
Erdoğan, Ulusalcılara seslendi!..
Erdoğan, Zeytinburnu Kazlıçeşme Meydanı'nda düzenlenen "Milli İradeye Saygı" mitinginde yaptığı konuşmada, geçmişte uluslararası medyanın iktidarlar üzerindeki etkisinin büyük olduğunu dile getirdi.
Uluslararası medya için "İktidarı istedikleri gibi indiriyorlar, istediklerini yapıyorlardı" diyen ve Türkiye'de de bazı medya kuruluşlarının aynı oyunun içinde olduklarını kaydeden Erdoğan, ancak hepsinin turnusol kağıdı gibi bugün ortaya çıktığını kaydetti.
Faiz lobisinin de çok iyi şekilde ortaya çıktığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Taksim Meydanı'na 30 bin kumanyayı kimlerin gönderdiğini gayet iyi biliyoruz. Kendi otellerinde terör ile işbirliği yapanları, yatırıp kaldıranları da çok iyi biliyoruz. Bunların hesabı sorulmayacak mı? Bu hesabı sormazsak, o zaman millet bizden hesap sorar. Milletimizin verdiği emanete hıyanet edemeyiz. Milletin verdiği emaneti hakkıyla yerine getireceğiz. Bu uluslararası medya, Avrupa Parlamentosu Suriye'yi görmez. Suriye'de akan kanı, Suriye'deki vahşeti görmez. Bu medya, bu Avrupa Parlamentosu, Filistin'deki katliamları görmez, Gazze'de olanları bitenleri görmez. Bunlar sürekli olarak Türkiye üzerinde; tabii 10 yıl içinde güç olan Türkiye birilerini kıskandırıyor, birilerini tahrik ediyor. Türkiye nereden nereye geldi, artık buna tahammül edemiyorlar. Kişi başına milli gelirin 10 bin 500 dolara çıktığı bir Türkiye bunları tahrik ediyor. Bunlar bundan dolayı rahatsız oluyorlar."
Erdoğan, uluslararası medyadan Türkiye'yi gerçekten tanımak ve anlamak isteyenlerin, "Türkiye fotoğrafını yansıtmayan" örgütlere değil, kitlesel örgütlere bakmalarını ve özelikle AK Parti'yi tanımaya çalışmalarını istedi.
Kendi ideolojilerini, kendi yaşam tarzlarını Türkiye'nin geneli gibi yansıtanlara karşı, özellikle dezenformasyona karşı Avrupalıların duyarlı olmasını isteyen Erdoğan, "AK Parti olarak, 10.5 yıldır iktidarız. Millet bize bir emanet verdi. Bu emaneti hakkıyla götürme gayretindeyiz. Şu anda yaşı 20 ile 25 arasında olan gençler, Gezi Parkı'nda olan gençler -samimi olanlar vardı, şu an hepsi çekildiler- ama şunu unutmayın; kişi arkadaşının dinindendir, kişi sevdikleriyle beraberdir. O samimi gençler, ben '3-5 çapulcu' dediğimde rahatsız olanlar oldu, olsunlar. Yarası olan gocunur. Türk Dil Kurumu'nun çapulcu tanımını yaptım. Çapulcu, kamu düzenini bozmaya gayret edenlere denir. Bunlar kamu düzenini bozmak isteyenler değil mi? Bunlar terör örgütleriyle ilişki içinde olanlar değil mi? Bunları görmeyecek miyiz? Bunları es mi geçeceğiz?" şeklinde konuştu.
Türkiye'de polisin sınırsız güç kullanma hakkı varken, bunu, kendi dönemlerinde çıkardıkları yasalarla sınırlandırdıklarını, gözaltı sürelerini kısalttıklarını, polisin toplumsal olaylara müdahalesini demokrasi ve hukukun çerçevesi içine aldıklarını belirten Erdoğan, bazı karakollarda ve cezaevlerinde kötü muamele olduğunu, "işkenceye sıfır tolerans" dediklerini, gösteri ve yürüyüş yapmanın, demokratik hakların ve ifade özgürlüğünün önünü açtıklarını ifade etti.
