Yaşam
  • 26.8.2005 00:32

ESKİ MHP'Lİ EL KAİDE'Yİ BÖYLE SAVUNDU : EL KAİDE BİR ÖRGÜT İSMİ DEĞİL, BİLGİSAYAR ORTAMINDA OLUŞAN BİR PROGRAMIN ADIDIR

İstanbul'da 2 sinagog, HSBC Bank Genel Müdürlüğü binası ve İngiliz Başkonsolosluğu'na yönelik düzenlenen bombalı saldırıların Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde görülen duruşması sona erdi. Dava, diğer sanık avukatlarının dinlenmesi için başka bir tarihe ertelendi.
Yusuf Polat'ın avukatı Kazım Ayaydın da El-Kaide'nin bir örgüt ismi değil, bilgisayar ortamında oluşan bir işlem olduğunu iddia etti.


İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan tutuklu sanık Adnan Ersöz'ün avukatı Mehmet Kızılkurt, müvekkilinin suçsuzluğunu kanıtlamak ve yeni olayların çıkmasını önlemek için İran'dan gelerek teslim olduğunu söyledi. Kızılkurt, Ersöz'ün üniversite yıllarında Çeçenistan'daki Müslümanlar'a yardım ettiğini belirterek, müvekkilinin samimi arkadaşlarının kurbanı olduğunu öne sürdü.


Avukat Kızılkurt, "Geçtiğimiz günlerde tutuklanan Sakka'nın İstanbul eylemlerini finanse ettiği yönünde basında çıkan ifadeleri vardı. Dolayısıyla müvekkilim bu eylemleri finanse etmemiştir" dedi.Yusuf Polat'ın avukatı Kâzım Ayaydın da El-Kaide'nin bir örgüt ismi değil, bilgisayar ortamında oluşan bir işlem olduğunu iddia etti.Ayaydın, 15 ve 20 Kasım olaylarının Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik değil, ABD ve onun stratejik ortaklarına karşı yapıldığını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal düzeninin hedef almadığını öne sürdü.


Avukat Ayaydın, Cumhuriyet Savcısı'nın, müvekkilinin "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek" suçundan cezalandırılmasını isteyen mütalaasına katılmadığını belirterek, Yusuf Polat'ın Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanması gerektiğini sözlerine ekledi.

BÜTÜN İMAMLARI TUTUKLAYIN
duruşmasında söz alan sanık Süleyman Ordu'nun avukatı Muammer Bektaş, "Süleyman kardeşinin işlediği suçtan dolayı yargılandı. Kardeşinin işlediği suçtan bile haberi olmayan bir kişinin El Kaide'ye yardım ve yataklık etmek suçundan tutuklu olmasına anlam veremiyoruz. Müvekkilim şu an tutuklu olan çoğu kimseyi tanımamaktadır. Diğer sanıklar da müvekkilimi tanımadıklarını ifade etmiştir. Müvekkilim kardeşiyle aynı görüş ve düşünceye sahip değildir. Kardeşi askerliğini yapmaktan kaçarken, kendisinin bu görevi yapması, düşüncesinin farklı olduğunun en büyük kanıtıdır. 21 aydır suçsuz bir şeklide tutuklu bulunan müvekkilim ceza alacak olsa bile, cezasını fazlasıyla çekmiştir. Tahliyesini talep ediyorum" dedi.


Sanık Cahit Öztürk'ün avukatı Ferhat Kamil Zor, "Dinimize neden hakaret ediliyor? Eğer biz örgüt kurduysak, Feridun Uğurlu'dan çok önce daha 7 yaşındayken kurduk. Biz sadece dinimizin gereklerini yerine getiriyoruz. Müvekkilimin Cahit Öztürk'ün amacı iyi kişilerle ibadeti yerine getiren kişilerle arkadaşlık etmek ve sadece İslam'ı konuşmaktır. İslam hoşgörüdür. Cahit Öztürk berberdir, Feridun'un yanına gelip tıraş oluyordu. Feridun'u iyi biri olarak tanıyordu. Feridun namazlı niyazlı, çevresindeki insanlara yardım eden, Allah'ın emir ve yasaklarını yerine getirmeye çalışan biri olarak biliyordu ve onunla arkadaşlık yapmıştır. Feridun Uğurlu berberde tıraş olurken, Cahit Öztürk'ün masada bulunan kimliğini çalmıştır. Cahit'in suçu üzerine yüklemiştir. İslam bir örgüt değildir. İslam'ı anlatacaklar, tutuklanacaksa ne kadar imam varsa tutuklayın getirelim, 'siz İslam'ı öğretiyorsunuz' diye yargılayalım" diye konuştu.
Sanık Ali Üzüm ve Ferhan Kalaycı'nın avukatı Mehmet Şahin'in, "Cihat ve selefilik İslam'ın özüne aykırı şeyler değildir. Müvekkillerim bunu desteklemektedirler" sözlerine mahkeme heyeti avukata ne demek istediğini sordu. Bunun üzerine avukat Şahin, "'Cihat ve selefilik İslam'a aykırı şeyler değildir' dedim, bunlar dinin gereğidir. Müvekkillerimin ifadelerinde de zaten bunlar vardır" ifadelerini kullandı.


