Ekonomi
  • 27.7.2010 15:08

HAK-İŞ'TEN TÜRK-İŞ'İN KAMPANYASINA DESTEK

ANKARA - Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu'nun tüketimden gelen gücün kullanılmasına yönelik olarak başlatılması planlanan kampanyaya Hak-İş'ten destek istemek amacıyla gönderdiği mektuba, bir mektupla yanıt verdi.
Uslu, mektubunda, tüketimden gelen gücün örgütlenmesi için Hak-İş, Türk-İş ve DİSK üyesi bütün işçilere, örgütlü olmayan çalışanlara ve tüm topluma sendikalı işçilerin ürettiği malların tüketilmesine yönelik mesajın verileceği yeni bir kampanyanın başlatılmasının faydalı olacağı, bu çerçevede yöntem olarak örgütlü işyerlerinin marka ve firma listelerinin hazırlanarak hedef kitleye duyurulması önerilen mektubun konfederasyona ulaştığı belirtti.
İyi niyetli bir girişim olarak değerlendirilen önerinin, yetersiz olduğunu ifade eden Uslu, mevcut hali ve yöntemiyle sendikalı olarak çalışan işçilere ve sendikalı işçi çalıştıran işyerlerine bir avantaj sağlayacak etkiyi yaratmayacağına ve cılız kalacağına inandıklarını kaydetti.
Uslu, dünyada farklı model ve uygulama araçları geliştirilirken, Türkiye'de sendikalı işyerleri ve buralarda üretilen ürünlere ilişkin liste hazırlayıp, bunu duyurarak etkin bir kampanya yürütülemeyeceğini düşündüklerini belirtti.
Tüm dünyada uzun vadeli tüketici ve toplum refahını temel alan, ''şirketlerin sosyal sorumluluğu'' kavramının hızla yaygınlaştığına dikkati çeken Uslu, bu kavram çerçevesinde ele alınması gereken en önemli aracın ''sosyal ve ekoetiket'' olduğunu ifade etti.
Uslu, ayrıca 1997'de Ekonomik Öncelikler Konseyi Akreditasyon Bölümü himayesinde, içinde işçi sendikaları, insan hakları ve çocuk hakları örgütleri, akademisyenler ve işverenlerin de bulunduğu bir grup organizasyon tarafından, çalışanların temel haklarını garanti altına almayı amaçlayan işletmeler için ''SA 8000 Sosyal Sorumluluk Standardı''nın geliştirildiğine değindi.
Yeni bir tarihçeye sahip olan standardın çocuk işçi çalıştırılmasının önüne geçilmesinde, sendikal hakların iyileştirilmesinde ve sendikalılaşma oranının yükseltilmesinde, çalışma saatlerinin iyileştirilmesinde, düşük ücretlerin insan onuruna yakışır bir seviyeye çıkarılmasında, sağlık ve güvenlik konularında olumlu gelişmelerin sağlanabilmesinde önemli işlevleri bulunduğunu vurgulayan Uslu, tüm dünyada oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan standardın Türkiye'de oldukça az işletme tarafından bilindiğini, az sayıda işletmenin de SA8000 belgesine sahip olduğunu kaydetti.
Uslu, Hak-İş'in 1997'de ''Sosyal Etiketleme'' başlığı ile dizayn ettiği ''Bu ürün sendikalı işçiler tarafından üretilmiştir'' projesinin örnek bir çalışma olarak değerlendirilmesi önerisinde bulundu.
Uslu, gıda sektörüne yönelik hazırlanan projede, ürünlere ''Bu ürün sendikalı işçiler tarafından üretilmiştir'' etiketinin konulması, bu etiketin olduğu ürünlerin üretildiği işletmelerde insan haklarına saygı, toplu sözleşme, insanca çalışma koşulları, işçi sağlığı ve iş güvenliği, sağlık ve hijyen, kalite, verimlilik, çevreye duyarlılık, barış ve huzur, ulusal ve uluslararası standartlara uyumun esas alındığı; ayrımcılık, kayıtdışı üretim, kayıtdışı istihdam, kayıtdışı yönetim, çocuk emeği istismarının olmadığı mesajlarının verilmesi öngörüldüğünü anımsattı.
Aradan geçen 13 yıla rağmen projenin ve mesajlarının hala ilk günkü gibi geçerliliğini koruduğunu, tüketiciyi bilinçlendirme ve farkındalık artırma açısından da etkili ve daha pratik bir yöntem olacağını ifade eden Uslu, şunları kaydetti:
''Önerinizin iyi niyetli bir girişim olarak kalmaması, geniş tüketici kitlelerine ulaşması için, işyeri listesi hazırlama gibi uygulanabilir olmayan bir yöntemin ötesine geçmesine, bürokrasi çevrelerinin, işverenlerin ve kamunun katılımıyla paydaşlarının genişletilmesine, kampanyanın kurumsallaşmasını sağlayacak araç ve süreçlerin, pratik uygulama metotlarını içerecek şekilde geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.''

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 05:16

İLGİLİ HABERLER