Erdoğan, "Siz miting yapmak istediniz de size müsaade mi edilmedi? Siz toplantı, gösteri yapmak istediniz de size müsaade mi edilmedi? Hepsinin önü açık ama nerede? Miting alanı neresiyse orada. Toplantı, gösteri yürüyüşlerine nerede müsaade ediliyorsa orası. Bize ne diyorlar biliyor musunuz, bizimle görüşmeye gelenler. 'Biz istediğimiz yerde miting yapabilmeliyiz'. Şimdi bunlara ne diyeceksin?" ifadelerini kullanınca katılımcılar "Yuh" diyerek karşılık verdi.
"Ben sizin dediğinizi demedim, kibarca davrandım" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu ülke yol geçen hanı değil. İstediğin yerde istediğin gibi miting yapamazsın. Burası hukuk devletidir, neresi gösterilirse orada gider yaparsın. Yürüyüşünü orada yaparsın. Neden? Şu anda Beyoğlu'nda, bakın 30 bin yatak kapasitesi var, hemen hemen hepsi boşaldı. Günah değil mi, yazık değil mi? O çevredeki esnaf kan ağlıyor. 17-18 gün cam çerçeve her şey kırıldı. Oradaki vatandaşa, esnafımıza yazık değil mi? Zararlarını kim karşılayacak? Aynı şey Ankara'da. Bütün otobüs durakları yakıldı, yıkıldı. Camı, alt geçitlerdeki seramikler kırıldı. Polis araçlarından 150'ye yakını yakıldı, 200'ü aşkın sivil vatandaşın aracı, kamu binaları yakıldı yıkıldı."
- "Ey ulusalcılar... "
"Şimdi buradan, İstanbul'dan Türkiye'ye sesleniyorum" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Atatürk Kültür Merkezi bir kamu kuruluşudur, işgal edildi. Kimler tarafından? Bu illegal ve legal zannedilen örgütler tarafından. Oraya bazı paçavralar asıldı. Teröristlerin resimleri vardı orada. Bu illegal örgütlerin paçavraları vardı ama burada Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na hakaretler vardı. Sevgili kardeşlerim, bunlara sorarsam, 'Biz de bunlara üzüldük ama...'. Ne ama? Onları oradan indirmeyecektik ne yapacaktık? Kuzey Afrika'dan döner dönmez İçişleri Bakanıma şunu söyledim: '24 saat içinde bunlar temizlenecek' 24 saat. Çünkü bu ülkede bu teröristelere burayı bırakamayız. Temizlendi. Bitmedi. Cumhuriyet Anıtı'nda gördünüz; bölücü başı, yanında Atatürk'ün resmi, yanında Türk bayrağı. Buradan ulusalcılara sesleniyorum; ey ulusalcılar, ey CHP yandaşları; terörist başıyla, Atatürk'ün ve Türk bayrağının resimlerini nasıl yan yana getirdiniz? Nasıl bunu yaptınız? Niye gidip de onları indiremediniz? Milletvekiliniz bunlarla beraber yürüyor, niye bunları temizlemediler? Sağ olsun polisimiz görevini yaptı ve bu talimat üzerine 24 saat içinde onlar da temizlendi. Bitmedi. Üçüncü hareketiniz; 'Gezi Parkı'nı da temizleyeceksiniz' dedik. Artık burada sona geldik işte, dün de biliyorsunuz o operasyon yapıldı ve temizlendi. Kardeşlerim, bu benim başbakanlık görevim. Eğer bunu yapmıyorsam bu makamda durmamın bir anlamı yok."
Avrupa ve dünyanın çeşitli yerlerinden bazı "aklı evvellerin", Taksim Gezi Parkı'ndaki görüntüler için, "Bu özgürlüktür" dediğini kaydeden Erdoğan, "Bunun nesi özgürlük? Özgürlük, hukuka saygı içerisinde icra edilir veya kazanılır. Bir başkasının özgürlük alanına saldırmak suretiyle değil. Bunlar milletin özgürlük alanına saldırdılar. O park, bu işgal güçlerinin değil, samimi duygularla orada olan o gençlerin de değil, tüm İstanbullularındır. 'Buraya biz çadırlarımız kurduk'; 'Kuramazsın kadreşim!' Çadır kurulacak yerler bellidir. Yaylalar çok, çık yaylalarda çadırını kur. Dünyanın hiçbir yerinde bunu göremezsin" dedi.