Daha sonra söz alan Avukat Osman Karahan, "Mahkemenin esas hakkındaki savunmalara geçmekle olayı oldu bittiye getirdiğini düşünüyorum. Çünkü dosya içinde hiçbir delil toplanmamıştır. Sadece sanıkların ifadeleri ve emniyetteki hazırlık aşamasındaki bilgiler vardır. Ölen ya da yaralananların bombadan dolayı öldükleri araştırılmadı. Klasörlerin içindeki CD'lerin kalemdeki cihaz hazırlandığı zaman CD'leri görsel olarak göstererek savunma yapmak istiyorum. Müzekkere cevabının dosya içine konarak, kampların herhangi bir örgüt veya devletle alakasının olup olmadığının öğrenilmesini istiyorum. Cihat ve selefilik haklarından tüm sanıkların haksız yere tutulmalarının manevi gerekçesidir. Bugüne geldiği zaman mahkeme heyetinin bu tür savunmalara tahammül etmediğini gözlemliyorum, ya da ağırlığını koymaya çalışmaktadır. Biz hepimiz burada hukukçuyuz, bağırıp çağırmanın bir anlamı yok, kavga edecek halimiz yok. Cihat ve selefilik için ayrıntılı bir dosya hazırlanmalıdır" açıklamalarında bulundu.
Karahan, polisin bilgilerinde patlamaları planlayan ve finansmanı olarak Sakra'nın gösterildiğini kaydederek, "Diyarbakır'da yakalanan Sakra'nın tanık olarak dinlenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dinlenilmese de dosyaya savunmasının konulmasını gerekir, aksi takdirde mahkemenin celbi gerekir. Irak'ta esir tutulan Sadettin Aktaş ile Burhan Kuş'un emniyetteki ifadeleri alınmıştır. Burhan Kuş'un ifadelerinde, Fevzi Yitiz'in suçsuz olduğu kesinlikle anlaşılmaktadır. Bu isteklerim yapılmadıkça benden savunma istemekle, mahkeme bana haksızlık yapmış olacaktır. Sanıklardan Mehmet Yılmaz'ın para toplamakla suçlanmasından dolayı savcılık ve emniyetten para makbuzlarının istenmesini talep ediyorum. Tahliye taleplerine gelince, iddianamede her bir sanığın El Kaide örgütüyle bağlantılı olduğu belirtilmişti.

Mütaalada 3 ayrı isim bulunmaktadır. Örnek olarak Muhammed Emin için Ensar El İslam Örgütü ifadesi kullanılmaktadır. Bunun dışında da 5 kişinin daha farklı örgütlerle isimleri yazılıyor. Tüm delillere rağmen suçsuz olan Metin Ekinci, örgüte kimliğini bilerek verdiği suçundan yargılanıyor. O zaman savunma makamının bilmediği delilleri mahkeme heyetinin bana açıklamasını istiyorum. Mahkeme ne iddialara ne savunmalara ne de mütalaaya bakıyor. Mahkeme bildiğini okuyor. Neden bu tavır içinde olduğunu da anlamış değilim. Yaptığınız yargılamaları herkes biliyor. Takipsizlik alanlar neye dayanarak takipsizlik aldı? Daha hafif durumda olanların neden hala tutuklu olduklarını anlamıyorum. Bunu millete olmasa da biz avukatlara söylemenizi istiyorum. Esas hakkındaki savunmalar içinse, yukarıda talep ettikleri karar bağlandıktan sonra savunmasını yapacağım" dedi.


Duruşma, Burhan Kuş ve Saadettin Aktaş'ın emniyetteki ifadelerinin dosyaya konulması ve savunmasını yapmayan avukatların dinlenmesi için başka bir tarihe ertelendi.
Öte yandan, duruşma çıkışında patlamalarda kızı ve kayınvalidesini kaybeden Erkan Talu, "Ben yeterince acı çektim ve çekiyorum. Alabilecekleri en fazla cezayı istiyorum. Daha fazla yorum yapmak istemiyorum" diye konuştu.


Sanıklardan birinin basın mensuplarına sözlü hakaretlerde bulunması dikkat çekti.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:16

İLGİLİ HABERLER