ZÜLFÜ LİVANELİ- VATAN
ZOR YILLAR
Pazar günü gazeteleri okurken anladım ki ekranlardaki cehalet ve Türkiye'yi sarıp sarmalayan sığlık birçok yazar dostun canına tak dedirtmiş.
Birkaç dilden kitaplar okumuş, ömrünün en verimli yıllarını kültüre, bilgiye ve öğrenmeye ayırmış bu insanlar, artık içinde yaşadıkları ülkenin kendilerine dayattığı iğrençliklere tahammül edemiyorlar.
Yabancı film çevirileri yapanların yedikleri haltlar, kendilerine seslendirme sanatçısı sıfatını layık gören bazı kadınların "piyona piyona" diye bağırmaları, doğru dürüst İngilizce bilmedikleri halde Amerikan ağzıyla Türkçe konuşmaya çalışanlar herkesin sinirini bozuyor.
Ve haklılar; ne yazık ki Türkiye artık Amerika'nın kenar mahallesi bir magandalar ülkesi oldu.
Nasıl olmasın ki?
Bunca yıldır, insanların kafaları milyonlarca saatlik televizyon yayınlarıyla buna şartlandırıldı.
İnsanlar aileden ve okuldan aldıkları eğitimden çok bu sığ kültürün bombardımanına tâbi tutuldular.
Ortega Y Gasset: "Hiçbir şey kitle kültüründeki pespayeleşme kadar hızla bulaşmaz" der.
Çok haklı.
Bu kirlenme öyle bir hızla yayıldı ki çoğu kişi fark etmedi bile.
Lonesco'nun Gergedan oyunundaki herkesin teker teker boynuzu çıktı.
Bir sabah kalktınız, çok güvendiğiniz bir arkadaşınız da tuzağa düşmüş; başka bir sabah uyandınız hiç beklemediğiniz bir değerli kişi de onlara katılmış.
Böylece giderek yalnızlaştınız.
Toplumla ilişki kuracağınız frekans o kadar dar bir yere kilitlendi ki konuşacak insan bulamaz hale geldiniz.
Öfkelendiniz, çıldırdınız, çırpındınız; insanları yakalarından tutup "Yahu görmüyor musunuz?" diye sarsmak istediniz.
Ve giderek öfkeli bir adama dönüştünüz.
Arkadaşlarınızla bile zaman zaman kavga eder duruma düştünüz; çünkü bu işi hiç kimse sizin kadar ciddiye almıyordu. "Canım, alt tarafı eğlence işte!" deyip geçiyorlar ve kendilerini bu "rezil dünya"ya uydurmaya çalışıyorlardı.
Öyle ya; zaman sana uymazsa, sen zamana uy!
Sonunda Türkiye'nin lumpen-arabesk yılları kendi kuşaklarını yetiştirdi.
Ana dilini konuşmaktan aciz, kaba, görgüsüz, kirli bir sürü insan tepenizde tuz döver oldu.
Toplum, başları ayak, ayakları baş yaptı.
Birazcık gelişmiş kim varsa başı ezilmeye çalışıldı.
Ben bunun yıllarca acısını çekenlerdenim ve artık eskisi kadar üzülemiyorum bile.
Ekranda cehalet gösterisi gördüğümde "Elbette böyle olacaktı!" diye düşünüyorum, haber bültenlerini işgal eden magandalara "İşte Türkiye'nin kahramanları bunlar!" diye bakıyorum.
Çünkü gücünüz yetmiyor.
Yoruluyorsunuz.
Onca televizyon kanalına, bunca gazeteye ve onların yıllardır yetiştirdikleri milyonlarca insana gücünüz nasıl yetsin ki!
Bu ülkenin içi boşaltıldı.
Şimdi bakalım hangi sosyal IMF'i bulup da "Bize biraz bilgi, biraz terbiye, biraz görgü, biraz ahlâki değer yollayın!" diyecekler?
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:05