FLAŞ...FLAŞ...ETİBANK SANIĞI ŞÜKRÜ KARAHASANOĞLU BÖBREK KANSERİ OLDU
KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/''Etibank Davası'' kapsamında tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilince duruşma salonunda gözyaşlarını tutamayan bankanın eski genel müdürü Şükrü Karahasanoğlu'nun, böbrek kanseri olduğu belirtildi.
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, davanın tek tutuklu sanığı Şükrü Karahasanoğlu katıldı. Davanın tutuksuz 22 sanığı ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Cahit Demir, bankanın mali, idari ve personel işlerinde değişik dönemlerde görev yaptığını belirterek, görev süresi içinde her şeyin yasalara uygun şekilde işlediğini söyledi.
Tanık Osman Yıldırım da Meksa Yatırım ve Menkul Değerler A.Ş'de görev yaptığını, 1999 yılının Ekim ayında 2 kişinin gelerek yüksek miktarda parayla işlem yapmak istediğini, bu kişileri Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Demirtaş'a yönlendirdiğini anlattı.
Aynı kişilere daha sonra bir hesap açıldığını belirten Yıldırım, ''Bana, Etibank'ta hazır paraları olduğunu ve gidip almam gerektiğini söylediler. Ben de korumalarla gidip 300 milyar lira aldım. Bizim şirket de kendilerine 300 milyar lira civarında kredi açmış. Bu kişilerin hala borcu var, ama verdikleri adreslerde bulunamıyor'' dedi.
Duruşmada söz alan Dinç Bilgin, Ferhat Yeğingil, Nail Keçili ve İsmail Hakkı Karakaya'nın avukatları da müvekkillerinin yurtdışına çıkış yasaklarının kaldırılmasını istediler.
KARAHASANOĞLU'NUN TAHLİYE İSTEMİ
Karahasanoğlu'nun avukatı Şener Atılgan da müvekkili hakkındaki iddiaları kabul etmediklerini belirterek, aynı konumda olan başka kişiler için İstanbul DGM'ce ''takipsizlik kararı'' verildiğini söyledi.
Kanser hastası olan müvekkilinin 9 Ağustos 2002 tarihinde Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittiğini anlatan Atılgan, bu hastaneden hastalığın nüksetmesinin mümkün olduğunun bildirildiğini söyledi.
Avukat Edip Adil Ergün de müvekkilinin yargılandığı diğer davalardan tahliye edildiğini hatırlatarak, bu davadan da tahliye edilmesi gerektiğini savundu.
Avukatlarından sonra söz alan Şükrü Karahasanoğlu, yurtdışına kanser tedavisi görmek amacıyla gittiğini ve yargılanmak için kendi isteğiyle Türkiye dönmeden birkaç gün önce de ameliyat geçirdiğini anlattı.
Yaklaşık 5.5 aydır cezaevinde tutuklu bulunduğunu söyleyen Karahasanoğlu, şöyle konuştu:
''Özgür bir kişiydim. Pasaportum vardı. Ben yine de Türkiye'ye döndüm. 23 Temmuz 2002 tarihinde cezaevi doktoru beni muayene ettiğinde durumumun ciddiyetinin farkına vararak, hastaneye sevkimi çıkardı. Ancak araç yokluğu gibi nedenlerle bir süre hastaneye gidemedim. Geçen Cuma günü hastaneye gittim. Onkoloji Servisi'nde yapılan kontrollerde hastalığımın tekrarladığı ve kanserli hücrelerin ürediği tespit edildi. Ben buradan tahliye edilsem de, hastanede yatacağım. Hayati tehlikem var.''
TAHLİYE KARARI VE GÖZYAŞI
Verilen aradan sonra ''isnat olan suçun vasfının değişme ihtimali, tutuklu kaldığı süre ve bu celse mahkemeye ibraz edilen rahatsızlığına ilişkin raporları'' dikkate alarak Şükrü Karahasanoğlu'nun tahliyesine karar veren mahkeme heyeti, yurtdışına çıkış yasaklarının kaldırılmasına ilişkin talepleri ise reddederek, duruşmayı erteledi.
Tahliye kararını duyan Şükrü Karahasanoğlu, duruşma salonunda gözyaşlarını tutamadı. Bir süre ağlayan Karahasanoğlu, bu durumda görüntü almamaları için de basın mensuplarına sırtını döndü.
Jandarmalar eşliğinde duruşma salonundan çıkartılan Karahasanoğlu, mahkeme heyetine ''Adaletinize teşekkür ediyorum'' dedi.
Duruşma salonunda bulunan Karahasanoğlu'nun bazı yakınlarının da ağladıkları görüldü.
Karahasanoğlu'nun avukatı Şener Atılgan, basın mensuplarının soruları üzerine müvekkilinin böbrek kanseri olduğunu söyledi.
Atılgan, başka davalardan tutukluluğu bulunmayan müvekkilinin, bu tahliye kararıyla Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi'nden çıkacağını bildirdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Dinç Bilgin, Cavit Çağlar, Mehmet Nail Keçili, Şükrü Karahasanoğlu, Şevket Önay Bilgin, Mustafa Çağlar ve Türker İnanoğlu'nun da aralarında bulunduğu 23 sanığın, çeşitli suçlardan dolayı 3.5 ile 33 yıl arasında değişen çeşitli ağır hapis cezalarına çarptırılması isteniyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:40