Medya
  • 10.4.2002 08:50

GAZETECİ MİLLETVEKİLİ, MESLEKDAŞLARINA SESLENDİ: SIKIYSA BAKANLARA VURUN !

KAYNAK : Haber Vitrini Meclis'in gazeteci kökenli milletvekillerinden DSP'li Ahmet Tan, gazetelerde sürekli milletvekillerini eleştirilmesine fena bozulmuş. Akşam'daki köşesinde, "Sıkıysa bakanlara vurun" demeye getirerek şöyle yazmış: İllet vekilliği Politikacılarla dalga geçmek, yermek, hatta yerin dibine batırmak herhalde çok zevkli olmalı. Çoğu gazeteci bu zevkten mahrum kalmak istemiyor. Gazetecilik, son yıllarda milletvekillerini yerin dibine batırma etkinliğine dönüştü. Eski-yeni ayırımı yapılmadan, hatta bizzat milletvekilinin kendisi olduğuna bile bakılmadan yeğeni, kayınpederi, hatta komşusu üzerinden, bir olumsuzluğa karışmışlarsa hemen ekranlara, manşetlere çıkartılıyor. Bu uygulama belki planlı-programlı bir stratejiyle oluşmadı. Sınama-yanılma yoluyla gelişen bir stratejiyle ortaya çıktı. Şöyle: Vatandaş çektiği sıkıntılara sorumlu arıyor. Sorumlu; öncelikle o sıralarda işbaşında bulunan hükümettir. Çünkü icraattan, yürütmeden tek ve ilk sorumlu odur. Ancak gazetelerin, televizyonların hükümeti doğrudan hedef alması kolay değildir. Çünkü çoğunun hükümetle bir işi vardır. Hükümetin ve sayın bakanların doğrudan hedef alınması halinde, gazetenin işlerinin tıkanması ihtimali vardır. Ama milletvekillerini kötülemenin bu tür bir riski yoktur. Milletvekilinin ne kredi kesme, ne de işleri çıkmaza sokma yetkisi vardır. Zaten çoğu, her gün akın akın Meclis'e doluşan 8 ile 10 bin yurttaşla boğuşmaktan tepe sersemine dönmüştür. -------------------------------------------------------------------------------- Haberin, hele de köşe yazısının en kötüsü; milletvekilleri hakkında birkaç münferit olaya bakarak yazılandır. Bu köşede, yeri geldikçe milletvekilleriyle ilgili kasıtlı-kasıtsız yanlışlar ortaya konmaya çalışılacak. &&& Milletvekillerine yönelik en önemli eleştiri, sağlık harcamalarıdır. Harcamaların fazlalığı milletvekillerinin kusurundan, kötü niyetinden kaynaklanmıyor. Fazlalık kamu yönetimindeki savurganlıktan ve laubalilikten, Meclis'in de fazlasıyla nasibini almasından kaynaklanıyor. Yoksa hiçbir milletvekilinin bugün gerçek anlamda bir sağlık güvencesi yoktur. Evet YOKTUR. Bir tapu dairesi odacısının bile sağlık güvencesi milletvekilinden fazladır. Milletvekillerine sağlık harcamaları, Tabipler Odası resmi tarifesi üzerinden ödenir. Bu tarife en asgari düzeydedir. Buna her gün onlarcası yaşanan faturalı, belgeli bir örnek: Adı bizde saklı milletvekili, TBMM Başkanlığı'nın resmi yazısıyla uluslararası bir görev için seçim bölgesinde görevlendirilir. Aşırı kulak çınlaması ve baş dönmesiyle fenalaşmış. En yakın hastaneye acilen kaldırılmıştır. Geçirilmiş kafa travması, orta kulak iltihabı ve düşük tansiyon teşhisiyle, bu hastanede hafif narkoz altında uzun süre uyutulmuş. Sonra da gerekli tedavisi yapılarak taburcu olmuştur. 10 günlük oda masrafı, ilaç, doktor ve her türlü tedavi toplamı 405 milyon lira tutmuştur. TBMM ise, milletvekiline bu faturanın ancak üçte birini ödemiştir. Söz konusu milletvekili mevcut görev yazısına, acilen sevk edilmişliğine ve faturanın çok makul olmasına rağmen, hastane masrafının büyük bölümünü kendisi karşılamıştır. Çünkü TBMM, çok uzun süreden beri hasta faturalarını ancak Tabip Odası resmi tarifesi üzerinden ödemektedir. Ama bu, hiçbir gazete için haber değeri taşımamaktadır. Çünkü milletvekillerinin diş çekiminden çubuk takımına, her masrafının bedava olduğuna ilişkin önyargıya halel getirecek hiçbir şey, haber sayılmamaktadır. 23 Nisan TBMM'nin kuruluş günü. CNN Türk o gün milletvekilleriyle ilgili özel bir yayın yapacak. Bu yayınla ilgili ANAR kamuoyu kuruluşu tek tek milletvekilleriyle görüşüyor. Milletvekilleri, belki de ilk kez kendilerine, 'illetvekili' denilmesine yanıt verme olanağı bulacak. Yani, inşallah bulacak. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:26

İLGİLİ HABERLER