- "Sanatçı terör estiren olmaz"
Gezi Parkı için "Bir tane çadır olsun da diğerleri de burada kendilerini ifade etsin" şeklindeki görüşü hatırlatan Erdoğan, "Bunların derdi mesaj falan değil, dert başka. Ne diyor bir tanesi; sözüm ona sanatçı. Sanatçı terör estiren olmaz. Teröre yataklık yapanı ben sanatçı olarak tanımıyorum. Ne diyor? 'Mesele Gezi Parkı mı? Hala anlamadın mı?' diyor. Şu hale bak. CHP'li milletvekili ne diyor? 'Mesele Gezi Parkı değil, bu iktidarı devirmek' diyor. Tamam da bu iktidarı devirmenin yolu belli. Nedir? Seçimdir" diye konuştu.
Erdoğan, 2014'te yerel seçim yapılacağını hatırlatarak, "Yerel seçimde gücünü görürüz, orada görelim. Niye böyle abidik gubidik numaralar yapıyorsun? Dürüst ol, samimi ol" dedi.
Yüzde 50 ile geldik yüzde 100'ün hükümetiyiz...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sadece AK Parti'ye oy verenlerin hükümeti olmadıklarını belirterek, "Biz, çoğunluğun azınlığa tahakkümüne de 'evet' demiyoruz ve biz yüzde 50 ile geldik ama biz yüzde yüzün iktidarıyız, yüzde yüzün hükümetiyiz" dedi.
Erdoğan, tek parti CHP döneminin ağır baskılarının, dayatmalarının, toplum mühendisliğinin tek tek sona erdiğini vurgulayarak, bunu hazmedemeyenler, bunu kabullenemeyenler, millet iradesine sayıgısı olmayanların, 27 Mayıs'ta o başbakanı devirerek, iki arkadaşıyla birlikte darağacına götürdüğünü söyledi.
Kendisini üslubu nedeniyle eleştirenler olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi burada birşey söyleyeceğim; 'Sayın Başbakan çok sert, çok gerilimden yana, diktatör'... Onlara sesleniyorum. 'Sayın Menderes çok kibardı, çok nazikti. Bu kadar kibar, bu kadar nazik insanı ipe götürdünüz, astınız be vicdansızlar, astınız. İdam ettiniz. Şimdi Erdoğan için de bunu kullanıyorsunuz. Fakat biz 'Ölüm haktır. Allah'ın verdiği ömrü Allah'tan başka kimse alamaz', biz buna inanmış insanlarız. Biz, milletimizle kucaklaşmışız, milletimizle beraberiz. Milletimizle bütünüz. Bizi ayırmaya, Allah'ın izniyle kimsenin gücü yetmeyecek. Biz beraber yürüdük bu yollarda, yağmur demedik, çamur demedik, kış demedik. Hep beraber yürüdük."
- "Türkiye'nin önünü kesiyorlar"
Başbakan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin bu denli büyüdüğü bir dönemde, Türkiye'nin dış politikada ağırlık kazandığı her dönemde, çeşitli müdahalelerle Türkiye'nin önünün kesildiğine dikkati çekti. Bunun için büyük gayret sarf ettiklerini belirten Erdoğan, millete ağır darbeler vurulduğunu fakat Türkiye'de bu dönemin AK Parti'yle geri gelmemek üzere kapandığını anlattı.
Milli iradenin AK Parti'yle güçlendiğini vurgulayan Erdoğan, "AK Parti'yle birlikte millet 'Yeter' demiştir. Bu zulme, bu dayatmalara, bu baskılara artık ahlaklı bir isyan ortaya koymuştur. Taksim Gezi Parkı bahanesiyle Türkiye genelinde ortaya konan tavır, değerli kardeşlerim, kesinlikle samimi değildir. Çok açık bir şekilde milletin, milli iradeyi bir tarafa koymak suretiyle, azınlığın çoğunluğa tahakkküm etme gayretinden başka bir şey değildir" diye konuştu.
Erdoğan, buna müsaade etmediklerini ve etmeyeceklerini aktararak, "Bu ülkede azınlık çoğunluğa tahakküm edemez, aksi takdirde milletin reyleriyle iş başında olan bu iktidar, kendisine oy verenlere saygısızlık yapmış olur. Biz, çoğunluğun azınlığa tahakkümüne de 'evet' demiyoruz ve biz yüzde 50 ile geldik ama biz yüzde yüzün iktidarıyız, yüzde yüzün hükümetiyiz. Bunu defaatle söyledik" dedi.
