Gündem
  • 23.1.2003 10:22

FLAŞ...FLAŞ... MİLLİYET, ABD'LİLER'İN PKK'LILARLA BİRLİKTE ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAFINI YAYINLADI...

KAYNAK : Haber Kaynağı Bağdaş kuramayan bu adam kim? ABD’nin ısrarla yalanladığı şu meşhur görüşmenin fotoğrafı var mıydı acaba? Sorunun yanıtı ‘Evet’. Fotoğrafta 6 adam... Ama biri var ki çok farklı... Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, önceki sabah 09.45’te ABD’li meslektaşı Org. Richard Myers’la görüştü. Bu görüşmede, ABD - KADEK görüşmesi gündeme geldi mi? Hayır! İki Genelkurmay Başkanı’nın görüşmesinde bu konu açılmadı. Ancak Milliyet’te son 3 gündür bu konuda yapılan yayınları dikkatle izlediklerini söyleyen üst düzey bir askeri yetkilinin dün söylediği gibi ''bu konu birçok başka zeminde Amerikalı yetkililere iletildi.'' Amerika’nın ''terör örgütü'' ilan ettiği PKK ve KADEK’le temas içinde olduğuna dair haberlerden, Türkiye’nin duyduğu rahatsızlık ifade edildi. ABD, gayri resmi düzeyde ve gizli yapılan bu görüşmeleri - tabii olarak - yalanlasa da - dün NTV’nin haber bültenine de yansıdığı gibi - ''Türkiye’nin elinde bu ilişkiyi kesinkes doğrulayan istihbarat raporları var.'' Görüşmelere arabuluculuk yapan Davut Bağıstani’yi tanıyor, bazı Amerikalıların bu görüşmelere katıldığını biliyorlar. 3 KASIM’DAN SONRA Amerika, FKÖ’yü ''terör örgütü'' ilan ettiği yıllar boyunca da bir yandan gayri resmi görüşmeleri sürdürmüş, bir yandan da böyle görüşmeler yapıldığını yalanlamıştı. Ta ki, FKÖ’yü tanıyana kadar... O yüzden Amerika’nın Ankara Büyükelçiliği’nin, ABD-PKK görüşmesini yalanlaması sürpriz değil. Yalanlama metninde, habere kaynaklık eden Davut Bağıstani’nin PKK ile bağları olduğunun söylenmesi ise ''inkârödan çok ''teyit'' sayılmalı. Görüşmenin taraflarından biri PKK olduğuna göre haber kaynağının PKK ile bağlarının olması normal... Bağıstani, dün telefonla katıldığı Ulusal Kanal’ın canlı yayınında bu görüşmeler için PKK’yı nasıl ikna ettiğini bizzat anlattı: ''Amerika’nın PKK’dan partileşmesini istediğini, buna mukabil Türkiye’de idamın kaldırılacağı sözü verdiğini'' söyledi. Bu arada son görüşmenin tarihini de ''3 Kasım seçimlerinden 5 - 6 gün sonra'' diye açıkladı. Öğrenildiği kadarıyla o son görüşmede KADEK, Amerikalı temsilciden örgüt için ABD’de lobi faaliyeti yapmasını da istemişti. Merak ettim: Amerikalıların yalanladığı şu ünlü buluşmada çekilmiş bir hatıra fotoğrafı var mıydı acaba?.. Görüşmeler kayda alınmış mıydı? Cevap: ''Evet...'' İşte o arşivden bir fotoğraf: Bir dağ eteğinde yere serdikleri örtünün etrafına bağdaş kurmuş sohbet eden 6 adam... Kuzey Irak dışında bir araya gelebilmesi zor bir kadro: Fotoğrafta yüzü cepheden görünen bıyıklı, Davut Bağıstani... Hemen sağında, örgütün Başkanlık Konseyi üyesi ''Botan'' kod adlı, Nizamettin Taş oturuyor. Solundaki beyaz saçlı adam ise ''Ebubekir'' kod adlı Halil Ataç... BOTUNU ÇIKARMAMIŞ Fotoğrafta sırtı dönük görünenlerden sakallı olan ''Fuad'' kod adlı Ali Haydar Kaytan... Yüzü görünmeyen kasketli ise Dursun Ali... Gelelim en solda oturan beyaz şapkalıya... O, diğerlerinden biraz farklı... Dikkatli bakıldığında diğerleri gibi bağdaş kurup oturamadığı görülüyor. Hepsi ayakkabılarını çıkardığı halde onun ayağında botları ve sırtında parkası fark ediliyor. Bağıstani’ye göre bu adam, bir Amerikan kurumunun enformasyon biriminde, yasadışı örgütlerle gayri resmi görüşmeler ve lobi faaliyeti yapmakla görevli bir askeri yetkili... Konu ise; ''KADEK-ABD ilişkisi...'' Amerika bu fotoğrafı da yalanlarsa bu kez tutanaklar çıkar mı bilmem... Bildiğim şu ki, Org. Myers’ın Genelkurmay’da Irak operasyonu için temaslar yaptığı sırada, İsrail istihbaratına yakınlığı bilinen ''Debka'' adlı internet sitesinde ABD’nin Saddam’ı devirdikten sonra yerine Celal Talabani’yi, savunma bakanlığına da Mesud