
Erdoğan : Cumhuru Cumhuriyet'le buluşturduk. Devleti milletle kucaklaştırdık
Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail'e en net duruşu sergileyen ülke olduk
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması programında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "7 Ekim'den bu yana en net duruşu sergileyen ülke olduk. Ana muhalefeti Filistin direnişine terör çamuru atarken biz Gazzeli kardeşlerimizin yanında dimdik durduk." ifadelerini kullandı.
Konuşmasına, Memur-Sen yöneticilerini, üyelerini ve tüm misafirleri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkesi ve milleti için çalışan, Türkiye'nin geleceği için emek sarf eden tüm Memur-Sen üyeleri ile kamu görevlilerine sevgi ve selamlarını iletti.
Memur-Sen'in 30. Yıl Vefa Buluşması'nda olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, "Memur-Sen Başkanımız Ali Yalçın’a ve kıymetli ekibine, genç Memur-Senli kardeşlerime bu anlamlı buluşma için yürekten teşekkür ediyorum." diye konuştu.
"Vefa elbiseleri bize yeter"
30 yılı geride bırakan Memur-Sen ailesinin tüm üyelerini ayrı ayrı tebrik eden Erdoğan, geçen ay vefat eden sendikanın onursal genel başkanı Zübeyir Yetik'e Allah'tan rahmet diledi. Erdoğan, Memur-Sen'in kurucu genel başkanı Mehmet Akif İnan'ı da hasretle yad ettiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti;
Bütün giysileri yırtsak yeridir, yeter bize vefa elbiseleri" dizelerinin sahibi, Memur-Sen'in kurucu genel başkanı Mehmet Akif İnan'ı bugün bir kez daha hasretle yad ediyorum. Hayatını hak ve hakikat mücadelesine adayan, kalemi, duruşu ve cesaretiyle nesillere örnek olan; Filistin'i, Mescid-i Aksa'yı, Kudüs'ü, mazlum ve mağdur coğrafyaların hüznünü son nefesine kadar kalbinde bir yara olarak taşıyan Akif İnan abimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.
Türlü imkansızlıklara, gizli açık çeşitli baskılara ve yasaklara rağmen kurduğu Memur-Sen, hamdolsun bugün 30'uncu yaşını kutluyor. Memur-Sen’in eriştiği noktaya bakınca merhum Akif İnan’ın tasavvur ettiği hareketin kuvveden fiile çıktığını memnuniyetle görüyoruz. Emanetin ehil ellerde olduğunu, ekilen tohumların filizlendiğini, dikilen fidanların meyvelerini verdiğini büyük bir kıvançla müşahede ediyoruz.
Soğuk Savaş yıllarından kalma ideolojik kalıplara hapsolmayı reddeden, çatışmacı sendikacılık anlayışını elinin tersiyle itip ilkeli, sorumlu ve çözüm odaklı bir tutum benimseyen; mikro planda kamu görevlilerinin, makro düzeyde milletimizin ve demokrasimizin savunuculuğunu üstlenen; en keskin virajlarda dahi savrulmayan, en kritik süreçlerde milli iradenin yanında saf tutan, zor zamanlarda demokrasiye sahip çıkan Memur-Sen, başarı hanesini her gün yeni yıldızlarla süslüyor.
"Memur-Sen, milletimizin ve demokrasinin yanında saf tutmuştur"
Şunu da büyük bir gururla ifade etmek isterim: Kibirli vesayet odaklarının ‘bin yıl sürecek’ dediği 28 Şubat darbesinden 27 Nisan e-bildirisine, katsayı adaletsizliği ve başörtüsü yasaklarından milletimizin oyuyla iktidara gelen partimize yönelik kapatma davasına, Gezi kalkışmasından 17-25 Aralık emniyet-yargı kumpaslarına, 15 Temmuz'daki hain darbe teşebbüsüne kadar istiklal ve istikbalimizi hedef alan tüm saldırılarda Memur-Sen, hiç tereddütsüz bir şekilde milletimizin ve demokrasinin yanında saf tutmuştur.
Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi, güçlenmesi, 86 milyon vatandaşımızın daha müreffeh bir ülkede yaşaması için göreve geldiğimiz ilk günden bu yana aşkla, şevkle, aralıksız çalışıyoruz.
Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi, güçlenmesi, 86 milyon vatandaşımızın daha müreffeh bir ülkede yaşaması için göreve geldiğimiz ilk günden bu yana aşkla, şevkle, aralıksız çalışıyoruz. 23 yıllık iktidarımızda Allah'ın yardımı, aziz milletimizin desteğiyle sayısız engelleri aştık. Her alanda çok önemli mesafeler katettik. Gerek anayasa gerekse kanun ve mevzuat düzeyinde yaptığımız düzenlemelerle toplumun tüm kesimlerinin önünü açtık. Kamu hizmetlerinin etkin, hızlı, eşit ve verimli bir şekilde milletimize sunulabilmesi için gerekli tüm tedbirleri aldık. Devletimizin kerim vasfını hiç olmadığı kadar güçlendirdik. Dahası bunu vatandaşlarımıza bizzat hissettirdik. Bizim iktidarımızla birlikte milletimiz, uzun yıllar sonra kendine hizmet eden, üstenci değil, halkına hizmetkâr olmayı şeref bilen bir anlayışla tanıştı.