- "Ayrımcılık yapmayan tek iktidar, AK Parti iktidarıdır"
Erdoğan, Hakkari'de AK Parti'nin milletvekili bulunmadığını anımsatarak, bunun bir ölçü olmadığını, Türkiye'nin her yerine hizmet ulaştırdıklarını söyledi. Hakkari ve Iğdır'a yapılan havaalanlarından bahseden Erdoğan, şunları kaydetti:
"10 yıl önce Hakkari'ye havaalanı yapılacak dense kim inanırdı? Iğdır'da havaalanını yaptık ve açtık. Yollar yapıldı, okullar yapıldı, üniversite yapıldı. Hastaneler yapıldı, yapılıyor. Hakkari'de, Yüksekova'da 150 yataklı bir hastane, merkezde 150 yataklı bir hastane. Ayrım yok. Yani benim milletvekilim var veya yok, öyle bir şey düşünmedik. Çünkü bölgesel milliyetçiliğe hayır. Etnik milliyetçiliğe hayır. Dinsel milliyetçiliğe hayır. Bu ülkede Alevi, Sünni, Hristiyan, Müslüman bu ayrılıkları yapmayan tek iktidar, AK Parti iktidarıdır."
- "Milli irade hırsızlarını bizler de milletimiz de çok iyi tanıyoruz"
Gezi Parkı'nda 18 gün boyunca sürdürülenleri "şiddet eylemi" olarak tanımlayan Erdoğan, azınlığın çoğunluğa, imtiyazlıların mağdurlara, seçkinlerin millete egemen olma, hükmetme, imtiyazlarını geri alma girişimi olarak niteledi.
Erdoğan, ağacın, çevrenin, Gezi Parkı'nın arkasında saklanıp, korkakça, alçakça, ahlaksızca kendi kirli hesaplarını görmeye çalışanları ve ağacın, çevrenin, Gezi Parkı'nın arkasına saklanan faiz lobisini de bildiklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Milli irade hırsızlarını, kaymak tabakayı, bizler de milletimiz de çok iyi tanıyoruz. Sandıktan başka yol arayanlara bu ülkede geçit vermeyeceğiz. Milli irade hırsızlarına asla fırsat tanımayacağız. Çetelerin, terör örgütlerinin, illegal örgütlerin vandallıkla, ahlaksızlıkla milletin huzurunu bozmalarına müsaade etmeyeceğiz. Bu milli irade hırsızlarına karşı bugün tüm Türkiye, tek yürek halindeyiz. 76 milyon bugün hep beraber. Biz, beraberiz, hep birlikte Türkiye'yiz. Yüzde 50 olarak değil, yüzde yüz olarak bugün hepimiz en güçlü şekilde milli iradeye sahip çıkıyoruz. Sadece AK Partililer olarak değil, her siyasi görüşten Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, bugün kardeşliğe, demokrasiye vurgu yapıyor ve milli iradeyi en güçlü şekilde haykırıyoruz. Bu Cumhuriyeti hep birlikte kurduk, hep birlikte yaşatacak, hep birlikte büyüteceğiz."
- "Beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız"
Yola çıkarken söylediklerini mitingde tekrarlayacağını anlatan Erdoğan, "Bakınız, Afyonkarahisar'da 14 yıl önce ne dediysek burada onu söylüyoruz" dedi.
Erdoğan, miting alanını dolduran binlerce vatandaşla, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" sloganını bir ağızdan söyledi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de 76 milyon yurttaşın bir olması gerektiğini belirterek, "Beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız" dedi.
Bu sayede kardeşliğin pekiştirileceğini aktaran Erdoğan, insanların birbirine saygı duyacağını, hoşgörüyle davranacağını, insanların birbirlerinin hukukuna ve yaşam tarzına saygı duyacağını söyledi.
Erdoğan, buradan hareketle, kardeşlik ve komşuluk hukukunun tesis edileceğini vurgulayarak, bunun en güçlü şekilde gösterileceğini belirtti.