Barzani’yi geçirmek istediği iddiası yer alıyordu. Sitenin haberine göre bu plan Türkiye’yi çok kızdırmış ve iki müttefikin arasına bu yüzden kara kedi girmişti. TÜRKİYE’NİN TUTUMU Doğrusunu isterseniz ben ABD’nin, Irak’ın geleceği için Afganistan’daki ''Hamid Karzai modeli'' gibi bir formül aramasında şaşacak bir şey görmüyorum. Bu formülü oluştururken, Türkiye’nin sorunun çözümü yönünde hiçbir adım atmaması karşısında, bölgede varlığı ve etkisi bilinen tüm gruplarla bizzat görüşmesini ve yeni bir yapılanma planlamasını da doğal karşılıyorum. KADEK’in de, silahlı mücadeleden vazgeçtiğini açıkladıktan sonra, bölgedeki etkinliği, liderinin geleceği ve bundan sonraki varlığı için, dünyanın tek süper gücü haline gelen, Ortadoğu’ya yerleşeceği sezilen, Türkiye’ye istediğini kabul ettirebilen ABD ile görüşmesi anlaşılabilir bir durum... Benim şaştığım, Türkiye’nin tutumu... Kuzey Irak’ta bir Kürt devletini ''savaş nedeni'' sayan Türkiye’nin bu oluşuma yol açacak harekât için üslerini kullandırmasında bir tuhaflık yok mu? Zar zor elde edilen bugünkü barış ortamının torpillenmesi kime yarayacak? Kuzey cephesi açılır da Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD’nin ardından bölgeye girerse kiminle savaşacak? Sayıları 5 bin olduğu söylenen silahlı KADEK gerillaları ile mi? Yoksa ''savaş nedeni''ni bizzat hazırlayan müttefiki ile mi? Bu yazılara başlarken ilk değindiğim noktanın altını çizerek bitireyim: Lice çatışması, tam bu aşamada önemli bir işarettir. Aman dikkat! PKK-ABD flörtünün diğer kanıtı bir mektup ABD - PKK yakınlaşmasını kanıtlayan belge, cumartesi ve pazar günü Can Dündar’ın köşesinde yayımlanan iki sayfalık bir mektuptu. Milliyet muhabiri Namık Durukan’ın Kuzey Irak’ta ele geçirdiği bu mektup, 21 Ocak 2002 tarihinde PKK Başkanlık Konseyi Üyesi Mustafa Karasu’nun imzasıyla, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na gönderilmişti. Mektupta Amerikan yetkilileriyle - o zamanki adıyla - PKK arasında yapılan bir görüşmenin ayrıntıları kâğıda dökülüyor, varılan mutabakat teyit ediliyordu. Buna göre, PKK ''ABD’nin Irak’a müdahalesi, bölgede zararlı bir yük haline gelen - Türkiye’deki gibi - rejimlerin aşılmasının olanağını yaratacak, bölgede demokratikleşmenin yolunu açacaktır'' görüşündeydi. O yüzden müdahaleyi destekliyor ve ABD’ye işbirliği sözü veriyordu. Karasu, mektupta ''Birçok konuda görüşlerimizin örtüşmesi, ilişkilerimizin gelişmesinde önemli bir zemin teşkil etmektedir'' diyor ve 9 öneri sıralıyordu: TÜRKİYE’YE BASKI Buna göre; PKK, bölgede demokrasinin gelişmesi için her konuda işbirliği yapacak, hem kendi içinde isim değişikliği gibi adımlar atacak, hem Kürtler arası çatışmanın önlenip birlik yaratılmasına gayret edecekti. Buna karşın ABD, bu çabalara destek olacak, demokratik adımların yaygınlaşması, Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesi, HADEP üzerindeki baskılara son verilmesi, PKK’nın Avrupa faaliyetinin sınırlanmaması, idam cezasının ve Kürtçe’nin önündeki engellerin kaldırılması için Türkiye’ye baskı yapacaktı. (ABD’nin ''resmen'' hem PKK’yı, hem de KADEK’i ''terör örgütü'' ilan ettiğini burada hatırlatalım.) BAĞISTANİ DOĞRULADI Mutabakat belgesine göre PKK, Kürt sorununun çözümünü devletlerin yıkılmasında değil rejimlerin demokratikleşmesinde görüyor, ''Irak’ta özgür seçimler sonucu oluşan, eyalet idari sistemini esas alan bir federatif çözüm'' öneriyordu. Mektup, bu amaç doğrultusunda görüşmelerin Kuzey Irak’ta sürdürülmesi temennisiyle son buluyordu. Mektupta sözü edilen görüşmeye katılan Davut Bağıstani de haberi doğrulamış, bu ilk görüşmeden sonra kendisinin organize ettiği 5 - 6 buluşma daha yapıldığını söylemiş, son görüşmenin 1.5 ay önce gerçekleştiğini belirtmişti. (Can Dündar/ Milliyet) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:12

İLGİLİ HABERLER