Fazla kilolar karaciğeri vuruyor! 4 yetişkinden 1'i risk altında
Aşırı kilo karaciğeri yağlandırıyor. Bel çevresindeki her bir santimetrelik artış, karaciğer hasarı riskini yüzde beş artırıyor. Karaciğer yağlanması sirozla sonuçlanıyor. Uzmanlar “Beliniz kalınlaştıysa mutlaka doktora başvurun” uyarısında bulunuyor.
Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre obezite son 30 yılda üç kat arttı. Obeziteden en çok etkilenen organların başında ise vücudun fabrikası niteliğindeki karaciğer geliyor…
Günümüzde her dört yetişkinden birinde karaciğer yağlanması olduğunu söyleyen Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Oğuz, “Karaciğer yağlanması belirti vermeden ilerleyen sinsi bir hastalıktır. Önce karaciğer iltihabı, sonra siroz en sonunda da kansere sebep olur. Bel çevreniz hızlıca kalınlaştıysa mutlaka karaciğer değerlerinizi kontrol ettirin” uyarısı yaptı.
Bel çevresi arttıkça karaciğer yağlanması ve ilerlemiş karaciğer hastalığı riski de artıyor. Tip 2 diyabetlilerde yapılan bir çalışma her 1 cm bel çapı artışının, bazı çalışmaların bulgularına göre karaciğerle ilişkili ileri derece fibrozis riskini yaklaşık yüzde 5 artırdığını gösteriyor.
Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından düzenlenen 42. Ulusal Gastroenteroloji Haftası Kongresi’nde görüştüğümüz Prof. Dr. Dilek Oğuz, karaciğer kanserinin önceleri hepatitlere ve alkole bağlı olarak geliştiğini belirterek, “Günümüzde artık bu sebeplerle gelişen karaciğer kanseri vakaları çok azaldı. Bunun yerini obeziteye bağlı gelişen yağlı karaciğer sonrasında meydana gelen vakalar aldı. Karaciğer yağlanmasına bağlı siroz gelişimi dünya genelinde giderek artıyor ve artık alkol dışı sebepler karaciğer nakil endikasyonları arasında üst sıralara yükselmiş durumda. Bu yüzden hastalığın erken evrede tespit edilip tedavi edilmesi, siroz gibi geri dönüşü olmayan sonuçların önlenmesi açısından hayati öneme sahiptir. Obezite, yüksek kalorili beslenme, işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler, hareketsizlik ve modern hayatın getirdiği stres, karaciğer yağlanmasının en önemli risk faktörleridir” dedi.
ÇOCUKLARIN DA KARACİĞERİ YAĞLANIYOR
Türkiye’deki ilkokul çağı çocuklarının yüzde 10’unun obez, yüzde 25’in ise fazla kilolu olmasının, çocukların karaciğerini de riske attığını ifade eden Prof. Dr. Oğuz, “Çocukluk çağındaki obezite artışıyla birlikte karaciğer yağlanmasının artık yalnızca yetişkinleri değil çocuk ve gençleri de etkilemesi gelecekte karaciğer hastalıklarının daha erken yaşlarda başlayabileceğine işaret etmektedir. Bu konuda tedbir alınmazsa kötü bir gelecek bizi bekliyor” diye konuştu.
BEL ÇEVRENİZ ALARM VERİYOR
Karaciğer yağlanması çoğu zaman belirti göstermediği için erken teşhisin son derece kritik olduğuna işaret eden Prof. Dr. Dilek Oğuz, “Hastalığın teşhisi aslında basit kan testleri ve ultrasonografi ile konuluyor. Ancak bunun için düzenli hekim kontrolü altında olmak gerekir. Özellikle fazla kilolu, bel çevresi artmış, insülin direnci veya tip 2 diyabeti olan kişiler mutlaka takip altında olmalıdır” dedi.

TEK İLACI AKDENİZ TİPİ BESLENME VE HAREKET
Prof. Dr. Dilek Oğuz, “Bugün için karaciğer yağlanmasında etkin bir şekilde kullanılan bir ilaç tedavisi söz konusu değildir. Yardımcı ilaç tedavileri ise sadece hastalığın ilerlemesini durdurmak için kısmi bir şekilde faydalı olabilir. Hayat tarzı değişiklikleri tedavinin temelini oluşturur. Öncelikle kilo verilmelidir. Toplam vücut ağırlığının yüzde 7-10 oranında azaltılması karaciğer yağlanmasını önemli ölçüde geriletebilir. Düzenli fiziksel aktivite yapılmalıdır. Haftada en az 150 dakika orta şiddette egzersiz önerilir. Bütün bunların yanında Akdeniz tipi beslenme benimsenmelidir. Yani zeytinyağının kullanıldığı, taze sebze ve meyve, tam tahıllar, balık ve deniz ürünleri ile baklagillerin ağırlıkta olduğu, işlenmiş gıdalar ve rafine şekerin sınırlandığı bu model, karaciğer yağlanmasını azaltmada bilimsel olarak en etkili beslenme biçimlerinden biridir” dedi.
Güncellenme Tarihi : 13.12.2025 08:19