"Tencere, tava" çalanlara seslendiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sizler de benim vatandaşımsınız ama diyorum ki bu tencere tavayı gece yarısı çalacağınıza gelin meydanlarda çalın. Gayet güzel bir şekilde bunu burada yapın. Verin buradan mesajınızı. Hiç kimseyi dışlamadan, ötelemeden, kimseye hor gözle bakmadan, gönül gönüle geleceğe yürüyeceğiz. Artık daha fazla çalışacağız. Seçimlere şurada 8 ay kaldı. Biz bugüne kadar sustuk, sükut ettik, sabrettik. 8 ay daha sabredeceğiz. Sandıkta milli irade hırsızlarına gereken cevabı en güçlü şekilde vereceğiz. Şimdi, önümüzdeki hafta 20'sinde Mersin'de Akdeniz Oyunları'nın açılışını yapacağız. 21'inde U20 Kayseri'deyiz. 22'sinde, 23'ünde inşallah Erzurum ve Samsun'da milli iradeye saygı mitinglerini yapacağız."
Benim halkım, benim vatandaşım el ele, omuz omuza, komşusuyla, akrabasıyla niçin birbirine
düşman yaşasın?
Erdoğan, mitinge gelenlerden, Türk bayraklarını katlayıp saklamamalarını, balkonlarına asmalarını istedi. Bunu, bayrak kampanyası olarak tanımlayan Erdoğan, bunlarla birilerine en güzel cevabı vereceklerini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda Güneydoğu, Doğu hamdolsun gayet iyi. Artık benim Güneydoğulu, Doğulu kardeşim, yaylalara çıkabiliyor, yaylalarda piknik yapabiliyor. Mesele bu değil mi? Benim halkım, benim vatandaşım el ele, omuz omuza, komşusuyla, akrabasıyla niçin birbirine düşman yaşasın? Kardeşçe yaşasın" dedi.
Erdoğan, "Milli İradeye Saygı Mitingi"ndeki konuşmasında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, AK Parti'nin MHP'lileri sahiplenmesinden rahatsızlık duyduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan, "MHP'den bizim bu toplantılarımıza gelenlere kardeşim demek yanlış mı? Niye rahatsız oluyorsunuz? Hemen saldırıyor, her zamanki üslubuyla. Saadet Partili kardeşlerime... Her ne kadar Saadet Partisi'nin içinden de bazılarının, bu mitinglerin siyasi rant hesabına dayalı olduğuna yönelik açıklamaları var. Yazıklar olsun. Böyle bir açıklamayı nasıl yapıyorsun? Şurayı görmüyor musun? Nasıl buna siyasi rant dersin?" diye konuştu.
- Mayıs ayında önemli gelişmeler
Türkiye'de mayıs ayında çok önemli gelişmeler yaşandığına değinen Erdoğan, bunları şöyle sıraladı:
"Bir, 46 milyar dolarlık, İstanbul’a 3’üncü havalimanı ihalesini gerçekleştirdik. Devletin kasasından tek kuruş çıkmadan, dünyanın en büyük havalimanını yap-işlet-devret anlayışıyla hamdolsun ihale ettik. Bu çok önemli. Buna tabii dayanamadılar, hazmedemediler. 46 milyar dolar... 2017'de hizmete giriyor. Atatürk Havalimanı ihtiyaca cevap vermiyor, havada dolaşıyorsunuz, inemiyorsunuz. Neden? Çünkü alan, ihtiyaca cevap vermiyor. Ama şimdi yılda 100 milyon yolcu kapasiteli inşallah havalimanı yapıyoruz. İki, Ankara’da Japonya Başbakanı'nı ağırladık. Japonya ile Türkiye’de 22 milyar dolarlık bir yatırımla nükleer enerji santral kurulması için ilk adımları attık. Japonlar bunu kiminle yapacak? Fransızlarla yapacak. Biz, buradan hareketle inşallah üçüncü enerji santralini de Türk mühendisleriyle yapacağız. Üç, İstanbul Boğazı’na, 2,5 milyar dolarlık bir yatırımla, 3’üncü köprünün temelini attık. Bu köprünün bir özelliği var. Nedir? 4 gidiş, 4 geliş, aynı zamanda bir de burada raylı sistem olacak. Yani yüksek hızlı tren de bu köprüden geçecek. Bu CHP'nin aklı buna ulaşabilir mi, böyle bir şeyi hayal edebilir mi? E çıldırıyor, çılgına döndü.
