Medya
  • 11.12.2002 12:40

FEHMİ KORU CUMHURİYET'E YÜKLENDİ

KAYNAK : Haber Vitrini Dokuz sütuna manşet Türk gazetelerine geceleri internetten göz atan bir dost sabahın köründe Amerika'dan aradı; "Şu 28 Şubat devam ediyor safsatası da ne oluyor?" diye sormak için... Tam, ona, "Bu da nereden çıktı?" diyecekken, açık olan televizyon ekranında, dostumun sorduğu manşetle karşılaşmayayım mı? "Ha, Cumhuriyet'in manşetiymiş, aldırma" demekle yetindim... Hergün okuduğum gazeteler arasında nicedir Cumhuriyet bulunmuyor. Her şeye tahammüllü sinirlerim artık onu kaldırmıyor da ondan. İnternet sitesini paralı hale getirdiklerinden beri temasım bütünüyle kesildi. Ben de, Kürşat Bumin ve Alper Görmüş'ün 'Kronik Medya' sütunu aracılığıyla izliyorum Cumhuriyet'i... Cumhuriyet okumadığınız, ya da yazarınız Cumhuriyet'i okumadığı için fazla bir kaybınız olmadığını biliniz. Sabah sabah Amerika'dan arayan dostuma endişeye mahal olmadığını söyledim ve bir gün önceki gazeteyi neşter altına yatırarak bunu ona da kabul ettireceğime söz verdim... İşte, önceki günkü (9 Aralık 2002 Pazartesi) Cumhuriyet'in raporu.... "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kadroları, İslami vakıf ve finans kuruluşlarından geliyor" üst-başlığını takip eden manşeti şu Cumhuriyet'in: "İslâmcı vakıflar iktidarda." Öyle dehşetengiz bir manşet ki, 'vakıf' diye sunulan kuruluşların ne cibilliyette örgütler olduğundan ben bile kuşku duydum. Kuşkuyu derinleştirmek için, gazete, Hüseyin Velioğlu'nun fotoğrafı da bulunan "Hizbullah'a yeni lider" başlıklı bir haberi esas manşet içine yerleştirmiş... "İslâmcı vakıflar iktidarda" haberinin bir yan unsuruymuş gibi duruyor Hizbullah'ın fotoğraflı haberi... Birinci sayfayı hazırlayan, üstlerinden, "Aferin" almıştır herhalde... Peki hangileriymiş şu iktidarda olan 'İslâmcı vakıflar'? Özellikle Ahmet Tevfik Paksu ile Rasim Cinisli adlarının daha ilk spotta 'kurucuları' olarak anıldığı 'Türkiye Gönüllü Kuruluşlar Vakfı'... Bakanlık yapmış Paksu ile AP milletvekili olarak Meclis'te bulunmuş Cinisli, 'dokuz sütuna manşet' bir haberde geçecek kadar 'zararlı' insanlar olarak algılandıklarını öğrenince (tabii, haberdar oldularsa) ne kadar şaşırmışlardır, kimbilir? Diğer 'tehlikeli' kurucuların adlarını da aktarayım: Ali Coşkun, Cemil Çiçek, İsmail Kahraman, Nevzat Yalçıntaş, Korkut Özal... Acaba Gönüllü Kuruluşlar Vakfı'nı (TGKV) Cumhuriyet gazetesi için 'tehlikeli' kılan yön ne olabilir? Gazete, vakfın kuruluş senedinden, "Ülkemizin birlik ruhu içinde var olup yükselmesi, insanımızın huzur ve güven içinde başı dik olarak geleceğe bakması, milletimizin moral, hukuk, iktisat, teknoloji ve bilim alanlarında ileriye gitmesi için, devletin yanında gönüllü kuruluşlar olan vakıflara, derneklere ve benzeri kuruluşlara büyük görevler düşmektedir" cümlesini "İşte gördünüz" dercesine aktarmakta... Oysa, hem aktarılan satırlarda ve hem de vakfın kurucusu olan öteki vakıf ve dernekler arasında yardırgatıcı herhangi bir yön göremedim ben... "İslâmcı vakıflar iktidarda" haberi, herhangi bir gazetede, "Sivil toplum iktidarda" diye sevinerek yansıtılabilirdi pekâlâ. Çünkü, 'Türkiye Gönüllü Kuruluşlar Vakfı' çok sayıda sivil toplum örgütünün bir şemsiye kuruluşu... Çevrelerinde hayırlı hizmetler gören dernek ve vakıflar, topluca gayret göstermeleri gereken konularda devreye girmesi için oluşturmuşlar TGKV'nı... Bugünkü hükümetin bazı üyeleri de, TGKV'nı oluşturan dernek ve vakıflarda faalmişler... Haberin ayrıntıları ise tek kelimeyle 'dökülüyor'... Sorma ihtiyacı duymadım, ama şuna eminim: Devlet bakanı Prof. Mehmet Aydın, haberde yer verildiği üzere, "İlim Yayma Cemiyeti'nin kurucularından" olamaz... Bir yerde şunları da yazmış haberi kaleme alan: "Bir dönem İslam Kalkınma Bankası uzmanlığı yapmış olan Başbakan Abdullah Gül'ün geçmişte elinden tutan 'hoca'sı; İlim Yayma Vakfı, İslâmî İlimler Araştırma Vakfı, TGTV'nin kuruculuğunu, yöneticiliğini üstlenen ve geçen ağustos ayında ölen Prof. Dr. Sabahattin Zaim'in aynı zamanda 'İslam Kalkınma Bankası yöneticilerini seçme ve değerlendirme komitesi üyeliği' yaptığı belirlendi." Bu satırlardaki rahatsız edici yönler bir tarafa, Prof. Sabahattin Zaim öğrencilerinin elinden tutmaya da, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında hizmet etmeye de hâlâ devam ediyor. Allah uzun ömür versin, hocamız, bunları yapacak kadar zinde ve dinç... Aynı günkü Cumhuriyet'te bir yazı başlığı: "Türkiye sanki işgal altında." Bu bir Avrupa Birliği yorumu. Ekonomi sayfasının manşeti ise şu: "Duble yol projesi fos çıktı." Habere göre, AKP vaad ettiği '15 bin kmlik duble yol projesi'nden çark etmiş... Haber, "Bayındırlık bakanı Ergezen, 'Süre taahhüdümüz yok, yapacağız da demiyorum, planlıyorum' sözleriyle ancak çok sınırlı güzergâhlarda yol yapabileceklerini ortaya koydu" diye sürüyor. "Çark etti" keskinliğinin "Yol yapılabileceği" ile önünün kesildiği zorlama habere ne yapılır? Ben de şapka çıkardım. Cumhuriyet kendini 'muhalefet' yapmaya zorluyor; bunu anlıyorum. Ancak, "Muhalefet yapacağım" derken, dar bütçelerinden ayırdıkları önemli bir meblâğı hergün gazetelerine yatıran vefakâr okurlarını, tanıdıkları yanında başı eğik düşürecek yanlış bir yol tutmanın ne âlemi var? Bir günlüğüne oruç bozdum, ama Cumhuriyet'i ben yine Kronik Medya aracılığıyla tâkibe devam edeceğim... (Fehmi Koru/ Yeni Şafak) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:53

İLGİLİ HABERLER