İSRAİL'E En net duruşu sergileyen ülke olduk
Türkiye olarak bir yandan 100 milyar doları aşan depremin yaralarını sarmak için çalışıyoruz. Bir yandan da ülkemizin suhuleti için çalışıyoruz. 7 Ekim'den bu yana en net duruşu sergileyen ülke olduk. Ana muhalefeti Filistin direnişine terör çamuru atarken biz Gazzeli kardeşlerimizin yanında dimdik durduk. İsrail ve destekçilerinin, komşumuz İran'a yönelik saldırılarının daha büyük bir felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz. Bölgemizin egemenliğine yönelik saldırıları asla tasvip etmiyor ve tepkimizi de ortaya koyuyoruz. Yarın Lahey'e gidiyoruz. Telafisi mümkün olmayan acılar yaşanmaması için seferber olduk. Ülkemizi dalga boyu fırtınalı sulardan sakin sulara ulaştırmanın derdindeyiz. günü birlik politikalarla değil dağın arkasındaki tehlikeleri görerek hareket ediyoruz. 86 milyonun kılına zarar gelmemesi için onu yaptık ve yapacağız.
"Cumhuru Cumhuriyet'le buluşturduk"
Kamu yönetiminde köklü bir paradigma değişimi yaşandı. Tek parti ve vesayet dönemlerinde devlet ile millet arasına çekilen dikenli telleri birer birer kaldırdık. Cumhuru Cumhuriyet'le buluşturduk. Devleti milletle kucaklaştırdık. Yine bu süreçte Memur-Sen gibi sendikalarımızla diyalog içerisinde kamu görevlilerimizin çok önemli taleplerini hayata geçirdik. Geriye dönüp baktığımızda, her birinin önemi bugün daha iyi anlaşılan düzenlemelerle memurlarımızın mali ve sosyal haklarını güçlendirdik. Demokratik haklar konusunda son derece önemli atılımlar gerçekleştirdik.
"Emekli memurlarımızın maaş ve ikramiyelerinde ciddi artışlar yaptık"
2002 ile 2010 yılları arasında kamu çalışanlarımıza ilave bir derece verdik. Disiplin cezalarının affedilmesinden disiplin kurullarında sendika temsilcilerinin yer almasına kadar çalışanlarımızın lehine adımlar attık. Aile yardım ödeneğini artırdık. Çocuk yardımlarını güçlendirdik. Engelli yakını olan memurlarımıza tayin kolaylığı getirdik. Refakat izni tanıdık. Maaş promosyonlarının tamamının kamu görevlilerine ödenmesini sağladık. 2010 Anayasa referandumu ile kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı getirdik. Toplu sözleşme primlerini toplu sözleşme ikramiyesine dönüştürdük. Emekli memurlarımızın maaş ve ikramiyelerinde ciddi artışlar yaptık. 2011 ve 2013 yıllarında 280 bin, 2023’te ise 460 bin sözleşmeli personeli kadroya geçirdik.
Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi bir dönem ülkemizin en temel sorunlarından biri ayrımcılıktı. Kamu görevlilerimiz sırf inançlarını yaşamaya çalıştıkları için fişleniyor, baskıya maruz kalıyorlardı. Sadece dinini hayatına tatbik ettiği için irticacı, gerici, tarikatçı, yobaz denilerek tahkir ediliyorlardı. "Selamün aleyküm" diyenler, "Elhamdülillah" diyenler, namaz kılanlar, hacca gidenler, oruç tutanlar bilhassa belli dönemlerde hor görüldü, çalıştıkları kurumlarda psikolojik baskıya muhatap oldu. On yıllar boyunca özellikle bürokraside ideolojik bir kast sistemi... Bunun konuşulmasını, tartışılmasını asla istemediler. Kendi klanları, kendi hizipleri dışında kimseye hayat hakkı tanımadılar.
Millete "bidon kafalı" dediler. "Göbeğini kaşıyan adam" dediler. Bizim burada edebimizin el vermeyeceği ifadelerle insanımıza hakaret ettiler.
Bunların hepsini ve çok daha fazlasını sizlerle birlikte gördük. Baskının her türlüsünü iliklerimize kadar yine sizlerle beraber yaşadık. Milletin iradesine ve demokrasimize vurulan zincirleri de siz Memur-Senli kardeşlerimle birlikte parçaladık. Hamdolsun, azgın azınlığın sessiz çoğunluğa hayat tarzı dayattığı, baskı uyguladığı, parmak salladığı o karanlık günler artık geride kaldı.