Dört, İstanbul Borsası, 93 binin üzerine çıkarak, rekor kaydetti. Biz geldiğimizde 11 bindi. Beş, Merkez Bankası rezervi biz geldiğimizde neydi? 27,5 milyor dolardı. Şimdi ne oldu? 27,5 milyar dolardan 135 milyar dolara çıktı, rekor kırdı. Gösterge faizi yüzde 63 idi. Yani devlet, yüzde 63 faizle borçlanıyordu. Mayıs ayı içinde gösterge faiz tarihinin en düşük seviyesine, yüzde 4,67’ye kadar geriledi. Bizim 10 yılda kazancımız 642 milyar. Tabii faiz lobisi çıldırıyor. Niye? Çünkü bu para onların cebinde kalacaktı. Şimdi onların cebinde kalmadı. Ne oldu? Yol oldu, 16 bin kilometre yol... Ne oldu? Okul, hastane, enerji santralleri, adalet sarayları, Türkiye'nin her yerinde 2 milyar 800 milyon ağaç ve fidan oldu. Şimdi çıkmış bir tane partinin başkanı diyor ki; 'Hesap yaptım. Yaptığım hesaba göre, 780 bin kilometrekarelik bu vatan topraklarına bu kadar ağaç ve fidan dikilmez'. Sen bu işten anlamazsın. Matematik de senin işin değil, çevrecilik de. Şöyle bir vaktin olursa, gerçi senin başka mesailerin var ama lütfen Orman ve Su İşleri Bakanıma bir gidersen, sana O, bunun dersini verir, aynı zamanda profesördür. Sen de onun tezgahından geç.
Yedi, 1 değil, 2 değil, 3 değil, tam 4 kredi derecelendirme kuruluşu, art arda, Türkiye’nin kredi notunu mayıs ayı içinde artırdı. Sekiz, biz göreve geldiğimizde, Türkiye'nin IMF'e olan borcu 23,5 milyar dolardı. 14 Mayıs’ta son taksidi ödedik ve IMF’ye olan borç defterini kapattık. Çıkıyor MHP konuşuyor, CHP konuşuyor. 'Tabii yapacaksın' diyor. Bizden öncekiler niye yapamadı bunu? Onlar borçlandı, biz ödedik. Şimdi buraya geldik. Bunlar tilki ya, bunlar yetişemedikleri üzüme kuru koruk derler. Ama siz o üzüme de yetişemeyeceksiniz. Sizin işiniz, gücünüz bağcıyı dövmek. Ya oturun da üzümü yeyin. O bağcının yetiştirdiği üzümler, size de yeter millete de yeter.
Dokuz, enflasyonda, sanayi üretiminde, dış ticarette yeni rekorlara şahit olduk. On, Çözüm Süreci başlattık. Bu Çözüm Süreci'nde çok güzel neticeler aldık. Terör ciddi duraksadı. Akil İnsanlar, Türkiye'nin 7 bölgesini dolaştılar. Bize raporlarını sunacaklar. Bu raporları değerlendirdikten sonra neticeyi açıklayacağız ve bunun üzerinden süreci işleteceğiz. Şu anda Güneydoğu, Doğu hamdolsun gayet iyi. Artık benim Güneydoğulu, Doğulu kardeşim, yaylalara çıkabiliyor, yaylalarda piknik yapabiliyor. Mesele bu değil mi? Benim halkım, benim vatandaşım el ele, omuz omuza, komşusuyla, akrabasıyla niçin birbirine düşman yaşasın? Kardeşçe yaşasın."
- "Ulusalcıyız diyorlar ama her türlü bölücü örgütle beraber hareket ediyorlar"
Erdoğan, 18 gündür Türkiye'nin değişik yerlerinde "terör estirildiğini" belirterek, "Bunun hesabını nasıl vereceksiniz? Yazık. Bu ülke hukuk devletidir. Demokratik, laik bir hukuk devleti içerisinde neden bu yola değil de farklı yola tevessül ettiniz?" dedi.
