
ERDOĞAN'IN MÜDÜRÜ BAŞBAKAN'IN İCRAATLARINA BAKIN NE NOT VERDİ
Nice bakanlar, milletvekilleri, valiler ve belediye başkanlarını okutup mezun etmiş. Ama “hoca”lığını yaptığı ve mezuniyet diplomasında imzası bulunan biri var ki, bugün onun için “Daha o zaman belliydi büyük adam olacağı” diyor. Fatih’in Kocamustafapaşa semtinde bulduk Hayati Hoca’yı.
Bir esnafa sorduk “Hayati Hoca’yı nasıl buluruz?” diye, birkaç dakika içinde yaşına rağmen dinç, sanki törene gidiyormuşçasına traşlı ve iyi giyimli olan Hoca çıkageldi. Bir berber dükkanının önündeki kaldırıma iki iskemle çekip oturduk. Demli çayımızı yudumlarken “Nerelisin?” diye sordum, başladı anlatmaya... “Benim ailem aslen Ödemişli. Fatih Sultan Mehmet döneminde Trabzon’a göç etmişiz. Dedem, Zeybek Sarı Ahmet. O dönem tütün kaçakçılığı yapmak modaymış. Bu kaçakçılara yörede ‘paranacı’ derlermiş. İşte bizim ‘dedemiz’ de bunların başı imiş.”
Başbakan’ın dışında öğretmenliğini yaptığınız ünlü kişiler var mı?
Öğrencim olan bir sürü siyasi otorite insan var. Sayın Başbakan bunların tabii ki birincisi. Erdoğan’ın diplomasında imzam vardır. Bundan başka; Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin var. İstanbul Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaş. Şimdiki Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakçıoğlu. Başbakan’ın dünürü Sadık Albayrak benim öğrencilerimdi.
6 yıl boyunca Başbakan Erdoğan’ın Fatih İmam Hatip Lisesi’nde okul müdürlüğünü yaptınız. Sayın Erdoğan’ı bize nasıl anlatırsınız? Tayyip Erdoğan, okuldan 6 değil, 7 yılda mezun oldu. Bir sene kaybı vardı. Okula imtihanla girmişti. O zamanlar bile hitabeti çok kuvvetli bir öğrenciydi. Çok detayları hatırlayamamam normal olmalı. O, iyi bir talebeydi. Özellikle de edebiyat ve felsefe derslerinde çok kuvvetliydi, bilgiliydi. Üstelik çok da sportmendi. En sevdiğim yanı ise çok güzel konuşmasıydı.
Arkadaşları ile arası nasıldı. Hiç kavga ettiği olur muydu?
Hayır, hiç kavgasını görmedim ve duymadım. Çok terbiyeli ve saygılı bir çocuktu. Bırakın kavgasını biriyle ağız dalaşını bile görmedim ve duymadım.
Okulda da top oynar mıydı?
Okulun zaten küçücük bir bahçesi vardı. Fırsat buldukça bahçede oynadığını hatırlıyorum.
Tayyip bey, o zamanlarda bugünkü gibi popüler biri miydi? Gerçekten popülerdi.
Başbakanın o dönem hitabet şekli bugünkünü andırıyor muydu? Etkili miydi? Bizleri, arkadaşlarını ve kitleleri yaptığı konuşmalarla çok etkilerdi.
Okulun münazara ekibinde kaptan Tayyip bey miydi? Evet...
Başbakan’ın İmam Hatip Lisesi’nde okuması hayat görüşünde etkili olmuş olabilir mi? İstanbul, Fatih İmam Hatip Lisesi, İmam Hatip Liseleri’nin üniversitesidir. 1975 yılında biz 99 öğrencimizi mezun ettik. Bunlardan birinin babası tüccardı. O çocuk üniversiteye girmeyip babasının mesleğini seçti. Geri kalan 98 öğrencimiz girdikleri üniversite imtihanında hepsi kazanıp, okullarını da başarıyla bitirdiler. O zamanki ÖSYM yetkilileri bizleri ve öğrencilerimizi başarılarından dolayı kutladılar...
Başbakanımızı inatçı biri olarak tanıyoruz. O zaman da böyle miydi?
