise böyle bir tavır  hiçbir devlett kabul edilmeyeceği gibi Türk devlet geleneğinde de bunun kabul  edilmesi mümkün değildir" ifadesini kullandı.

İşler, "Biz devlet olarak, Hükümet olarak böyle bir yapıyı, devletin  içerisinde barındırmayız. Bunu çok yüksek bir şekilde, Sayın Başbakanımız da net  bir şekilde ifade ettiler. Bu yapı çökertilecektir" diye konuştu.

GÜLEN CEMAATİYLE İLGİLİ BİR OPERASYON OLARAK ALGILANMASIN

Ancak bu yapının, hizmet hareketi veya Fethullah Gülen cemaati ile  ilgili bir operasyon olarak algılanmasını doğru bulmadığını dile getiren İşler,  şöyle devam etti:

"Bir cemaat var. Hizmet hareketi var. Burada gönüllü, vefakar, cefakar  bir şekilde Türkiye içerisinde ve dünyanın her tarafında hizmet eden, samimiyetle  çalışan büyük bir kitle var. Bizim hedefimiz bu kitle değildir. Biz 11 yıl  içerisinde zaten bunlara her türlü desteği vermişizdir. Bizim bayrağımızı  dalgalandıran kim varsa onun arkasında durmuşuzdur, yanında durmuşuzdur, destek  olmuşuzdur. Ama birileri, cemaat ismini kullanarak, cemaat kalkanı ile devlet  içerisinde kümeleşir ve bir yerlerden düğmeye basılarak harekete geçirilir ve  Hükümete karşı operasyon yapmaya kalkarsa buna Hükümet olarak biz müsaade  etmeyiz.

BİR GÖNÜL BAĞI OLMASI DOĞAL AMA...

 Aslında insanların bir yerlere gönül bağı olması gayet doğaldır.  Müslümanlar olarak bizlerin de bir takım insanlara gönül bağımız olması, bir  takım gruplara, cemaatlere, tarikatlara vesair insanlarımızın gönül bağı olduğunu  görüyoruz. Bunlar gayet normaldir. Ama biz bu gönül bağını akıl kiralama yoluna  götürürsek bu kabul edilebilir bir şey değildir. Bu insani de değildir, İslami de  değildir. Kur'an'a da terstir. Bir Müslümanın aklını kiraya vermesi kabul  edilebilir bir şey değildir. Kur'an bize sürekli, akletmeyi, tefekkür etmeyi,  tedebbür etmeyi, düşünmeyi emrediyor. Dolayısıyla biz bu aklımızdan dolayı, yapıp  ettiklerimizden hepimiz birey olarak sorumluyuz. Dolayısıyla belki bazı yerlere  gönülden bağlı olabiliriz. Ama ben buradan bütün kardeşlerime sesleniyorum.  Aklımızı kullanalım, yanlış yapmayalım. Neticede onun hesabını bu dünyada da öbür  dünyada da bireysel olarak bizler vereceğiz."

GÖREVDEN ALMALARIN NEDENİ...

"Bazı kamu görevlileriyle ilgili listeler oluşturulduğu ve fişlemeler  yapıldığı" şeklindeki iddialarla ilgili soru üzerine İşler, Başbakan Recep Tayyip  Erdoğan'ın, öyle bir şey olmadığını söylediğini ve listenin varlığını  reddettiğini anımsattı.

Emniyet'teki atamalar ve değişikliklerin, bu listeden dolayı  olmadığını belirten İşler, "Ama Emniyet kendi içerisinde elbette bir takım  tedbirler almakta ve bundan sonra da alacaktır tabii ki. Yani o paralel yapıyı  gidermek için elbetteki..." ifadesini kullandı.

Başka kamu kurum ve kuruluşlarında değişiklikler olup olmayacağı  sorusuna ise İşler, "Yani o bilgi benim elimde olan bir bilgi değil tabii. Ama  devlet olarak, biz, yani bu dediğimiz doğrultudaki bir yapılanmaya müsaade  etmeyeceğimizi söyledik. Onun için gerekli tedbirleri alıyoruz, gerekli adımları  atıyoruz. Bunlar bir yer değiştirme. Yani belki aktif görevden pasif göreve  alınma şeklinde değerlendirilmesi lazım" dedi.

Tutuklu milletvekilleri konusunun da gündemi çok meşgul ettiğini dile  getiren İşler, Anayasa referandumunda getirilen yeniliklerden birinin de Anayasa  Mahkemesine bireysel başvuru imkanı olduğunu, tutuklu milletvekillerinin bu  haktan yararlanarak, Anayasa Mahkemesine başvurduklarını ve lehte karar alınması  üzerine mahkemelerce serbest bırakıldıklarını hatırlattı.

