GÜZİN ABLA, SERDAR TURGUT'U NASIL ÇİLEDEN ÇIKARDI ?...
O KÖŞE GÜZİN ABLA'NIN BABASININ MALI MI?
Bir süre önce Ertuğrul Özkök 'köşeler köşe yazarlarının babasının malı mı' diye bir soru ortaya atmıştı.
Güzelce tartışmıştı bu meseleyi medya leşkerleri uzunca bir süre.
Tipik bir leşker olarak gayet tabii ki ben de kendimi tutamayıp bu işe girmiş ve 'hayır o köşeler patronun malı, biz geçici kiracıyız oralarda' demiştim, bilmem hatırlıyor musunuz?
* * *
Bir genel yayın yönetmeni bu soruyu sorunca insan geleceğe yönelik umutla doluyor.
En azından bir köşede tuhaf bir fikir çıkma girişimi olduğunda, oraya önceden müdahale edilip, meselenin ortaya çıkmadan önleneceğini düşünerek rahatlıyorsunuz.
Ama sonra bir köşede öyle bir yazı çıkıveriyor ki tüm umutlarınız suya düşüveriyor ve o yazıya bakıp 'evet vallahi köşeler köşe yazarlarının malıymış, ben yanlış düşünüyormuşum' diye tavır değiştirmek ihtiyacını duyuvermeye başlıyorsunuz.
* * *
Dün bir bayan kardeşimizin mektubu yayınlandı Güzin Abla'nın köşesinde.
38 yaşında evli ve iki çocuk sahibi bir kadın mektubu yazan.
Son zamanlarda kendisinde bir gariplikler olmaya başladığını, sürekli olarak güzel kadınlarla sevişmeyi hayal ettiğini ve kocasıyla cinsel ilişkiden kaçar hale geldiğini yazmış.
Yardım bekliyor Güzin Abla'dan.
Uzunca süredir baskı altında tutulmuş gerçek hislerin ortaya çıkma durumu var yani net olarak.
Cinsellikte mutluluğa giden yol da bu zaten, istekleri baskı altından kurtarmak, kendini tanımak, ne istediğini bilmek ve bunu olumlu yola kanalize etmek.
Cinsellikte 'normal' yoktur aslında.
İki yetişkin insanın karşılıklı anlaşma yoluyla, tamamen özgürce girdikleri ilişki, tanımı ne olursa olsun, bize uysa da uymasa da normaldir.
Burada vurguyu 'iki yetişkin insanın özgür iradeleri' tanımına yaptığımı düşünürseniz normal olmayanın, 'sapıklık' olarak tanımlanacak şeylerin ne olduğu da ortaya çıkar gayet tabii ki.
Haydi açıkça yazayım da yorum yapılmasın bari.
Tanımı bu şekilde alınca çocuklarla ilişki ve hayvanlarla ilişki normal değildir, olamaz.
Cinsellikte normal yoktur derken tanımıma uygun laf ettiğimin net görülmesi için bunu vurgulamakta özel önem görüyorum.
* * *
Mektubu yazan kadın lezbiyen, bu konuda tartışma yok herhalde.
Size uyar uymaz, ne istiyorsa onu yapacak.
Çocukları, kocası var diye cinsel duygularını yok farz etmeye çalışması mümkün değil.
Ya çocuklarına zarar vermeyecek şekilde gizli bir yaşam sürecek ya da kendisini mutsuz etmeyi göze alarak, kendinden taviz verecek ve eski yaşamını sürdürmeye devam edecek.
Şimdi gelelim Güzin Abla'nın ona cevabına:
'Ben sana ancak yol gösterip, tesellide bulunabilirim. Ve tabii mutlaka bir doktora gitmeni önerebilirim. Umarım iyi bir psikolog ya da psikiyatr seni kısa sürede rahatlatacaktır. Çünkü senin de söylediğin gibi bu geçici bir durum...'
Böyle başlıyor onun cevabı, bir doktorun telefonunu da vermiş, 'üzme kendini her şey düzelecek yakında' da diyor kadına.
* * *
Bu cevabı okuyunca elimde olmadan 'acaba Güzin Abla benim cinsel fantezilerimden haberdar olsaydı neler düşünürdü' diye düşündüm.
Açıkça söyleyeyim olabileceklerden korktum.
Haberdar olsaydı bunlardan, büyük bir ihtimalle benim ömür boyu hapse atılmamı isteyebilir veya elinde yeterince güç varsa eğer, anında idam edilmemi sağlayarak sorunu kökünden çözmeye çalışabilirdi.
Lezbiyenliğe 'tedavilik hastalık' diye bakan bir insanın benim durumumu 'ömür boyu tımarhanelik' olarak görmesi de normal aslında.
* * *
Güzin Abla cinsel fantezi sınırları 'kumsalda sevişmekte' biten bir ekolden geliyor olmalı.
Onun dünyasında eşcinsellik, fetişler yok, bunlar doktorluk hastalıklar.
Ben eminim ki doktorlarda bunların tedavisi de mevcuttur bir şekilde.
Ancak bu tür şeyleri hastalık olarak görmek düpedüz faşizmdir, bu böyle bilinsin.
Türkiye'de en muazzam sorunlardan bir tanesi insanların kendi cinselliklerinin katiyen bilincinde olmamalarından kaynaklanmaktadır.
İnsanlar gerçek isteklerinin farkında değildir çoğu zaman. Bir şekilde farkında olanlar ise bunları baskı altında tutmaya mecbur hissetmektedirler kendilerini.
Hasta olarak damgalanmamak için yapmaktadırlar bunu.
Yüz binlerce mutsuz evliliğin, kavgaların, evlilikte dayağın, kadına karşı şiddetin temelinde de bu vardır çoğu zaman.
Aslında her insanın cinselliği 'kişiye özeldir'. Türkiye'nin bütün örgütlenme yapısı ise bu 'kişiye özelliği' öldürme üzerine kurulmuştur.
Bizim ülkemizde genel doğrular vardır. Cinsellik konusundaki genel doğru ise Türkiye'de bir dönem çok yaygın olan Alman pornosunda
yaşanan harala gürele tepişmeli cinselliktir ne yazık ki.
Ve gayet tabii ki bu tür bir toplum kendi içinde 'gerçek sapıklıkları' da üretir ister istemez.
Baskı altında tutulan, farkında olunmayan hisler yanlış yerlerde patlar çoğu zaman.
Bu ülkede açılan bir seks dükkanında şişme eşek de satılması ve bunun çok ilgi gördüğünün de açıklanması seksüel duyguları az gelişmiş bir toplumdaki olabilecek hataların en önemli göstergelerinden bir tanesidir.
* * *
Yazının başlığını neden öyle attığıma gelince.
Müdahale gerektiren bir köşe var ortada, buna acilen bir şey yapılmalı.
Çünkü o tavsiyeleri okuyanlar daha da mutsuz olacaklar yemin ediyorum.
Bu da Hürriyet gibi post modern bir gazeteye yakışmıyor açıkçası.
(Serdar Turgut/ Akşam)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:05