Gündem
  • 26.2.2013 16:11

Ermeni katliamının acısı unutulmadı

BAKÜ - Katliamın 21. yıl dönümünde, bu olayın acısını yıllardır kalplerinde taşıyan binlerce Azerbaycanlı, başkent Bakü'de "Hocalı Şehitleri" anıtına akın etti.

Şehitlik anıtını ilk önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve diğer yetkililer ziyaret etti. Şehitlik ziyareti için Bakü ve Azerbaycan'ın çeşitli bölgelerinden gelenler, şehitlik önünde uzun kuyruklar oluşturdu.

Kur'an-ı Kerim kıraati eşliğinde ziyaret edilen Anıt, kırmızı karanfillerle donatıldı.

Katliamda hayatını kaybeden ve mezarı bile bulunmayan insanların yakınları, Anıt'ı gözyaşları içerisinde temizleyerek, şehit isimlerini öperek teselli bulmaya çalıştı.

Bir grup Azerbaycanlı, Beyaz Saray sitesinde Hocalı Katliamı'nın "soykırım" olarak tanınması ve Başkan Barack Obama'dan konuyla ilgili görüş bildirmesi yönünde açılan dilekçeye ve yeterli 100 bin imzanın toplanmasını hatırlatarak, Obama'dan bir an önce görüş bildirmesini talep eden pankart açtı.

Türk ve Azerbaycan bayrakları, Atatürk posteri ile Anıt'ı ziyaret eden bir grup genç da "Hocalı'ya Adalet" sloganları ile yürüdü.

Hocalı'da ne oldu?

Ermeni güçlerinin 1991'in sonlarına doğru ablukaya aldığı Hocalı, 936 kilometrekarelik alana sahip, 2605 ailenin, toplam 11 bin 356 kişinin yaşadığı bir kasabaydı. Aralık 1991'de Karabağ'ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini işgal eden Ermenilerin bir sonraki hedefi, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmekti.

Hocalı'nın etrafındaki bütün köy ve yolları tek tek ele geçiren Ermeni güçleri, kasabanın diğer illerle karayolu bağlantısını kesti.

Hocalı'nın diğer bölgelerle tek bağlantısı olan helikopter ulaşımı, 28 Ocak 1992'de, Şuşa Ağdam seferini yapan helikopterin Ermeniler tarafından vurulmasıyla ortadan kalktı. Bu olayda, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 44 sivil hayatını kaybetti.
Ocak ayının başlarından itibaren elektrik enerjisi de kesilen Hocalı'nın savunması, sadece hafif silahlara sahip yerel savunma güçleri ve az sayıdaki milli ordu askerinden ibaretti. 25 Şubat 1992'den itibaren Hocalı'ya saldırıya başlayan Ermeniler, bölgede bulunan Sovyet Ordusu 366. Zırhlı Alayı'nın bütün araçlarını kullanarak, şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu. Saldırıdan bir gün sonra ise hafızalardan yıllarca silinmeyecek olan " Hocalı Katliamı" yapıldı.

Resmi verilere göre,Hocalı Katliamı'nda savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulurken, Ermeni güçleri bin 275 kişiyi rehin aldı. Bunlardan 150'sinden haber alınamadı. Esirler yıllarca uluslararası kurumlardan gizli olarak köle gibi çalıştırıldı. Hatta esir kadınların fuhşa zorlandığı haberleri alındı.

Katliamın tanıkları AA'ya konuştu

Azerbaycan-Ermenistan arasında 1992 yılında yaşanan savaşta Ermeni güçlerinin Hocalı'da 613 sivili öldürdüğü katliamdan kurtulanlar, o günlerde yaşadıkları işkenceleri hala hafızalarından silemiyor.

sağ kurtulanlar, Ermeni güçlerince yapılanları, evlat, kardeş, anne ve babalarının gözleri önünde öldürülmesini, esaret günlerini AA muhabirine anlattı.

Hocalı katliamından sağ kurtulan Solmaz Hasanaliyeva, 25 Şubat 1992'de yaşadıklarını bugün olmuş gibi hatırladığını belirterek, acısının hala taze olduğunu ifade ediyor.

Hasanaliyeva, babası, abisinin işgal gecesi çeşitli işkencelerle öldürüldüğünü, annesi, abisinin hanımı olan yengesi ve iki küçük yeğeninin Ermenilere esir düştüğünü aktardı.

Kendi akrabalarının ölümünü gözleriyle gördüğünü kaydeden Hasanaliyeva, gecenin karanlığından yararlanarak yalın ayak kaçtığını ve katliamdan kurtulmayı başardığını söyledi.

Hasanaliyeva yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"Gördüğüm vahşeti unutamıyorum ve hayatım boyunca da unutamayacağım. Ermeniler bize hiç acımadı. Büyük insanlar bir tarafa, küçük çocuklara bile acımadılar. Anne karnındaki çocukları süngülerle katlettiler. Ben kaçarak Ağdama geldim. Orada yaşadığım bir olayla daha da sarsıldım. Daha önce kamyonla taş, kum taşındığı görmüştük. Ağdam Camisine kamyon dolusu insan cesedi getirilmişti. Bu cesetlerin gözleri çıkarılmış, beden uzuvları kesilmişti"

"Türk olduğumuz için katliama maruz kaldık"

73 yaşındaki Kanaat Hacıyev ise mermisi bitene kadar Ermenilerle çatıştığını, mermisi tükenince de Hocalı'dan kaçmaya çalışan kadınların kurtarılmasına ve nehri geçmesine yardımcı olduğunu anlattı.

Hacıyev ve beraberindekiler bir gece ormanda saklanmış, sonra Ağdam'a doğru gitmek istemişler. Yolda, Ermenilerin yaşadığı bir köyden "bizim sivillerle işimiz yok, gelin size dokunmayacağız" dediklerini aktaran Hacıyev, köye doğru gittiklerinde makineli tüfek ateşiyle karşılaştıklarını ve çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini kaydetti. Teslim olmak zorunda kaldıklarını aktaran Hacıyev, askeri üniformalı 14 kişinin gözleri önünde Ermenilerce kurşuna dizildiğini, geri kalanları da Hankendi'ne götürdüklerini söyledi.

Kanaat Hacıyev, esirlikte yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Dokuz gün çok soğuk, derme çatma bir yerde tuttular. Her gün de dayak atıyorlar. Su vermiyorlar. Susuzluktan ölecek gibiyim. Daha sonra Hankendi polis bölmesine götürdüler bizi. Oraya daha sonra getirilen bir kişi, Alesker isimli öğretmen kollarımda can verdi. İki ay boyunca olmazın işkencelerini gördüm. Dayak atmadıkları, işkence etmedikleri gün olmuyordu. Neden böyle yapıyorsunuz diye sorduğumda, 'Türk olduğunuz için' cevabını veriyorlardı. Günlerin birinde, beni ve bazı esirleri Ermeni esirlerle değişeceklerini söylediler. Eskeran'a götürdüler. Belirlenen yerde esir değişimi gerçekleşti. Ermeni esirlerle aramızda fark vardı ama. Biz yürüyecek durumda değildik. Kucaklayarak, yardım ederek teslim ettiler kendi tarafımıza. Ermeni esirler ise yürüyerek, hiçbir şey olmamış gibi geldiler. Ağdam'da Ermeni esirlerin kaldığı yeri görünce iyice şaşırdık. Sıcak yastıkları, battaniyeleri, yiyecek peksimetleri vardı. Bize ise üç günde bir, 5 kişiye bir bardak su, iki günde bir ise sadece üç lokma ekmek veriyorlardı."
 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 17:42

İLGİLİ HABERLER