KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Aydın Doğan'ın 'pijama' ile hükümet kurma arkadaşı Mesut Yılmaz'ın, ANAP Genel Başkanlığını ve politikayı bırakması Hürriyet Gazetesi'ni üzdü.Yılmaz'a övgüler yağdıran gazetenin başyazarı Oktay Ekşi, "Mesut Yılmaz genç bir işadamı olarak girdiği siyaset dünyasında kendisini çok iyi yetiştirdi. O kadar ki, Turgut Özal'ın kurduğu partiyi Özal'dan uzun süre o yönetti.Turgut Özal'ın dört eğilim anlayışını terk edip ANAP'ı mutedil-liberal-sağ çizgiye o oturttu. ANAP'ı tarikat ileri gelenlerinin etkisinden o kurtardı. Laik cumhuriyetin temel değerlerine her zaman sahip çıktı " diye yazdı.
"ANAP'ı tarikat ileri gelenlerinin etkisinden o kurtardı" diyen Oktay Ekşi, Mesut Yılmaz'ın 3 Kasım seçimlerinde Süleymancıların lideri liste başı yaptığını ve bu kesimin büyük desteği ile yüzde 5 oy aldığına hiç değinmedi.
İŞTE OKTAY EKŞİ'NİN YAZISI;
Mesut Yılmaz olayı
BAŞKA konu yok değil. Örneğin AKP Lideri Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'yi AB'ye sokma gibi iyi bir amaçla yola çıkıp hiç bilmediği anlaşılan dış politika konularında birbiri ardından sayısız çam devirmesi bir konu...
Kıbrıs'ta son durum belki hepsinden acil bir başka konu.
Ama eğer son yirmi yıllık siyasi yaşamımızda hayli ağırlıklı bir rol oynayan Mesut Yılmaz'ın, ANAP Genel Başkanlığı'ndan ve siyasi hayattan çekilmesini tam gününde yazmazsanız, daha sonra aynı konuya değinemezsiniz. Çünkü o zaman haklı olarak ‘‘Aklın yeni mi başına geldi?’’ derler.
Aslında Mesut Yılmaz yalnız değil. Bazı küsurat partilerinin başkanları da son seçimdeki yenilgi üzerine çekilme kararı aldılar. Tabii yüzde yarım oranında oy almasına rağmen daha seçim olmadan yüzde 10'luk barajı aştığını iddia edecek kadar gerçeklerden kopuk yaşayanlar hariç.
Yılmaz'ı Türk siyasi hayatına 12 Eylül sonrasının siyasi ortamı sokmuştu. Bir başka deyişle onu, siyaset sahnesini tamamen yeni aktörlere teslim eden 6 Kasım 1983 seçimi karşımıza çıkarmıştı, aynı şekilde sahnedeki aktörlerin neredeyse tamamını tasfiye eden 3 Kasım 2002 seçimi evine gönderdi.
Yılmaz hizmetleriyle, hatalarıyla siyasi hayatımızda hayli derin bir iz bıraktı:
Mesut Yılmaz genç bir işadamı olarak girdiği siyaset dünyasında kendisini çok iyi yetiştirdi. O kadar ki, Turgut Özal'ın kurduğu partiyi Özal'dan uzun süre o yönetti. Politika yaşamının ilk yıllarında ‘‘halkımızı depolitize etmeyi’’ (siyasetten uzaklaştırmayı) savunan Mesut Yılmaz'dan, demokrasiyi ülkemizde tüm kural ve kurumlarıyla kurmayı ve yerleştirmeyi samimiyetle isteyen, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olması için unutulmaz bir çaba gösteren bugünkü Mesut Yılmaz'ı o yarattı.
Turgut Özal'ın dört eğilim anlayışını terk edip ANAP'ı mutedil-liberal-sağ çizgiye o oturttu. ANAP'ı tarikat ileri gelenlerinin etkisinden o kurtardı. Laik cumhuriyetin temel değerlerine her zaman sahip çıktı.
Turgut Özal döneminde ANAP, ‘‘seçilmiş padişah’’ kafasıyla yönetilirken Mesut Yılmaz genel başkanlığa getirildiği ilk gün yaptığı vaade sadık kaldı:
Partinin merkez kurullarını her konunun özgürce tartışılabildiği, liderin acımasızca eleştirilebildiği platformlar haline getirdi.
Keşke ilgili yasaların değişmesini ve parti içi demokrasinin diğer siyasi partilerde de işler hale gelmesini sağlayabilseydi... O zaman ihtimal Doğru Yol Partisi ile ANAP arasında köprülerin kurulması ve merkez sağı tamamen AKP'ye kaptıran yanlışların engellenmesi sağlanabilirdi.
Mesut Yılmaz başka hatalar da yaptı. Örneğin Özal'ın ANAP'ı iş dünyasıyla fazlasıyla iç-içe getiren çizgisini korudu. Yolsuzluklarla mücadele konusunda samimi olduğuna kamuoyunu hiçbir zaman inandıramadı.
Hizmet etti, hata yaptı ama sonunda çekilmeyi bildi. Sayın Mesut Yılmaz'a sonuç olarak ülkesine yaptığı hizmetler için teşekkür ediyoruz.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:47