Gündem
  • 18.11.2023 16:55

Erdoğan : Çok yakında hem İsrail hem Yahudiler ve hem dünya Netanyahu'dan kurtulacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"İSRAİL'İN BİR TERÖR DEVLETİ OLDUĞUNU AÇIK NET OLARAK SÖYLEDİK"

Görüşmelerimizde ağırlıklı olarak Gazze konusu da yer aldı. Bunu zaten basın toplantısında da sizler gördünüz. Bu noktada maalesef Sayın Cumhurbaşkanı’nın da, Sayın Şansölye’nin de takıldıkları nokta ağırlıklı olarak Hamas’ın durumu. Bu konuda 7 Ekim tarihinde Hamas'ın attığı adımdan dolayı işin failinin Hamas olduğunu düşünüyorlar. “Siviller öldürüldü, şöyle oldu, böyle oldu” diyorlar. Biz de aksini kendilerine ifade ettik. İsrail'in bir terör devleti olduğunu açık net olarak söyledik. “Ne yazık ki, Filistin’de 13 bin çocuk, kadın, yaşlı, öldürüldü. Bunları görmüyorsunuz. Bunları bir kenara koyuyorsunuz. Ama İsrail tarafındaki 100-200 ölümü, tablonun özeti olarak bize anlatmaya çalışıyorsunuz.” dedik. Maalesef tespitlerinde yanlış bir odaklanma var. Ukrayna politikasını aynen burada da uyguluyorlar. Ukrayna'da ne yaptılarsa İsrail'de de aynı şeyleri yapıyorlar. “İsrail haklı deyip, silahsa silah, paraysa para tüm imkanları sınırsız bir şekilde buraya aktardıklarını görüyoruz. Hatta Şansölye basın toplantısında da söyledi. “Bu bizim görevimiz, İsrail'e bu mali destekleri, bu silah desteklerini veriyoruz.” dedi. Bunu görüşmemizde de tekrar ederek “Bu destekleri vermek durumundayız. İsrail savunma konumunda.” diye konuştu. Neticede İsrail’in yaptığını nefsi müdafaa olarak kabul ediyor, Filistin'in direnişini nefsi müdafaa olarak görmüyorlar. Zaten orada ne kaldı? Gazze halkını kuzeyden güneye sürüklediler. Orada da havadan, denizden, karadan, her taraftan bombalıyorlar. Bölgede Theodor Herzl'dan başlayıp hala devam eden, o topraklarda Filistinlileri yok etmek ve sıfırlamak anlayışı hakim.

"VAKİT ÇOK GEÇ OLMADAN İSRAİL’İN NÜKLEER SİLAHLARI DENETLENMELİ"

Türkiye’nin çabalarıyla, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bildirisine, İsrail yetkililerinin tehdit olarak öne sürdüğü nükleer silahlarının araştırılıp dünya gündemine getirilmesi maddesi girdi. Netanyahu da bundan rahatsız oldu, Arap liderlerini "Çıkarlarınızı korumak istiyorsanız susun” diye tehdit etti. Siz de grup toplantısında "Elinde atom bombası var mı yok mu?" diye sordunuz. Cevap verebilir mi bu soruya Netanyahu? Şayet veremezse, Uluslararası Atom Enerji Ajansı'nın iddiaları araştırmasını sağlamak için nasıl bir yol izlenebilir?

Şu an itibarıyla bini aşkın avukat Uluslararası Ceza Mahkemesine bu savaş suçlarının sorgulanmasına yönelik, soruşturma açılması için başvuru yaptı ve bu başvurular devam ediyor. Bu işin bir bölümü. Diğer taraftan, İsrail Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasına taraf değil. Taraf olmadığı için ilk etapta kurallarına da tabi olmuyor. Ama üye ülkelerin nükleer güvenlik adına Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuna başvurup bir denetleme mekanizması isteme durumu var. Onu şu anda harekete geçireceğiz. Oradaki kurulu toplayacak, bu talebe dair bir karar verecekler. Bu süreç biraz zaman alacak. Kurul kararını Atom Enerjisi Kurumunun üst organı olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne göndermeleri gerekiyor. Orada Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail’in yanında durup bu konuyu veto etmesi mümkün. Ancak bu konunun, o zeminde tartışılır hale gelmesi bile muazzam bir durum. Şu ana kadar İsrail ile ilgili böylesi bir başvuru resmi kayıtlara ilk defa geçiyor. Bunun ilerletilmesi bölgedeki stratejik çıkarları dengeleme açısından çok önemli bir konu. Buradan baskı kurmaya devam edeceğiz. Biz Türkiye olarak bu çağrıyı yapıyoruz. Vakit çok geç olmadan İsrail’in nükleer silahları şüpheye yer bırakmayacak biçimde denetlenmelidir. Biz bunun takipçisi olacağız. Tüm dünya kamuoyuna da bunun peşini bırakmama çağrısı yapıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanım, Netanyahu'ya “gidicisin” dediniz. Ne durumda Netanyahu'nun hali? Gelişmeler ne gösteriyor Netenyahu için?