Hac farizasını yerine getirmek isteyen kamu çalışanlarımıza ücretsiz izin hakkı tanıdık. Cuma namazı vaktini ihtiva eden izin düzenlemesini uygulamaya aldık. Başörtüsüne yönelik faşizan, yasakçı uygulamalara son verdik. Bugün kadınlar hiçbir kısıtlama olmadan tüm kamu kurumlarında özgürce çalışabiliyorlar. Milletin oylarıyla Meclise başörtüsüyle girdiği için hanım kardeşlerimize kürsüden had bildirildiği, gazete köşelerinden iffetlerine ahlaksızca dil uzatıldığı karanlık günlerden bugün başörtülü hakimlerin, savcıların, valilerin, büyükelçilerin, siyasetçilerin, bakanların olduğu günlere geldik.
"refahını dengeleyen bir yol haritası çizmeye özen göstereceğiz"
Hedefimiz, uğruna bedel ödeyerek elde ettiğimiz bütün bu kazanımların yeni anayasada daha sağlam bir güvenceye kavuşturulmasıdır. Zaman zaman şahit olduğumuz hadsizliklerin, küstahlıkların, insanımızın en temel haklarını kullanmasından duyulan tahammülsüzlüklerin önünü ancak bu şekilde tamamen kesebiliriz. Bizden sonraki nesillerin, bizim yaşadıklarımızı yaşamamaları için başörtüsünden, sakalından, sarığından, çarşafından dolayı kimsenin ötekileştirilmediği bir iklimi bu ülkede tesis ve tahkim etmek durumundayız. Bizim hepimizin varlık gayesi işte budur. Geride bırakacağımız en büyük miras böyle bir Türkiye olacaktır. Ülkemizi yeni, sivil ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma mücadelemize vereceğiniz desteği bu bakımdan çok önemli buluyorum. Memur-Sen'den, Cumhur İttifakı olarak başlatıp bir devlet projesi olarak yürüttüğümüz terörsüz Türkiye girişimimize de katkı sunmasını, bu hayırlı süreci samimiyetle sahiplenmesini bekliyorum.
Yasaklarla mücadelenin yanı sıra, özlük haklarıyla ilgili de önemli adımlar attık. Kamu görevlileri dahil tüm çalışanlarımızın ücretlerinde asgari ücret tutarı kadar gelir vergisi muafiyeti getirdik. 5 milyon 300 bin kişiyi kapsayan ek gösterge düzenlemesini hayata geçirdik. Ana muhalefetin Anayasa Mahkemesi'ne götürerek iptal ettirdiği toplu sözleşme ikramiyesi için yeni bir düzenleme yaparak bu ikramiyenin sendika üyesi tüm kamu görevlilerimize ödenmesini temin ettik. Kısa süre önce, üniversite idari personelinin yer değişikliği çalışmasını başarıyla tamamlayarak yürürlüğe aldık.
Kamuda sendika bilincini yaygınlaştırdık.
2002'de kamu görevlilerinin sendikalaşma oranı yüzde 47,94'tü. Bu oran 2024 yılında yüzde 75,18'e çıktı. 2002 yılında 650 bin 770 olan sendika üye sayısı bugün 2 milyon 251 bine yükseldi. 23 yıl önce 44 sendika varken bugün 286 sendikamız mevcut. Özetin özeti mahiyetindeki bu tablo, bizim kamu sendikacılığının gelişip büyümesine verdiğimiz önemi çok net biçimde ortaya koyuyor.
Burada şu hususu da ifade etmek isterim; 2025 yılı Ocak ayında yaptığımız zamlarla en düşük devlet memuru maaşını 43 bin 726 liraya ulaştırdık. Bu artışla birlikte 2002'den bu yana en düşük memur maaşındaki reel artış yüzde 266'ya yükseldi. Şimdi önümüzde yeni bir toplu sözleşme dönemi var. 2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. dönem kamu toplu sözleşme görüşmeleri inşallah Ağustos ayında başlayacak. Bu görüşmelerde sendikaların taleplerini can kulağıyla dinleyecek, gerçekleri gözetecek, ekonomimizin imkanlarıyla kamu çalışanlarımızın refahını dengeleyen bir yol haritası çizmeye özen göstereceğiz.
Şunu tüm samimiyetimle vurgulamak arzusundayım; 23 yılda kamu çalışanlarımız için verdiğimiz mücadele, attığımız adımlar, hayata geçirdiğimiz reformlar ortadadır. Türk ekonomisi büyüdükçe bundan ortaya çıkan katma değerin toplumun tüm kesimlerine adaletli bir şekilde yayılmasını sağladık.
Güncellenme Tarihi : 23.6.2025 15:56