Gündem
  • 26.2.2004 16:51

ERDOĞAN: DENKTAŞ İLE BİR HUSUMETİM OLAMAZ

Erdoğan, NTV'nin canlı yayınında, Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Kıbrıs ile ilgili konuşmama çağrısına karşın KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın bugünkü görüşmelere ilişkin ayrıntılı bir açıklama yaptığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, bunun, kendisinin bir kanaati olduğunu söyledi. Erdoğan, aynı kanaati, De Seto'nun da dün akşamki bazı açıklamalarında paylaştığını gördüğünü ifade etti. Müzakere tekniklerinde, ''susturma'' nın çok önemli olduğuna dikkat çeken Erdoğan, tarafların, müzakere süreci içerisinde eğer konuşulanları kendi dikkat ve kontrolleri altında sürdürürlerse, karşılıklı olarak bunu bekleyenler açısından olumlu-olumsuz bir tepki doğurmayacağını, müzakere sürecini olumsuz etkilemeyeceğini kaydetti. Erdoğan, Kofi Annan'ın kendisine, ''Üç kez ben bu işi netice alamadan bitirdim. Bir daha netice alamayacağım bir işe girmek istemiyorum'' dediğini anlatarak, şunları kaydetti: ''Bu konuda, kendilerine, 'inanıyoruz ki bu defa müzakerelerden netice alacaksınız' dedik. Sayın Denktaş'ın bu konuda hassasiyeti, New York'ta gösterdiği psikolojik zenginlik, duruş, o sürecin adaya yansımasını sağladı. İstiyoruz ki burada da bu süreç aynı şekilde devam etsin. Burada açıklama yapılmaz mı yapılır tabii... Her iki taraf ortak olarak, nasıl bir açıklama yapalım. Buralarda bile devlet başkanları geldiğinde, biz gittiğimizde, 'çıkarken basın sorduğunda ne diyelim' diye kendi aramızda bile yapıyoruz. Onun için birbirimizi kırabiliriz, gücendirebiliriz veya birimizin istemediği bir şeyi söyleyebiliriz. Belki nezaket kurallarını çiğnemiş olabiliriz. Bunlar siyasetin müzakere anlayışı içerisindeki hassasiyetlerdir. Tarafların bu konudaki hassasiyetine vurgu yapmak istedim. Bu benim için illa böyle olmalıdır noktasında değildir. Böyle bir ne yetkim var, ne hakkım var. Ben sadece bir kardeş, dost olarak bunu başta Sayın Denktaş'a ve Papadopulas'a söylemiş oluyorum. Bu işi hassasiyetle götürmekte fayda var. Bu benim yaklaşımım.'' SANSÜR DEĞİL, ÖZDENETİM Erdoğan, basın mensuplarıyla dün yaptığı kahvaltılı sohbet toplantısının ardından ''sansür'' gibi, ilgisiz, alakasız, Anayasa'daki sansür anlayışını değil, özdenetim diyebileceği bir anlayışı basın mensuplarından rica ettiğini anlattı. Bunu bazılarının saptırdığını ancak olaya objektif bakabilen basın mensuplarının da açıklamalarını dinlediğini belirten Erdoğan şöyle devam etti: ''Konuşmamda da ifade ettim: Ben sizden, şunu yazmayın, konuşmayın diyememem. Öyle haberler olur ki dedim; KKTC'deki Türkleri, Güney Kıbrıs'taki Rumları kırabilir, tahrik edebilir, olumsuzluğa itebilir. Milli, ulusal mesele olduğuna göre, gerekirse siz bunu sansür edebilmelisiniz diyorum. Böyle bir şey de iddia etmedim. Kaldı ki bütün milli meselelerde, ABD'deki 11 Eylül olaylarını, terör eylemlerinde olanları düşünün, yeri geldiğinde o sansürü de koymalıdır. Yeri geldiği zaman ara dönemlerde bu sansürler hep yaşanmıştır. Bunlara da alışıktır bizim medyamız, bunlar da bu kadar uzak değiller. Ama ben böyle bir şey söylemedim, böyle bir şeye niyetim yok. Sadece burada özdenetimi, kendiniz sağlarsanız bizlerden bunun için herhangi bir şey beklemenize de gerek yok. Bir taraftan bu süreç çözülsün diyoruz, madem çözülsün diyoruz burada böyle bir incelik var. Bunu başarabilirsek çok isabetli olur diye arkadaşlarımıza böyle bir ricada bulunduk. Olayın aslı buydu. Bu maalesef farklı yöne doğru kaydırıldı.'' ''ET-TIRNAK'' Denktaş'a bunları, baş başa ya da telefon görüşmesiyle söyleyip söylemediğinin sorulması üzerine Erdoğan, New York sürecinde, çok yakın görüşmelerde bulunduklarını, karşılıklı konuştuklarını anımsattı. ''Biz bu noktada zaten kardeşiz, et tırnak gibi bir durumumuz var'' diyen Erdoğan, yayına katılmadan