Netanyahu gidicidir, kurtuluyoruz. İnşallah İsrail de kurtulacak ondan, tüm dünya Yahudileri de kurtulacak. Şu anda kendi ülkesinde halkın yüzde 60-70’i Netanyahu’nun karşısında. Çünkü hem ülkesine hem dünyaya ciddi fatura ödetiyor. Şu anda herkes onu silahla besliyor, parayla besliyor ama bu durum onu destekleyen ülkelere bir bedel ödetiyor. Yeter ki biz güçlü olalım. Biz güçlü oldukça bu durum çok farklı bir şekilde Allah'ın izniyle gelişir. Buna inanıyorsak mesele yok. İsrail yönetiminin Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması için birçok delil mevcut. İsrail’in işlediği savaş suçlarını bir Müslüman ülke işlemiş olsaydı, uluslararası yargı yolu için özel bir çabaya gerek dahi kalmaz, süreç resen başlatılırdı. Biz önyargısız bir biçimde bu suçların cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız. İsrail’in işlediği suçların peşini herkes bıraksa da biz bırakmayacağız.

Sayın Cumhurbaşkanım maalesef tekrar hastane vurdular, Şifa Hastanesi’nden bahsediyorum. Baskın yaptılar ama gerekçe olarak karargah olduğunu söylediler. Üstelik Amerika'nın toplu istihbaratı denildi. Ve daha da kötüsü Netanyahu “Giremezsiniz dediler, girdik.” açıklaması yaptı. Tüm bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir de üstüne üstlük hastaneden ağır silah da çıkmadı. 7-8 tüfek dışında hiçbir şey çıkmadı oradan. Karargah falan olmadığı görüldü. Amerika Birleşik Devletleri’nin de bu istihbaratlarla hastane bombalanmasına yol verdiği ortaya çıkıyor. Tüm bunları nasıl değerlendirirsiniz?

Hatırlayın, Amerika Birleşik Devletleri kitle imha silahı yalanıyla Irak’ı işgal etmişti. O zaman bu dezenformasyon anında ne yazık ki çürütülemedi. Bugün İsrail benzer bir şekilde birçok yalan üzerinden kendi işgalini saldırganlığını meşrulaştırmaya çalışıyor. Bugün de uydurma bahanelerle Gazze’de işledikleri savaş suçlarına kılıf bulma gayretindeler. İsrail bu suçları, bilmeden ve yanlışlıkla değil aksine taammüden işlemiştir. Tüm katliamlar tasarlanmış, kadınların, erkeklerin, çocukların nerede nasıl öldürüleceği tek tek planlanmıştır.
İsrail, bırakın tüfeği, hastaneye topla tankla giriyor. Hala hastanenin altından tünel arıyorlar. Bütün bunların hepsinin yalan olduğu ortaya çıktı.

7 Ekim’den itibaren özellikle İsrail’de artık bizatihi devlet, hükümet yetkililerinin doğrudan bile isteye yalan söylediğini defalarca gördük ve bunlar bir yalanı artık sosyal medya kullanıcıları üzerinden değil, bizatihi kendi basın açıklamalarıyla yaymaya başladılar. Artık panikle bizzat resmi yetkililer dezenformasyona sarılıyorlar.

7 Ekim’den itibaren İletişim Başkanlığımız bünyesindeki Dezenformasyonla Mücadele Merkezi aracılıyla hızlı bir şekilde İsrailli yetkililerin söylediği yalanları ifşa edip, gerçeğini paylaşıyoruz ve bunu uluslararası medyaya hızlı bir şekilde iletiyoruz. Böylelikle de İsrail’in maskesini düşürmüş oluyoruz. Böylelikle de İsrail’e yönelik ciddi bir uluslararası baskı oluşuyor. İsrail’in söyledikleri medyada kolaylıkla dolaşamaz hale geldi. Zira biz doğrudan İsrailli yetkililerin paylaştığı ve söylediği 100’ün üzerinde yalanı, uluslararası medyada haber olacak şekilde deşifre ettik ve bu süreç devam ediyor. Dolayısıyla burada İsrail'in daha önce zaman zaman uyguladığı ve daha çok kapalı aktörler, satın aldıkları birtakım gazeteciler üzerinden uyguladığı yöntemi şimdi kendilerinin bizzat tatbik ettiklerini ve bununla hızlı aktif ve doğru kanallar aracılığıyla mücadele edilmesi gerektiğini gördüğümüz için bu mücadeleyi veriyoruz.

"İSRAİL’İN BARBARLIĞI ARTIK BİRÇOK ÜLKE TARAFINDAN ELEŞTİRİLİYOR"

Avrupa Birliği ülkelerinin bundan sonraki tavrını Gazze konusunda özellikle nasıl değerlendiriyorsunuz? Çünkü Avrupa başkentlerinde kitlesel eylemler her geçen gün artıyor.

Avrupa Birliği ülkelerinin tutumunu göreceğiz. Almanya Başbakanı Scholz’a da dedim. Berlin'de gösteriler vardı. Fransa'da var. İngiltere'de var. Amerika'da var. Beyaz Saray’ın önüne kefenleri getirip yerleştirdiler. Bunlar herhalde dünyaya bir mesaj veriyor. Scholz’a “121 ülke insani ateşkese ‘evet’ diyor. 40 ülke maalesef çekimserler arasında. Sizi de onların arasında gördük, buna da üzüldük.” dedim. Onun için bizim şimdi yeni yapacağımız tur çok önemli. Bu turda belki dolaşacağız belki telefon diplomasisiyle sürdüreceğiz ama bu takibi devam ettireceğiz. İsrail’in barbarlığı, orantısız güç kullanımı, pervasızlığı artık birçok ülke tarafından eleştiriliyor.

Güncellenme Tarihi : 18.11.2023 16:54

İLGİLİ HABERLER