Spor
  • 2.8.2007 12:02

FELDKAMP: "PARAYI HAKAN ŞÜKÜR DEĞİL, NECATİ ATEŞ GETİRİR"

İSTANBUL- Galatasaray Teknik Direktörü Karl Heinz Feldkamp, golcü futbolcu Necati Ateş'i satış listesine koymasının kendisi için de kolay olmadığını belirterek, "Necati için çok para alabiliriz. Parayı Hakan Şükür değil, Necati getirir" dedi.


Futbol Extra Dergisi'ne çarpıcı açıklamalarda bulunan Teknik Direktör Karl Heinz Feldkamp, golcü futbolcu Necati Ateş'i satış listesine koymasının kendisi için de kolay olmadığını belirterek, "Mesela Necati geçen sezon neredeyse hiç gol atmadı. Böyle bir soru niye sorulmuyor da başka türlü sorular soruluyor? O zaman bana yardımcı olun haydi. 6 forvet oyuncusundan 1 ya da 2 tanesi. Kimi verelim, söyleyin? Sizi anlamaya çalışıyorum. Benim için de kolay değildi Necati tercihini yapmak. Kolay yolu seçmedim
ben. Necati için çok para alabiliriz. 10 kulüp ister onu. Hakan Şükür'den de o kadar çok para kazanabilir miyiz, zannetmem? O zaman ben ne yaparım? Necati'nin getireceği parayı düşünürüm. Yönetim olarak alacağımız para yine takım için kullanılacak. O zaman ritim değişecek. Eğer yönetim 'Necati'den alacağımız parayı tamamen altyapıya yatıracağız' derse, o zaman benim yangınım başlar" diye konuştu.
Antrenörlüğün tamamen bir sinir savaşı olduğunu kaydeden Feldkamp, "Antrenörlüğün en zor tarafı ne biliyor musun? 25 adamın var. Bunları 1 hafta çok güzel çalıştırıyorsun. Maç günü geliyor. Yarısına diyorsun ki, siz şu tarafa ayrılın. İlk 11'e girenler gururla gidiyor. Ve bu işi 1 yıl boyunca yapıyorsun. Tamamen sinir savaşı" ifadelerini kullandı.
Antrenörlüğe küçük bir semt takımında başladığını ifade eden Feldkamp, "Bir fabrikada çalışırken küçük bir semt takımının başkanı haftada 2 gün takımını çalıştırmamı istedi. İtalya'da villası vardı. Bana iyi bir paranın yanı sıra İtalya'daki villasında 5 hafta tatil teklif etti. Böylece antrenörlüğe başladım" diye konuştu.
Profesyonel olarak 17 yıl futbol oynadığını belirten tecrübeli teknik adam, "Almanya'daki ilk 7-8 iyi oyuncu arasındaydım. Milli takımdan da bana davet geldiğini biliyorum ama hiç gitmedim çünkü o zamanlar kulüp başkanlarının yaptırımı çoktu. Gelen davetleri çöpe atıyorlardı" dedi.
Kaiserslautern'i çalıştırdığı dönemde çok ünlü bir futbolcu olan Damir Hotiç'i "Asla yedek kulübesinde oturmam" dediği için tribüne gönderdiğini kaydeden Feldkamp, "Kaiserslautern ile anlaştığım dönemde Damir Hotiç çok ünlü bir oyuncuydu. Daha kulübün kapısından içeri girer girmez yanıma geldi. 'Hoca benim adım Hotiç. Asla yedek kulübesinde oturmam' dedi. "Tamam" dedim ve kendisini tribüne gönderdim" dedi.

"SAVAŞTA AÇ KALDIĞIM İÇİN HIRSIZLIK YAPTIM"
Türkiye'ye geldiğinde medyayı daha profesyonelleşmiş gördüğünü belirten Feldkamp, "Türkiye'den ayrı kalalı uzun zaman oldu. Geldiğimde mesela medyayı daha profesyonelleşmiş gördüm. Eskisi gibi basın toplantısı bittikten sonra birileri hemen peşinden gelip bir cümle daha almak için koşuşturmuyor. Basınla hocanın arasında işin rengi, elde edeceğiniz başarılarla belirlenir. Başarılı olursanız, aranız hep iyi olur" dedi.
Takım hakkındaki eleştirilerden rahatsız olmayacağını ama özel hayatına girilmesinin kendisini agresifleştireceğini dile getiren Alman teknik adam, "Görünen o ki eskiden olduğu gibi yine yazılanları okumayacağım. O zaman takım üzerine yapılan eleştiriler beni rahatsız etmiyordu. Beni rahatsız eden, bir şekilde yazı ve fotoğraflarla özel hayatımı bozacak faaliyetlerde bulunulmasıydı. Özel hayatıma girilirse bu beni agresifleştirir" değerlendirmesinde bulundu.
Futbolla savaş sırasında tanıştığını ifade eden Feldkamp, "Ayakkabılarım yoktu. Savaşın içindeydik. Annem, babam ve yakınlarımdan kimseyi kaybetmediğim için bana film gibi geldi savaş. Ama açlık çektiğimi unutamam. Savaşta açlık, yoksulluk nedir iyi bilirim, çünkü bu dertten çok çektim. Bir gün çok aç kalmıştım. Hırsızlık yaptım. Mecbur kalmıştım. Karnımı doyurmak zorundaydım. O yıllarda hepimiz bunu yaptık" dedi.
"Beni son yıllarda en çok etkileyen ve üzen savaş, Balkanlar'dakiydi" diyen tecrübeli teknik adam, "Politikacılara çok kızıyorum. Bu kadar birbiriyle iç içe olan insanlar nasıl oldu da birbirlerini boğazladı orada? Birçok insan katledildi. Yazık" dedi.
Başarılı futbolcuların temelinin sokakta atıldığını söyleyen Feldkamp, "Brezilya'nın bu kadar başarılı olmasında da sokak futbolunun etkisi büyük. Mesela bizim Ballack sokaklarda yetişti. Karnını doyurduktan sonra sokaklarda futbol oynadı" ifadelerini kullandı.
Feldkamp ailesi olarak kendilerini Türk insanıyla özdeş gördüklerini söyleyen Alman teknik adam, "Türkiye'de 3 yıla yakın kaldım. Bu süre içinde Türk futboluna verdiklerimi Feldkamp ailesi olarak fazlasıyla geri aldık. Bize büyük sevgi gösterildi. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki kendimizi Türk insanıyla özdeş görüyoruz. Türklerin ne eleştirebildiğim ne de olumlu bulduğum bir yönü var: Kendilerine aşırı güvenleri. 'Ben Türküm, bunu yapmam lazım' diyor. Ama eleştirmem gerekiyor biraz. Örneğin 2002'de
dünya üçüncülüğünün ardından ayaklar yere basmalıydı" dedi.
"İstanbul'da en hoşuma giden şey modernleşmeyle beraber şehri şehir yapan özelliklerin korunuyor olması" diyen Alman teknik adam, "İstanbul'un kokusu duruyor. Türklük kokan yerlerin korunmasını istiyorum. Çiçek Pasajı, Sultanahmet gibi. Çiçek Pasajı'nı değiştirmek isteyen İstanbul'un kalbine müdahale etmiş olur" diye konuştu.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 17:01

İLGİLİ HABERLER