Bu konuyla ilgili olarak 3 partinin anlaştığını ve bir Anayasa  değişikliği yapılması gerektiğini aktaran İşler, bu değişikliğin yapılmasıyla  birlikte tutuklu milletvekilleri olayının çözülmüş olacağını dile getirdi.

Anayasa değişikliği olduğu takdirde, MHP Milletvekili Engin Alan ve  HDP Genel Başkanı Sebahat Tuncel ile ilgili geçici bir madde konulabileceğini  kaydeden İşler, bu kişilerle ilgili kararların Meclis'te okunmaması durumunda da  milletvekilliklerinin dönem sonuna kadar devam edeceğini söyledi.

TÜRKİYE'NİN LİDERLİĞİ BİRİLERİNİ RAHATSIZ EDİYOR

17 Aralık operasyonu ve sonrasındaki gelişmelere değinen İşler, "Şimdi  hedefte bir defa Sayın Başbakanımız var. Sayın Başbakanımızın karizmatik  liderliğinden rahatsız olan dış güçler olması gayet doğal. Bunların içeride  uzantıları da var. Sadece Sayın Başbakanımız değil. 2023 hedefleri Türkiye'nin  büyümesi, gelişmesi, kalkınması, Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada lider ülke  haline gelmesi hedefleri. Bu ciddi şekilde birilerini rahatsız ediyor" diye  konuştu.

AK Parti'nin 11 yıllık iktidar döneminde de 3 genel seçimden başarı  ile çıktığını hatırlatan İşler, muhalefetin, AK Parti'nin yenilmezlik unvanını,  yerel seçimlerde alma gibi bir hedefinin olduğunu ve önümüzdeki yerel seçimlerde  AK Parti'yi tökezletme gayretinin bulunduğunu anlattı.

TÜRKİYE ÜZERİNDE OPERASYON YAPILIYOR

Bunun ardından da AK Parti'nin adayının Cumhurbaşkanı olmaması için  büyük bir çabanın söz konusu olduğunu söyleyen İşler, Cumhurbaşkanının halk  tarafından seçilecek olmasının da ayrı bir önem taşıdığını belirtti.

"Bütün bunlar öncesinde Türkiye üzerinde bir takım operasyonlar  yapıldı. Çok net bir şekilde bu görülüyor. Bunu kimse inkar edemez"  değerlendirmesinde bulunan İşler, şunları kaydetti:

"Ama ben şuna inanıyorum: Halkımız milli iradesine sahip çıkmaktadır,  halkımız gerçekleri görmektedir. Bugüne kadar bizi destekledi. Bundan sonra da  yine ben destekleyeceğini biliyorum. Sahaya indiğimizde onu görüyoruz. Bu biraz  milli irade kavgası, milli iradeye sahip çıkıp çıkmama, vatandaşımızın,  milletimizin vermiş olduğu oya sahip çıkıp çıkmama mücadelesi olacak. Ama  milletimizin ben uyandığını düşünüyorum. Eskiden bir manşet atılırdı, hükümetler  değiştirilirdi. Şimdi bütün bu operasyona rağmen güçlü, ayakta durabilen bir  Türkiye var. İşte bu bizim 2002'den bugüne kadar makro ekonomik dengeleri ne  kadar sağlam kurduğumuzu, ekonominin temellerini sağlam attığımızı göstermesi  bakımından çok önemli.

EKONOMİYİ ÇÖKERTMEK İSTİYORLAR

Gerek mayıstaki, hazirandaki o gösteriler Gezi Parkı'yla başlayan,  gerekse bu 17 Aralık'la birlikte başlayan olaylar, benim şahsi kanaatim ekonomik  istikrarsızlık peşinde koşuyorlar, ekonomiyi çökertmeye çalışıyorlar. Ama bu,  şunu ortaya koydu. Belki en önemli yanı budur. Türkiye'de sağlam bir ekonomi var,  güçlü bir ekonomi var. Bir kitap fırlatıldı diye çöken bir ekonomi artık yok."

ERKEN SEÇİME GEREK YOK

Şu an erken seçimi gerektiren bir şartın bulunmadığını vurgulayan  İşler, zaten 30 Mart'ta yerel seçimlerin yapılacağını, iki seçimin bir arada  olmasının söz konusu olmadığını ifade etti.

Yerel seçimlerden sonra da Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağını  anımsatan İşler, "Ben dolayısıyla bu 2014'ün bir erken genel seçim için çok uygun  olduğunu düşünmüyorum. Ama şartlar ne getirir onu bilemiyorum. Belki şartlarda  değişiklik olursa... Ama bugünkü şartlardan baktığımız zaman erken seçimin çok  mantıklı olduğunu düşünmüyorum" değerlendirmesinde bulundu. 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 08:40

İLGİLİ HABERLER