Gündem
  • 28.5.2002 20:00

FLAŞ...FLAŞ...ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ'NÜN YILLIK İNSAN HAKLARI RAPORUNDA, TÜRKİYE'DE KÖTÜ MUAMELE VE İŞKENCENİN "YAYGIN VE SİSTEMATİK" OLARAK SÜRDÜĞÜ İDDİA EDİLDİ

KAYNAK : Haber Vitrini BRÜKSEL- Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), Türkiye'nin "Avrupa Birliği'ne başvuru sürecinde insan haklarına ilişkin iyileştirmeler yapmak üzere bazı adımlar atmasına rağmen, bu alanda önemli bir değişiklik olmadığını" öne sürdü. Örgütün yıllık rutin insan hakları raporunda, "Türkiye'de özellikle Güneydoğu Anadolu'da düşünce özgürlüğü ve siyasi partiler üzerindeki yasaklamaların sürdüğü, gösteri ve yürüyüşlerin yasaklandığı ve parti kapatmaların sürdüğü"ne dikkat çekildi. Raporun Türkiye'ye ayrılan 3 sayfalık bölümünde, F-Tipi cezaevlerine karşı protesto kampanyasına katılanların baskılarla karşılaştığı anlatılırken, gözaltında kötü muamele ve işkencenin "yaygın ve sistematik" olarak sürdüğü de iddia edildi. "KÜRT KİMLİĞİ"Nİ SAVUNANLARA BASKI PKK'nın güvenlik kuvvetleri ile çatışmalarının 1999 yılında sona erdiği kaydedilen raporda, çatışmaların yer yer bazı bölgelerde devam ettiği belirtildi. Güneydoğu Anadolu'da siyasi partiler ve dernekler üzerinde baskılar bulunduğu da savunulan raporda gösteri, kamuya açık toplantılar ve "Kürt kimliğini" savunmaya yönelik faaliyetlerin de baskılarla karşılaştığı ya da yasaklandığı kaydedildi. Raporun Türkiye'de işkence ve kötü muamele uygulamalarına ayrılan bölümünde, "İşkence, yaygın biçimde ve sistematik olarak sürüyor" ifadesi kullanıldı. Örgüte göre, kötü muameleyle karşılaşanlar genelde, "sol görüşlü, Kürt yanlısı ve İslamcı grupların temsilcileri. Bunların dışında, "siyasi eylemciler, sendikacılar, Kürt köylüler ve akrabalarının da" kötü muameleye uğradığını belirten örgüt, bu kişiler arasında kadın ve çocukların da bulunduğuna dikkat çekti. "DAYAK, ASKIYA ALMA VE CİNSEL TACİZ YAYGIN" Uluslararası Af Örgütü, işkence ve kötü muamelenin "özellikle polis ve jandarmada gözaltının ilk günlerinde uygulandığı" belirtilirken, yaygın kullanılan işkence yöntemleri arasında "kötü biçimde dayak, göz bağlama, kollar veya bileklerden askıya alma, elektrik şoku, cinsel taciz, aç ve uykusuz bırakma" gibi yöntemleri saydı. Ayrıca gözaltında, güvenlik kuvvetlerinin bazı tecavüz olaylarına karıştığı iddiasına da yer verildi. Raporda siyasi baskı iddialarına da yer verilirken, HADEP'in iki üyesinin 25 Ocak günü Silopi'de gözaltına alındıktan sonra "kayboldukları" aktarıldı. Türkiye'de düşüncelerinden dolayı yazarların, gazetecilerin, sendikacıların, yerel ve ulusal çapta politikacıların, dini liderlerin, insan hakları savunucularının, gözaltına alınmaya ya da mahkemelerce mahkum edilmeye devam ettiği de öne sürülen örgüt, raporunda Kürt sorunu ve F-Tipi cezaevleri konusunda protestoda bulunanların da baskı gördüğü iddia edildi. "ÖLÜM CEZASI VE SİYASİ CİNAYETLER" Raporda ölüm cezasının TCK'da hala varolduğu, ancak cezaların uzun süredir infaz edilmemesine ilişkin bir "de facto moratoryum" uygulandığı anımsatıldı, ama "Buna rağmen, bazıları müebbet hapse çevrilmekle birlikte 2001 yılında 24 ölüm cezası verildiği" de kaydedildi. Raporda ayrıca siyasi cinayetlerin de devam ettiği belirtildi. Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda "Hükümetlerden talep edilen eylemler" bölümünde tüm hükümetlerin insan hakları ihlallerine son vermesi ve özellikle düşünce suçlularına özgürlük sağlamaları, siyasi tutukluların adil biçimde yargılanması çağrısı yapıldı. Cezaevi koşullarının da düzeltilmesi istenen raporda "silahlı siyasi eylem grupları"na da çağrı yapılarak, "evrensel insan hakları standartlarına ve uluslararası yasalara saygılı olmaları, rehine alma eylemleri ile işkence ve cinayetlere son vermeleri" çağrısında bulunuldu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:00

İLGİLİ HABERLER