önce de KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat ile telefon ile görüştüğünü ifade etti. Basına yansıtmaları gerekenler ile yansıtmamaları gerekenlerin olabileceğini vurgulayan Erdoğan, ''Bunun da bir 'timingi' var. Yani zamanı gelir, bunu da açıklarsınız. Ama açıklanmaması gereken bir zamanda bunu açıklarsanız, bu olmaz. Kaldı ki benim başbakan olarak her gün basına açıklama yapmam da gerekmiyor'' diye konuştu. ''Basın yoluyla birbirinize mesaj gönderiyorsunuz gibi olmuyor mu?'' sorusuna Erdoğan, ''Ona ben kapalıyım'' karşılığını verdi. Erdoğan, basın kanalıyla görüşmeleri yapmama anlayışında olduğunu dile getirdi. Erdoğan, ''Benim Sayın Denktaş ile herhangi bir husumetim, ona karşı olumsuzluğum olamaz. Bir keresinde, bizim özel istirhamımız şu olmuştur: Bu işi sonuna kadar siz götüreceksiniz. Çünkü bu sizinle başladı, sizinle bitmeli. Ondan sonra gönüllerdeki asli yerinizi almalısınız, bu süreci başarıyla bitiren bir Cumhurbaşkanı olarak. Bunu kendisine açık ve net söyledik. Bunun da hem yanındayız, hem arkasındayız'' diye konuştu. Görüşmelerin ada dışına alınması konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine Erdoğan, kendileri açısından herhangi bir olumsuzluğun olmadığını belirtti. Bunun sevindirici olduğunu da ifade eden Erdoğan, böyle devam etmesini temenni etti. ''PSİKOLOJİK SÜREÇ'' Bu süreci olumsuz etkileyen konular içerisinde Yunanistan'daki seçimlerin olabileceğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu noktada, şu anda, Mart'ın ilk 15'i ne getirir, ne götürür bilemiyoruz. Temennimiz o ki, 22'sine kadar olan sürecin başarılı bir şekilde, buna psikolojik süreç diyorum, psikolojik süreci başarıyla bitirelim. Sayın Denktaş, Sayın Talat'ın, Sayın Serdar Denktaş'ın, el ele danışmanlarıyla birlikte, bu işi, hiç o atmosferin gerilimine kapılmadan götürmeleri, inanıyorum ki onların diplomatik yaklaşımının bir başarısı da olacaktır, bunu da başarmaları lazım. Bizler de zaten elimizden gelen desteği veriyoruz.'' Erdoğan, ''Bu iş 22'sinden sonraya kalırsa belki ABD ve İngiltere devreye girecek, o zaman işler daha mı kolay olacak?'' sorusunu, ''Bizim açımızdan iyi gidiyor ifadesinin altını çizerek söyledik. Güney, şu anda Kuzey'in gösterdiği iyi niyeti henüz göstermiyor. Bu iyi niyeti Güney'in de göstermesi lazım. Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs'ın gösterdiği iyi niyeti aynı şekilde garantör ülke olarak Yunanistan ve Güney Kıbrıs gösterirse neticeye gitmemek için hiç bir şey sebep yoktur'' diye yanıtladı. Yunanistan ile Türkiye arasındaki olumlu gelişmelere işaret eden Erdoğan, ''Yunanistan olsun, bizim taraf olsun bu ilişkiler ile her geçen gün daha iyiye gideceğimize... Bu konuda da irade mevcut. Temenni ederiz ki bu irade artarak devam etsin'' dedi. Erdoğan, Denktaş ile Ankara'da görüşme yapıp yapmayacağına ilişkin soruyu yanıtlarken de ''Gerektiği anda yaparız. Problem değil'' dedi. Bu yıl içerisinde Ege sorununun çözümünün gündeme gelip gelmeyeceği yönündeki bir soru üzerine Erdoğan, Ege konusunun Kıbrıs'la bağlantılı hale getirilmesi durumunda yanlış yapılacağını söyledi. Ege konusunun ayrı bir şekilde olumlu olarak devam ettiğini belirten Erdoğan, ''Şu ana kadar ki gelişmelerden biz bu noktada memnunuz. Taraflar artık olumlu bir bakışa doğru geliyorlar. Bana göre müzakere tekniği de çok çok önemli'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, ''İkinci aşamada, yani Annan'ın devreye girdiği aşamada sorun çözüldü. Taraflar referanduma gitme kararı aldılar. Siz, oradaki referandum ya da TBMM'deki onay oylamasında bir endişeniz var mı?'' sorusuna, ''Referandumunun neticeleri bunu etkileyebilir. Bu çok önemli. Onun için referandumun neticesini görmeden bir şey söylemek bana göre yanlış olur'' karşılığını verdi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:43

İLGİLİ HABERLER