Flaş.. İran Fordow Nükleer tesisinde atom bombası yapmaya yaklaştı

Nükleer santral uzmanı, Tahran'ın atom bombasına sahip olmasıyla ilgili sürprizi açıklıyor.

Mısır Nükleer Santraller Kurumu eski Başkan Yardımcısı Dr. Ali Abdülnabi, İsrail'in İran'ın nükleer programına karşı kesin bir saldırı başlatması halinde karşılaşacağı büyük engellerin neler olduğunu anlattı.

Mısırlı bir nükleer santral uzmanı, İran'ın Natanz ve Fordow tesislerinin, dağ sıraları içerisinde ve yerin 80 hatta 90 metre derinliğinde yer alması nedeniyle askeri açıdan hedef alınmasının "son derece zor" olduğu gerekçesiyle en fazla korunan nükleer tesisler arasında yer aldığını doğruladı.

Abdul Nabi, İran'ın nükleer bomba üretmek için yeterli teknik bilgi birikiminin yanı sıra zenginleştirilmiş uranyum stokuna sahip olduğunu açıkladı. Nükleer bomba üretmenin, gerekli malzemeler mevcutsa uzmanlar açısından karmaşık bir konu olmadığını ve Tahran'ın yoluna devam etmesini sağladığını belirtti.

%20'nin ötesinde zenginleştirmenin teknik engellerin ortadan kaldırıldığı anlamına geldiğini ve zenginleştirmeyi %90'a çıkarmanın yalnızca tekrarlanan santrifüj işlemlerini gerektirdiğini belirtti. İran'ın şu anda birden fazla nükleer bomba üretmeye yetecek miktarda, 400 kg'dan fazla zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğunu vurguladı.

Abdul Nabi, zenginleştirme oranını artırmanın nükleer bombayı daha küçük ve hafif hale getirdiğini, balistik füzeler veya hatta hipersonik füzeler aracılığıyla taşınmasını kolaylaştırdığını belirtti. Bu, Tahran'ın pratik, teslim edilebilir bir nükleer silaha sahip olabileceğinden korkan İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri için büyük bir endişe kaynağıdır.

ABD ile İsrail'in İran'ın nükleer programını ortadan kaldırma vizyonu arasında kesinlikle hiçbir fark olmadığını vurgulayan Netanyahu, İsrail'in "ABD için Ortadoğu'da ileri bir üsten başka bir şey olmadığını" ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, kendi deyimiyle, bölgedeki 51. Amerikan devletinin sadece valisi olduğunu söyledi.

İran, onlarca yıl önce başlayan ve özellikle İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri arasında uluslararası endişelere yol açan nükleer programıyla ilgili en tartışmalı ülkelerden biridir. İran'ın nükleer operasyonları, askeri saldırılara dayanacak şekilde oldukça güçlendirilmiş olduğuna inanılan iki uranyum zenginleştirme merkezi olan Natanz ve Fordow gibi önemli tesislerde yoğunlaşmıştır.

İsfahan Eyaletinde bulunan Natanz tesisi, İran'ın zenginleştirme programının omurgasını oluşturmaktadır. Binlerce santrifüj, uranyumu nükleer silahlar için gereken %90'a yakın olan %60'a kadar yüksek seviyelere zenginleştirmek için kullanılır. Kum şehrinin yakınında bulunan Fordow, bir dağın derinliklerine gömülmüştür ve bu da onu son derece zor bir askeri hedef haline getirir.

Bu tesisler tarihsel olarak saldırılara maruz kalmıştır, İran'ın İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri'ne atfettiği 2010 Stuxnet virüsü gibi siber saldırılar ve İranlı nükleer bilim insanlarını hedef alan sabotaj ve suikastlar da buna dahildir. Bu saldırılara rağmen İran, nükleer programını hızla eski haline getirme kapasitesini göstermiştir ve bu da Batı ve İsrail'in Tahran'ın nükleer silaha sahip olmaya yakın olduğu yönündeki endişelerini pekiştirmiştir.