Medya
  • 6.1.2003 12:20

HANGİ GAZETECİ PATRONUNA KEFİL OLDU KİM BUNU KAYDA DÜŞTÜ?

Akşam gazetesi yazarı Güler Kömürcü, patronu Mehmet Emin Karamehmet'le ilgili olarak başlığından itibaren "sımsıcak" bir yazı kaleme aldı (3 Ocak 2003). Yazının başlığı "MEK..." Yakın dostları Mehmet Emin Karamehmet'e böyle hitap edermiş... Kömürcü, bu işi ilk ve son defa yaptığını yazarak başlıyor yazısına: "Şu ana kadar gelmiş geçmiş hiçbir patronumun aleyhine veya lehine tek kelime yazı yazma gereği duymadım, hiçbir patronum da benden 'malum anlamda bir 'servis' vermemi istemedi, ki isteselerdi de ben 'patronlarımın talimatıyla sipariş yazı yaz-maz-dım, bundan sonra da yazmayacağım. Bir dönem patronuma yaranmak için kraldan çok kralcı davranan 'bazı profesyonellerin' 'yazılarıma sansür' cesaretlerine karşın düşünmeden istifamı verdim..." Kömürcü, "inandıkları gibi ve biraz da çizgi üzeri yaşayanlar"ın kendisini anlayacaklarına olan inancını şu gerekçeye dayandırıyor: "(Çünkü) her an-çizginin diğer tarafına geçişe hazır olanlara 'kendi beyin ve kalp rızası olmadan' iş yaptırmak im-kan-sız-dır." Akşam yazarı, "Şimdi, ilk defa, YOLSUZLUKLARIN ÇETELESİNİ KİTAPLAŞTIRMIŞ bir gazeteci-yazar olarak hatta gazeteci kimliğimin ötesinde vatandaş kimliğimle de, MEK'e, Mehmet Emin Karamehmet'e senin de sahip çıkmanı sağlamak için ey okur, yazılı düşünmeye karar verdim" diye sürdürdüğü yazısında şu tür değerlendirmelerde bulunuyor: "Karamehmet'in yaşamakta olduklarına 'sonuç' noktasına baktığınızda, hepinizi bire bir ilgilendiren bir kara noktayı fark etmeniz gerekiyor artık, işte o kara-kör nokta; el konulan Pamukbank'ın borçlarına karşılık devredilecek 'şirket hisselerinin arasında 'TURKCELL'e atıfta bulunulması... Akla 'yoksa son hedef TURKCELL mi, birileri TURKCELL'i mi istiyor, yoksa' kurdunu düşürüyor... (...) Yorumları aynen özneye, Mehmet Emin Karamehmet'e aktardım, 'işte buna kimse izin vermez Güler' dedi. "Karamehmet, bilinçli vatandaş ruhuyla 'milli düşünceyle' beslenen bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti üyesi, her işadamı gibi hatalı iş politikaları, hatalı borçlanma trafiğinde seyretme gibi nedenlerle 'sıkıntıya' girebilir, 'Karamehmet'in 'banka hortumcusu olduğuna ben inanmıyorum, inananlar onun hortumculuğunu ispat etmek zorundalar..." (Enteresan bir talep, ama biz burada öncelikle Karamehmet'in bir "Türkiye Cumhuriyeti Devleti üyesi" olarak takdim edilmesine dikkatinizi çekmek istiyoruz. –Kronik Medya.) "Yerli firmalarına sen sahip çıkacaksın ey bilinci güçlü okur; sahip çıktığın o yerli firmalar şayet senin vergini hortumlamaya kalkarsa da elbette ' alacağını-borcunu, YERLİTÜRK mahkemelerinle, kurumlarınla, son kuruşuna kadar tahsil edecek-sin... Ne alacağını, ne vergini ne de'senin TURK' firmalarını, 'dünya devleri' sıralamasında TURK adını en üste yazdırmış müteşeb-bislerini de 'el-aleme kaptırmayacaksınız' değil mi ey okur?!. Hassas günler yaşıyoruz, hepimize gece nöbetleri yazılmış, gözümüzü asla kapatmamalıyız, siz de yazılı düşünün haydi." Artık "içten" mi bulursunuz, "iç paralayıcı" mı bilemeyiz, yazı burada bitiyor… Bu Akşam gazetesinin bazı köşe yazarları bir tuhaf…Onlardan biri, Nuray Başaran da "57. Cumhuriyet Hükümeti" döneminde Hüsamettin Özkan hakkında bir güzelleme yazmıştı. Hani, baştan sona " Siyasal reklamdan fersah fersah uzak, imaja karşı doygun, makam, koltuk ve cilalanmaya küskün, şöhretten tiksinen böyle birisi şu kriz dönemlerinde Allah'ın bu millete lütfu gibi..." cümlelerle akıp giden... (Dileyen okurlar 25 Mayıs 2002 tarihli Akşam gazetesinden yazının tamamına ulaşabilir, eşine dostuna göstermek üzere çıkış alıp cebine koyabilir...) Güler Hanım'a gelince... Biz "İnandıkları gibi ve biraz da çizgi üzeri yaşayanlar"dan olmadığımız için herhalde, kendisini anlayamadık. Ve emin olsun, normal, medeni bir ülkede gazetecilik yapıyor olsaydı, "çizgi altındaki" yayın yönetmeni, kendisine, o yazıyı gazeteye koymasının mümkün olmadığını söyleyecekti... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:04

İLGİLİ HABERLER