
HAKİMLE SANIK MAHKEMEDE KAVGA ETTİ!..
YUSUF MELİKOĞLU
İSTANBUL - Suç işlemek amacıyla örgüt oluşturarak biri polis memuru 6 kişinin öldürülmesi ile yaralama, gasp ve hırsızlıktan oluşan 34 ayrı suçu işledikleri iddiasıyla yargılanan Zübeyir Sarıkaya ile hakim arasında ilginç diyaloglar yaşandı.
Hakimin sanıkları sessiz olmaları konusunda uyarması üzerine tutuklu sanık Sarıkaya, ''Sessiz olmazsak ne olacak hapse mi atacasın?'' diye cevap verdi. Uyarıları dikkate almayan Sarıkaya, jandarma tarafından salondan dışarıya çıkarıldı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, başka suçtan tutuklu bulundukları Metris Cezaevi'nden getirilen ve çalıntı oto piyasasını elinde tutmak için dışarıdaki örgüt elemanlarına talimat verdikleri iddia edilen Vedat Yılan ile Zübeyir Sarıkaya'nın da aralarında bulunduğu 12 tutuklu sanık ile 3 tutuksuz sanık katıldı.
Sanıkların duruşma salonunda yerleşmeleri sırasında gürültü çıkması üzerine mahkeme heyeti başkanı Şeref Akçay, ''Ne oluyor orada ?'' diyerek sanıkları uyardı. Bunun üzerine sanıklardan Zübeyir Sarıkaya, ''Bir şey olduğu yok'' diye cevap verdi.
Hakim Akçay'ın sanıkları sessiz olmaları konusunda tekrar uyarması üzerine Sarıkaya, ''Sessiz olmazsak ne olacak, hapse mi atacakasın?'' dedi. Başkan Akçay da, ''Terbiyesizlik yapma'' diyerek Sarıkaya'nın salondan çıkarılmasını istedi.
''Hakimsen hakimsin sen terbiyesizlik yapma'' diyen Sarıkaya, jandarma tarafından salondan dışarıya çıkarıldı.
Duruşmada müşteki sıfatıyla dinlenen polis memuru Metin Yaşarlı, olay günü bir soruşturma nedeniyle meslektaşı Mehmet Aydın ile Avcılar'daki bir işyerine gittiklerini anlattı.
İşyerinde bulundukları sırada silahlı saldırı olduğunu, arkadaşı Aydın'ın şehit edildiğini, kendisinin ve 1 kişinin daha yaralandığını belirten Yaşarlı, saldırıda bulunan kişilerin daha sonra polisle girdikleri çatışmada öldüklerini kaydetti. Yaşarlı, ölen çete mensuplarının ele başlarından şikayetçi olduğunu belirtti.
Müşteki Levent İzgördü de, Alibeyköy'den Eyüp istikametine giderken trafik ışığında durdukları sırada silahı 2 kişinin araçlarına yaklaştığını anlatarak, ''Bizim araçta Hazma Şen de vardı. Sağ taraftaki kişi arabanın anahtarlarını alıp bagajdan içinde altın olan 2 çantayı alarak kendi araçlarına koydu. İki kişi de maskeliydi. Çantaların içinde olay tarihindeki değeriyle 125 milyon YTL'lik altın vardı. Hepsi daha sonradan bulundu'' dedi.
Müşteki Olgun Doğruyol da, amcasına ait tekstil şirketinin muhasebe işlerine baktığını belirterek, Akman Özpelit ile birlikte şirketin avans ödemelerini yapmak için bankadan çektikleri 53 bin YTL'nin uzun namlulu silahlarla araçlarının önüne çıkan kişiler tarafından gasp edildiğini anlattı.
Duruşmada diyecekleri sorulan sanıklardan Hasan Sarıçoban, tehdit edildiği için Cafer Baş'ı bir kere Beylikdüzü'ne götürdüğünü, Deniz Demir ve Mehmet Çakır için de birkaç kez bazı araç plakalarını getirip götürdüğünü söyledi.
Sarıçoban, ''Deniz Demir, Murat Çakır bunların gözü dönmüş amir memur herkesi vuruyorlar. Beni de tehdit ediyorlardı. Çocuklarımın da başına bir şey gelmesinden korktum. Ben de ölecektim ama ha mezar da yatmışım ha F tipinde. Tahliyemi istiyorum'' diye konuştu.
Cafer Baş da, tutuklu sanıklardan Tolga Durmuş'un suçsuz olduğunu savunarak, ''Onu yakan benim. Vicdan azabı duyuyorum'' dedi.
Söz verilen Vedat Yılan ise konuşacak bir şeyi olmadığını söyledi. Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını öne sürerek, tahliye talebinde bulundu.
Sanıkların ardından söz alan sanık avukatları ise müvekkillerinin organize bir şekilde suç işlemediğini belirtti. Avukatlar, duruşmaya çağrılan müştekilerin kimseyi teşhis edemediğini belirterek tahliye talebinde bulundu. Tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.