Sebatkardı.
İmam Hatip Liseleri’nde o günkü eğitim ile bugünkü eğitim arasında bir fark var mı? Oooo, çok fark vardı. İmam Hatip Lisesi’nin 4 yıllık orta kısmını bile bitirip hayata atılmak isteseniz, müftülük ve vaizlik yaptırırlardı. Şimdi imamlık bile vermiyorlar.
Okulda iken siz çok sert bir müdürmüşsünüz. Tayyip Bey sizden çekinir veya korkar mıydı? Benden korkardı. Beni görünce duvarın kenarından sessizce giderdi sınıfına. Teneffüs zili çalınca, koridorda hiç kimse kalmaz ve görünmezdi.
Tayyip Bey için bazıları ve özelikle de muhalif olanlar “dinci’ diyorlar. Siz onu çok iyi tanıdığınızı söylediğiniz Tayyip Bey, o dönemde de dinci miydi? Dinci değildi. Neden değil, çünkü o aklı başında iyi bir müslüman...
Tayyip bey, dinimizi ve müslümanlığı iyi bilir miydi?
İyi bilir, iyi bilir. Aslında dini iyi bilir. n Yine siz bir yerde “Önümüzdeki seçimde biraz tırpan yiyecek” demişsiniz. Bu konuyu biraz açar mısınız... Evet dedim... Bana göre üç eksiği var. Bunlardan ilki emeklilere ait bazı vaatlerini yerine getiremedi ve partisine oy veren emekliyi darılttı. İkincisi, pozisyon olarak çiftçi çok mağdur oldu bu dönemde. Ama ben ona inanıyorum, o düzeltir. Üçüncüsü ise, başörtüsü sorununa bir şey yapamadı. Aslında yapamazdı da. Camia bu işin nedenini bilmediği için küskünlükler olabilir. Önümüzdeki seçimlerde ‘tırpan yeme’ konusunda ise aksi de olabilir. Oyları daha da artabilir.
Ondan istediğiniz bir şey var mı? Üç tane isteğim var. Bunlardan ilki şu... Kadrosu 1.derece olan emeklilerin kadrosunu 6 bine yükseltmesi. İkincisi; 1973 yılından 1982 yılına kadar emekli olanlara verilen ikramiyelerin, Sayın Bülent Ecevit’in yaptığı gibi ayarlaması. Üçüncüsü de, Ankara Belediyesi 70 yaşını dolduranlardan otobüs parası almıyor. Bu İstanbul’da niye uygulanmıyor?. Başbakan buna da bir çare bulsun.
Sizce Tayyip Bey, Ak Parti’yi tarihe geçirdi mi? Allah için geçirdi. Şu anda vatandaş sıkışık ama ‘gene ona vereceğim’ diyor. Bu oran önümüzdeki seçimlerde yüzde 40’ı bulur.
Başbakan’ın Kıbrıs ve Avrupa Birliği çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? AB’den bir şey anlamıyorum ben. Kıbrıs’ı ise severim. Birleşmesi iyi ama müstakil devlet olması daha iyi. Bir bayrağımızda orada dalgalanır.
Tayyip Bey, iç dünyasında inançlı biri olmasına rağmen, siyaset dünyasında siz onu nasıl görüyorsunuz? Hakikaten mantıklı hareket ediyor. Doğrusu da bu zaten.
İmam Hatip Lisesi mezunları bazen etrafın olumsuz bakışlarından kendilerini ve de kimliklerini sakladıkları konuşuluyor. Sizce bu doğru mi?
Evet doğru. Hem de çok doğru...
Sizce laiklik tanımı nedir? Din ile devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulması gerekir. Bir ülkede laiklik dini bastırırsa, O ülke dinsizliğe doğru, tersi olursa yani din laikliği bastırırsa, o zamanda iş din devletine doğru gider. Bana göre ikisi de iyi değil.
O’na hiç kırgınlığınız var mı?
Var tabii ki. Olmaz olur mu. Başbakan Kasımpaşa’ya kaç defa gitti. Ama mezun olduğu okula hiç gelmedi. Benim değil, eski arkadaşlarının kalbini kazansın. Bu da bana yeter.