Dolmabahçe'den Başbakanlık Ofise giderken yolda kilit taşı göremediğini çünkü bütün taşların söküldüğünü anlatan Erdoğan, "Böyle şey olur mu? Bu nasıl vatanseverlik, bu nasıl ulusalcılık? Bunları, ulusalcıyım, çevreciyim diyenler aralarında nasıl barındırdılar?" diyerek, gençlere şöyle seslendi:
"Bu gösterilerde en başından itibaren söylenenleri arkadaşlarımla beraber dinledik. Kendilerine kulak verdim, görüşmelerimizi yaptık. Normal Bakanlar Kurulu toplantımdan daha fazla zamanı onlara ayırdım, tek tek dinledim. Hiçbiri kalkıp da 'Beni dinlemedin' diyemez. Bu özgürlük değil mi, demokrasi değil mi? Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na geliyorsun, seni kabul ediyor. Onlar rahat rahat derdini anlatıyor ama dışarı çıkıyor başka şey konuşuyor. İçlerinde istisnalar yok değil. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir başbakan göremezler. Diyorlar ki 'Sayın Başbakan çok sertsin'. Bazıları da 'diktatör' diyor. Bu nasıl diktatör ki, sizin gibi o Gezi Parkı'nı işgal edenlerle samimi çevrecileri kabul ediyor? Böyle diktatör var mı ya dünyada? Tarihinde var mı? Biz, bu milletin hizmetkarıyız. Biz bu yola öyle çıktık. Biz, bütün adımlarımızı sevgi üzerine bina ettik. Kendilerine yargı kararını bekleyeceğimizi söyledim. Ardından halkoylaması yapacağımızı, bunun neticesine göre hareket edeceğimizi söyledim. Bütün bu görüşmelere, açıklamalara rağmen bu inat, gösteriler, şiddet niye? Hani diyorlardı ya 'Mesele Gezi Parkı değil'... Evet, mesele Gezi Parkı değil. Mesele başka. Ankara'da partimin genel merkezine lav silahıyla saldırdılar, odama saldırdılar. Ardından Reyhanlı'da 53 kardeşimizi şehit ettiler. İşte bu son olaylar zincirin yeni bir halkası. Mesele çevre, ağaç değil. Mesele, demokrasi, milli irade, millet. Asıl mesele Türkiye. O gösterilerde yer alan kardeşlerim artık bunu görsün ve bu oyunu hep beraber bozalım. O gösterilerde yer alan vatandaşlarım hedefin Türkiye olduğunu, birliğimiz, bütünlüğümüz olduğunu görsün."
Erdoğan, Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini, ekonomide bu başarıları elde etmesini hazmedemeyenlerin, Taksim Gezi Parkı’nı bahane ederek, ağacı, çevreyi bahane ederek, Türkiye’yi istikrarsızlaştırma projelerine start verdiklerini belirterek, "Başarılı olamadılar, olamayacaklar çünkü bu karanlık çevreler, sizi hesaba katmadılar. Bu karanlık çevreler, bu milletin iradesini anlamadılar, tanımadılar. Hukuka, demokrasiye, ülkesine sahip çıkan bu sessiz yığınları hesaba katmadılar. 76 milyonun, bu şiddet eylemleri karşısında nasıl tek yürek olduğunu hesaba katmadılar" diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasının sonunda mitinge katılanlarla, "Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bize her şey sizi hatırlatıyor" şarkı sözlerini tekrarladı.
- Mitingten notlar-
Başbakan Erdoğan'ın konuşması yaklaşık iki saat sürdü. Konuşmasının sonunda Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile katılımcılara çiçek attı. Erdoğan, zaman zaman sözlerini keserek, aşırı kalabalık nedeniyle fenalaşanlar için sedye ve sağlık ekibi getirilmesini istedi.
Mitingde, AK Parti'nin dışında MHP, BBP ve Saadet Partisi'nin amblemlerini taşıyan flamalar açıldı. Mitingin sonunda yapılan anonsta, MHP, BBP ve Saadet Partili katılımcılara teşekkür edildi.
Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün renklerini taşıyan büyük boy siyah-beyaz bayrağın yanı sıra "Çarşı" ve "Kartal" yazılı pankartlar dikkat çekti. AK Partililer, hazırladıkları dövizlerle de zaman zaman medya mensuplarının bulunduğu platformun önüne gelerek, kamuoyuna mesajlarını ulaştırmaya çalıştı.
Mitinge, yerli ve yabancı çok sayıda basın mensubu ilgi gösterdi. Medya için ayrılan platform yetersiz kaldı. Platforma çıkan bazı partililer de görevlilerin uyarılarına rağmen buradan inmedi.
Mitinge, Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan'dan milletvekilleri de katıldı.
Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 14:24