Medya
  • 28.11.2002 03:45

ERTUĞRUL ÖZKÖK YİNE İNTERNET MEDYASINDAN ŞİKAYETCİ OLDU

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ertuğrul Özkök, nedendir bilinmez uzun zamandan beri internet medyasının 1 numaralı düşmanı durumuna geldi.Bugünkü yazısında yine internet medyasını gündeme getiren Özkök, " İnternet, giderek dedikodu mecrası haline geliyor.Yani, yazılı basını eleştiren internet siteleri, dedikoduyu en önemli malzeme haline getiriyorlar.Bu da, dedikoduya karşı bir talebin oluşmasına neden oluyor.Yazılı basın bununla rekabet edemiyor.Çünkü interneti bağlayıcı hukuk kuralları yok. Ama yazılı basını var " diye yazdı. İŞTE ÖZKÖK'ÜN YAZISI; Son anda alınan bir vize hikáyesi GEÇEN hafta başımıza çok ilginç bir olay geldi. Dünya Yayıncılar Birliği'nin Yönetim Kurulu toplantısı için Moskova'ya gidecektik. Gazetemizin sahibi Aydın Doğan WAN'ın yönetim kurulu üyesi. WAN'ın bu toplantısı bizim açımızdan çok önemliydi. Çünkü kuruluşun 2004 yılı genel kurulunun yapılacağı şehir için oylama vardı. İSTANBUL OYLANACAKTI En kuvvetli aday da İstanbul'du. Hafta içinde vize için pasaportlarımızı Rusya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'na gönderdik. Ertesi gün bize ilginç bir cevap geldi. Konsolosluk bize vize vermeyi reddediyordu. Nedenini sorduğumuzda aldığımız cevap şuydu: ‘‘Çünkü Moskova'daki tiyatro baskınından sonra yazarlarınızın yazdığı bazı yazılar çok aleyhimizeydi.’’ Bir gazeteci olarak neredeyse şok olmuştum. Dışişleri'ne başvurduk. Ayrıca Moskova Bürosu temsilcimiz Nerdun Hacıoğlu, Rus Dışişleri Bakanlığı'na durumu sordu. Oradan gelen cevap da aynıydı. Oysa Hürriyet Avrasya Baskını'ndan beri, Çeçen militanlarının bu tür eylemlerini hep terörizm olarak niteleyen bir yayıncılık yapmıştı. Ama son tiyatro olayında birçok rehinenin hayatını kaybetmesini eleştiren yazılar da çıkmıştı. Aynı dönemde dünyanın birçok önemli gazetesinde de benzer yorumlar yer almıştı. Demek ki Rus yönetimi bu konudaki eleştirilere tahammül edemiyordu. Bu arada WAN'ın yönetim kurulu da olaydan haberdar oldu ve mesele son dakikada çözüldü. MEDYANIN ZORLUĞU Bu olay, günümüzde medyanın işinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Eleştirilere tahammülsüzlük giderek yaygınlaşıyor. Medyada şantaj bizimki dahil birçok ülkede artık günlük olay haline geldi. Daha da kötüsü, şantajcı medya kuruluşları etkili olmaya, şantajlarından sonuç almaya başladılar. Gazetecilik üzerine yazı yazan kişiler, olayın bu boyutu üzerinde de mutlaka durmalı ve bu konuda hiç olmazsa meslek ayıpları oluşturmalıdırlar. Dünkü yazımda belirttiğim bir noktayı tekrarlamak istiyorum. Medyada şantajın, tehdit ve sindirme ile insanları haraca bağlayan adi sokak mafyasından hiç mi hiç farkı yoktur. Neyse, ben Moskova'ya döneyim. Moskova'daki Baltçuk Kempinski Oteli'nin Kremlin Meydanı tarafındaki salonundayız. Dünya Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu (WAN) toplantısı yapılıyor. Bugün Hürriyet'te haberini okuyacaksınız. WAN 2004 yılındaki genel kurulunu İstanbul'da yapacak. Bu kuruluş dünyanın en büyük medya kuruluşlarının sahipleri ve yayıncılarını bir araya getiriyor. 1400'e yakın üyesi bulunuyor. Bunlar arasında New York Times ve Washington Post gibi dünyanın önde gelen gazetelerinin yayıncıları bulunuyor. Ayrıca Murdoch gibi bir dünya devi de bu kuruluşun üyesi. İYİ BİR FIRSAT Bu kişiler, 2004 yılında İstanbul'a gelerek, medyanın sorunlarını konuşacaklar. Türkiye, uzun yıllardan beri ilk defa bu boyutta bir medya toplantısına ev sahipliği yapacak. Umarım o tarihe kadar medyamızın giderek ciddileşen sorunları çözülür, eleştirdiğimiz yanları düzelir. Yönetim Kurulu'nda dile getirilen önemli bir konuya da değinmek istiyorum. Fransa'nın önde gelen medya temsilcilerinden biri, Avrupa'da yazılı basının tiraj kaybetmesinden yakındı. Ama en ilginç gözlemi, tiraj kaybının ciddi ve iyi yapılan gazetelerde daha fazla olduğuydu. Dile getirilen bir başka konu da internetti. Hemen hiç kimse, internetin gazetelere tiraj kaybettiren bir şey olduğunu söylemedi. Ama şu sorun dile getirildi. İnternet, giderek dedikodu mecrası haline geliyor. Yani, yazılı basını eleştiren internet siteleri, dedikoduyu en önemli malzeme haline getiriyorlar. Bu da, dedikoduya karşı bir talebin oluşmasına neden oluyor. HAKSIZ REKABET Yazılı basın bununla rekabet edemiyor. Çünkü interneti bağlayıcı hukuk kuralları yok. Ama yazılı basını var. İşte o nedenle internetten gelen ‘‘etik eleştirilerin’’ aynı zamanda bir çelişki yarattığı söyleniyor. Bu konular herhalde sık sık önümüze gelecek. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:47

İLGİLİ HABERLER