Medya
  • 8.3.2003 11:52

ENGİN VEREL'İN VURULMASININ ARKASINDA NE YATIYOR?...

SPOR MEDYASI Spor medyasında yaşanan çirkinlikler önceki gece Fanatik Gazetesi futbol yazarı Engin Verel'in vurulmasıyla doruğa ulaştı. Bu, spor özellikle de futbol dünyasının nasıl bir çirkinlik yumağı haline geldiğinin açık göstergesiydi. Peki neden böyle oldu? Medyadaki gibi en önemli sorun, futbol kulübü yöneticilerinin devletle ilişkisi. Özellikle üç büyüklerden birinin yönetiminde olmak, bir işadamına Ankara'daki sorunlarının çözümünde müthiş kolaylık sağlıyor. Bu nedenle, hiçbir yönetici kolay kolay bu konumunu kaybetmek istemiyor. Koca siyasetçiler bile bir takımın taraftarı görünebilmek için olmadık yollara başvurabiliyor. Ciddi yorumlardan kaçınan bakanlar, futbol konusu açılınca bülbül kesilebiliyor. Taraftarlar, takımın maç skoruyla ilgilenirken onlar Ankara'dan alacakları ihale rakamıyla daha çok ilgilenebiliyor. İkincisi, bu konum kimilerine hakettiklerinin bile üstünde bir itibar ve tanınırlık sağlıyor. Üçüncüsü, futbol televizyon ve tribün gelirleriyle bazı kimseler için önemli bir gelir kapısı haline geliyor. Böylesi bir geliri denetleyen kimi yöneticiler, tribünde hakimiyet sağlamak için çetelerle işbirliği yapabiliyor. Spor medyası da bugünkü yapılanması itibariyle, kulüp yöneticilerinin bu konumuna ne yazık ki destek olucu bir işlev görüyor. Çünkü spor medyasında şu anda gazeteciler değil, eski futbolcu ve hakemler ağır basıyor. Bu isimlerin her birinin de geçmişleri itibariyle bu kulüp yöneticileriyle ilişkisi bulunuyor. Her biri bir takımı, bir yöneticiyi tutuyor.; gazetecilik disiplinin içinde olmuyorlar. Özel bir uzmanlık alanı olduğu için, sınırlı sayıdaki eski ve başarılı futbolcunun maç yorumu yazması doğru. Kişisel görüşüm, bu alanda gazetecilik kökenli isimlerin daha fazla olması, futboldan gelen uzmanların sayısının ise kısıtlı olmasının daha doğru olduğu yönünde. Sonuç itibariyle konu ne kadar uzmanlık istese de, yazı yazma yeteneği de gerektirir. Türkiye'de bu konu üzerinde henüz yeterince durulmuyor ne yazık ki. Bu yapıda olmayan bir medyanın kimi yöneticileri de, kulüplerin başındaki kişilerin zayıflıkları ve zaaflarından yararlanıp takımları yönetmeye soyunabiliyor. En büyük sıkıntı da burada başlıyor. Tıpkı medyanın kimi tepe yöneticilerinin siyasetçilerle fazla içiçe olması gibi, spor medyasında da aynı kirli ilişkiler yumağı yaşanabiliyor. Bunun sonucunda gazino ve sahne dünyasında yaşanan türkücülerin birbirini ve kadınları vurdurması olayı, futbol alemine de taşınıyor. Ancak bu kesimin medyayla içli dışlılığı kurşunların hedefini doğrudan medya yapabiliyor. Son dönemde bu tip olayların daha çok Fenerbahçe cephesinde meydana gelmesi, bu kulüpteki garipliklerin daha üst düzeyde olduğunu gösteriyor. Türkiye, temiz bir futbol düzenine kavuşmak istiyorsa, spor medyasına çeki düzen vermesi şart. Devletin, adaletin ve polisin de spor kulübü yöneticilerine ayrıcalıkla davranmaya son vermesi, yanlışlarının üstüne gitmesi de bir başka şart. Verel olayının çözümlenmesi, bu dönemin ilk adımı olabilir. (ERGUN BABAHAN/ SABAH) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:30

İLGİLİ HABERLER