DEVLET ARIK
ANKARA - Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasetteki hedefini, ''Önüme hangi engeller çıkartılırsa çıkartılsın bu engelleri teker teker aşacağım. Ferhat'ın Şirin'ine kavuşması gibi ben de milletime bir gün kavuşacağım. Bir gün başbakanlık koltuğuna oturacağım. Başbakanlık koltuğuna oturmadan ölürsem gözüm arkada kalır. Allah nasip ederse bir nihai hedefim Çankaya Köşkü'ne çıkmaktır'' diye açıkladı.
Yeni Şafak Gazetesi Muhabiri Bilal Çetin, AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi arenadaki yolculuğunu, ''Türk Siyasetinde Bir Kasımpaşalı: Tayyip Erdoğan'' adını verdiği kitapla kaleme aldı. Bilal Çetin, Gündem Yayınları'ndan çıkan kitabıyla Erdoğan'ın milli görüş camiasıyla yollarını ayırdığı gizli görüşmelere ve toplantılara ışık tuttu.
Kitabın giriş bölümünde Tayyip Erdoğan'ın hayatında ''Recep'' kelimesinin ayrı bir önemi olduğuna işaret ediliyor. Erdoğan'ın 26 Şubat günü yani Hicri takvime göre Recep ayında doğduğu, siyasetten yasaklanmasına neden olan DGM kararının Recep ayında kesinleştiği ve 3 Kasım seçimleri öncesinde Erdoğan'ın milletvekili olup olmayacağına dair kararın yine Recep ayında verildiğine dikkat çekildi.
KAZAN, ERDOĞAN'I UYARDI
Bilal Çetin'in kitabına göre, Refah Partisi'nin kapatılmasının ardından kurulan Fazilet Partisi'ne katılım dilekçesini birkaç gün sonra genel merkeze gönderen Tayyip Erdoğan, Erbakan'ın yakın kurmayı Şevket Kazan ile 1998 yılında İstanbul'da kritik bir görüşme yaptı. Basına yansımayan bu görüşmede Şevket Kazan, Erdoğan'ı genel başkan olmaması konusunda ikna etmeye çalıştı ancak başarılı olamadı. Gergin geçen görüşmede Kazan, ''İslam'ın ilk halifesi Hz. Ebubekir'den bu yana ulu'l emre itaat müessesi işlemiştir. Ne zamanki bu kuralın dışına çıkılmıştır, o zaman İslam toplumları karışmıştır'' dedi.
Kazan'ın bu uyarısı Erdoğan'a hakaretle devam etti. Kazan, ''Sen boşsun. Türkiye'yi yönetebilecek ekonomik ve siyasi altyapın yok. Bak senin Ergun Göknel'lerin var. Bize gelen bazı bilgiler bunları ortaya koyuyor. Bunlar ilerde başını ağrıtır. Bunlara tedbir al'' deyince Erdoğan, yıllardır ''Hocam'' dediği Erbakan ile yollarını ayırmaya karar verdi. Erdoğan, bu kararını ''Yusufiye'' olarak nitelendirdiği Pınarhisar Cezaevi'ndeki tutukluluk günlerinde ise kesinleştirdi.
CEZAEVİNDE HEDEFİNİ BELİRLEMİŞTİ
AK Parti lideri Erdoğan, Pınarhisar Cezaevi'nde ziyaretine gelen kendisine yakın isimlere, önümüzdeki dönemde izleyeceği stratejiye ilişkin ipuçları verdi. Oldukça samimi itiraflarda bulunan Erdoğan, ''Önüme hangi engeller çıkartılırsa çıkartılsın bu engelleri teker teker aşacağım. Ferhat'ın Şirin'ine kavuşması gibi ben de milletime bir gün kavuşacağım. Allah'ın izni ve milletimizin sağduyusu ile Türkiye'nin en büyük partisini kuracağım ve bir gün Başbakanlık koltuğuna oturacağım. Başbakanlık koltuğuna oturmadan ölürsem gözüm arkada kalır. Allah nasip ederse bir nihai hedefim Çankaya Köşkü'ne çıkmaktır'' açıklamasıyla hedefini de açıklamış oldu.
ERBAKAN, GÜL'E ''BİR BARDAK SU İÇ'' DEDİ
Kitapta, Başbakan Abdullah Gül ile ilgili de ilginç anılara yer veriliyor. Fazilet Partisi'nin büyük kongresinde Recai Kutan'a karşı genel başkan adayı olan Abdullah Gül'ün adaylığını açıklamadan önce Erbakan ile sürpriz bir görüşme yaptığı ortaya çıktı. Erbakan'ın bu görüşmede Gül'e nasihatlar ederek, ''Milli görüş hareketi bütün dünya insanlığının saadeti için vardır. Bu dava ağır bir yük gerektirir. Sen politikada henüz yenisin. Bazı gerçekleri görememen doğaldır. Sen bu söylediklerinin üstüne bir bardak soğuk iç. Ondan sonra uyu ve yeniden düşün. Bu adaylıktan da vazgeç. Bizde görev istenilmez, verilir. Zamanı geldiği zaman biz görevi kime vereceğimizi biliriz'' dediği belirtildi.
Erbakan'ın o dönemde delegelerle yaptığı bir toplantıda da, yenilikçileri çok sert bir dille eleştirerek, ''Abdullah Gül ve Bülent Arınç başta olmak üzere bunların hiçbirinde liderlik vasfı yok. Bunlara bırakın bir siyasi partiyi bir bakkal dükkanı bile emanet edilmez'' diye konuştuğu anlatılıyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:10
