Gündem
  • 25.3.2018 11:32

Güncelleme toplantısında neler konuşulduğu ortaya çıktı!

Kartel medyasının hedefi haline gelen Nurettin Yıldız’a destek vermek amacıyla hocların bir araya geldiği ve kendi aralarındaki sorunlarla gündemdeki konuları konuştukları toplantı, gündeme bomba gibi düşmüştü. O toplantının moderatörlüğünü üstlenen Nevzat Çiçek, buluşma sırasında nelerin konuşulduğunu açıkladı.

Peki, Cumhurbaşkanı’na kızgınlar mı?

Reformcular Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuş­masını sanki “Cumhurbaşkanı da reform istiyor” gibi lanse edince “Keşke bu kapı açılmasaydı” dediler. 20-30 yıllık bir arkadaşlıkları var. Sayın Cumhurbaş­kanı’nın gelenekçi bir yapısı olduğunu, geçmişten bugüne kadar nerelerden geldiğini, o camialara karşı yakınlığını da herkes biliyor. Dolayısıyla bu tartışmanın Sayın Cumhurbaşkanı üzerinden açılmaması gerekti­ğini ifade ettiler. Açıkçası ben de öyle düşünüyorum.

Sohbetlerinden kesitler yayınlanarak sözleri cımbızlanan Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız, kartel medyası ve koyunlarının hedefi haline gelmişti. Özellikle laikçi kesim, sosyal medya hesapları üzerinden sohbetin tamamını dinlemeden atıp tutmuş, Nurettin Yıldız hakkında ağza alınmayacak hakaretler etmişti. Bu durumdan faydalanan kartel medyası da, gerek muhabirleriyle gerek de köşe yazarlarıyla Nurettin Yıldız üzerinden İslam’a ve fetvalara olabildiğince yüklenmişlerdi.

Tam da bu günlerde, küfrün tek millet olduğu bir zamanda birçok hoca ve gazeteci Nurettin Yıldız’a destek vermek için bir toplantı düzenlemişti. Toplantıya Yıldız ile arası açık olan Ahmet Mahmut Ünlü de (Cübbeli Ahmet Hoca) katılmış ve küslüğün bittiği açıklanmıştı.

Toplantıya moderatörlük yapan gazeteci Nevzat Çiçek, o gün konuşulan konuları, Habertürk’ten Kübra Par’a anlattı.

İşte Kübra Par’ın Nevzat Çiçek’le yaptığı röportajın ilgili bölümü:

Nurettin Yıldız’ın “asansörde halvet”, “yastık yorgan” ve en fenası da “çocuklara yönelik evlilik” fetvası var. O günkü toplantıda, tartışma yaratan bu fetvalar gündeme geldi mi?

Nurettin Yıldız, “Bir bütün olarak bana sorulan sorular üzerine söylediğim her şeyin arkasında duruyorum çünkü ben bunu fıkhi kaynaklardan alıp aktarıyorum” diyor. Cübbeli Ahmet Hoca’nın da çok tepki çeken nal meselesi vardı. O da kendisine göre açıklayıp söylediklerinin arkasında olduğunu ifade etti.

“Nurettin Yıldız, o fetvaların arkasında durdu” dedin. Diğer hocalardan onu eleştiren oldu mu?

Biz halkın önünde her şeyi söylüyoruz, buna dikkat etmek lazım. Her şeyi halkın önünde konuşmamak, üslubu, zamanı iyi ayarlamak lazım” denildi. Her hocanın kendi etrafında 8-9 kişilik bir isti­şare heyeti kurması istendi. Bu heyetin içerisinde medyacısı, avukatı, psikoloğu, iletişimcisi olacak ve bu sohbetler halka yansıtılmadan önce bir şekilde kontrol edilecek. Yanlış anlaşılacak kelimeler varsa çıkarılması amaçlanacak.

Twitter’da o gün neler konuşulduğunu anlatırken, “Hocalar buluştu çünkü 5-10 sene önceki sohbetlerden cımbızlanarak hepsine bir operasyon yapılıyordu. Bu konu masaya yatırıldı” demişsin. Kim hocalara operasyon yapıyor?

Vahabizm ve Şia tehlikesi üzerinden konuşuldu. Ama genel çerçeve üzerinden, “15 Temmuz sonrası tarikat ve cemaatlerin köküne kibrit suyu dökeceğiz gibi bir yaklaşımla, dinde sekülerleşme, dolayısıyla da tarikat ve cemaat hocalarının halktan uzaklaştırılması isteniyor” denildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu fetvalara tepki gösterdi ve “İslam’ın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslam’ı 14-15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız” dedi. O gün hocalar toplantısında Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri de tartışıldı mı?

Çok açık konuşmak lazım, evet tartışıldı. “İslam, kendisini ihya eden, ıslah eden bir dindir. Yani sürekli fetva mekanizmaları karşısında kendini güncelliyor ama sabit ayetler üzerinden bir güncelleme kastedili­yorsa bu yanlıştır” denildi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın ikinci konuşması da bunun böyle olmadığını çok net ortaya koydu. Ayetin güncellemesi olmaz, fıkhın gün­cellemesi olur. Orada Sayın Cumhurbaşkanı, “Konuşması gerekenler konuşmuyor” dedi. Anahtar cümle o. Sadece Diyanet değil. Bu ülkenin ilahiyat fakülteleri, hocaları asıl meseleleri konuşmuyorlar. Konuşanlar da bir şekilde işlerine gelmediği için ötekileştiriliyor.

Peki, Cumhurbaşkanı’na kızgınlar mı?

Reformcular Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuş­masını sanki “Cumhurbaşkanı da reform istiyor” gibi lanse edince “Keşke bu kapı açılmasaydı” dediler. 20-30 yıllık bir arkadaşlıkları var. Sayın Cumhurbaş­kanı’nın gelenekçi bir yapısı olduğunu, geçmişten bugüne kadar nerelerden geldiğini, o camialara karşı yakınlığını da herkes biliyor. Dolayısıyla bu tartışmanın Sayın Cumhurbaşkanı üzerinden açılmaması gerekti­ğini ifade ettiler. Açıkçası ben de öyle düşünüyorum.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2018 11:40

İLGİLİ HABERLER