Gündem
  • 3.8.2004 12:50

HANGİSİ DAHA AHLAKSIZ?

Gazetelerin çoğu yine T.K. haberleriyle dolu. Ve T.K. hâlâ 'Cezamı çok ağır ödetiyorlar, linç ediliyorum' diyebilmekte. 'Aşkım, sevgilim' yerine daha özel bir kelime icadı için TDK'ya başvuran vatandaş gibi, bu noktada aczimi avcuma alıp ben de devlete gideceğim: 'Zeytinyağı gibi üste çıkma'nın kat kat ötesini tarif eden bir deyim attırsanız boş vaktinizde, mümkün müdür? Pazartesi gazetelerinde bu konuya değinen iki köşe yazısı, ilginç satırlar ihtiva ediyordu: 1. T.K., Hürriyet'ten Ayşe Arman'ı aramış, kendini iyi ifade edemediğini söyleyip, doya doya anlatmış. ''Ben bir erkekle ilişkiye girerken görüntülenmedim. Benim yaptığım da ahlaksızca bir şey, ama daha ahlaksız olanları var.'' Neyin ahlaksızlık olduğuna, hangisinin daha ahlaksızca olduğuna, ne zamandan beri Tamer Karadağlı karar veriyor? ''Benim için tuvalette otururken görüntülenmek gibi bir şey'' demiş bir de. İşte! Bakınız cuma günkü yazımız! Onlarca özür ve tonlarca laf kalabalığı içinde bu cümleyi de kurabilmek, hikâyenin kendi imza attığın kısmını hâlâ tali gördüğün anlamına gelmez mi? 2. İkinci ilginç köşe yazısı da Akşam gazetesindeki bir 'itiraf'tı. Ersan Özer, 'Hayat okulu' isimli köşesinde 'bir başka marifet'ten bahsediyor, T.K.'nın Teşvikiye'de yürürken Özer'in kız kardeşine laf attığını iddia ediyordu. Kainatın tüm dişi bireylerine sahip olmak isteyebilir; kendi arsızlığı. Eşini aldatabilir, kendi evliliği. Birlikte olduğu kadınlarla türlü fanteziler yaşayabilir; kendi ilişkisi. Fakat tüm bunları yaparkenki üslubudur işte, bize gelmeyen. Ya da fazla gelen. Oradaki klas yoksunluğudur. Oburluktur. Açgözlülüktür. Hazım sorunudur. Star adam, hadi o kadar uzun boylu değil, T.K.'nın o en sevdiği tanımlamayla 'erkek adam' böyle yapmaz. Vakti zamanında cep telefonumdan arayıp, bir yazıdan ötürü 'tehdit' etmişti kendileri, oradan biliyorum, önce en zamparasından James Bond hallerle 'Ehem, Tamer ben, ehem, ehem, Karadağlı' diye yoklama çekip, ummadığı bir ilgisizlikle karşılaşınca öyle Kadir İnanır ötesi en passe hallerle 'Biz istediğimiz cep telefonunu buluruz, annadın mı'ya dönmez. Taponlaşmaz, kabalaşmaz, gülünç olmaz. Ne yapacaksa yapar, yeter ki iki gram gusto olur yaptıklarında. Bir tutam star tozu. Yoksa, ki olmadığı apaçık, eşi affetmiş, seyircisi affetmiş, ne fark eder? Geçmiş olsun. Aldatılan kadın ne yapsın? Gazeteler, bu defa 'Aldatılan eş ne yapmalı?' sorusu üzerinde durmakta; muhtelif örnekleri de hatırlataraktan. Kelebek'te Hülya Avşar'ın nasihatı yer alıyor: Arzu 4 ay bekle! Erman Toroğlu ile Mehmet Ali Erbil'den de uzman görüşü alınmış. Toroğlu, evliliğin bitmesinin gerekli olmadığı yönünde fikir beyan etmiş. Erbil ise ''Gururlu bir kadın bavulunu alıp gider'' diyor. Vay be. Günaydın'ın başlığı: 'Aldatılan ünlüler Arzu'ya akıl verdi.' Hülya Avşar, Derya Baykal ve Tuba Altıntop hemfikir: Acele etmemekte fayda var. İlişkinize bir mola verin, kararınızı öyle alın. Ekonomi haberi yapıyorsunuzdur ve ekonomi hocası bilmem kimden görüş alırsınız. Sağlık haberi hazırlıyorsunuzdur ve doktor falancaya sorarsınız. Peki dış kapının mandalının ihanet haberinde 'aldatılmış uzman kadın' olarak görüş vermek, hangi akla hizmet? O kadar zor bir soru ki bu. Her evlilik ve evliliğin her safhasına göre değişir cevabı. Aynı insan, A'yla evliyken başka, B'yle evliyken bambaşkadır. Ve bu kararı vermesinde 40 türlü faktör rol oynar. İlk mi, sistematik mi? Aşk var mı? İlişki mi, bir kerelik mi? Evlilik evliliğin, ilişki ilişkinin hangi aşamasında? Maddi bağımlılık oranı nedir? Sırf 'ekonomik özgürlük' davası değil, bilumum çıkarlar ne yönde? Çocuk var mı? Adam samimi olarak pişman mı? Kadının affedebileceğine ilişkin inancı var mı yoksa sıtkı sıyrılmış mı? Olay dillendirilmiş mi? Son tahlilde hayatı onunla mı istiyorsun, onsuz mu? Vs. vs. Erkeğe ihtiyacı olmayan kadın Cümle âlemin fikir beyan etmesi neticesinde, Arzu Balkan'ın da kafası dönmüş haliyle. Fakat yine o soru: Böylesi zor bir durumda, bir konuşmama hakkı da vardır değil mi, kullanılabilecek? Ama nasıl bazıları sıkıntıdan bunaldığında yemeden içmeden kesiliyor, bazıları da kendini delice yemeğe vuruyor, bu da benzer bir durum galiba. Bazısı ebediyen susuyor, bazısı hiç susmayacakmış gibi konuşuyor. İnsanlık hali. Garipsememek lazım. Arzu Balkan, Hürriyet'ten Sema Denker'e içinde bulunduğu ruh halini anlatmış. Bir de kutu yapmışlar A.B.'nin birinci, ikinci ve üçüncü günlerde söylediklerini özetleyen: 1. gün: ''Eşimin arkasındayım. Gözlerimle görmeden inanmam.'' 2. gün: ''Kafam çok karışık. Çok tatsızım şu anda.'' 3. gün: ''Ben bir erkeğe ihtiyaç duymadan yaşayabilecek bir kadınım'' Eyvah! Bu ihanet yeni bir 'Seks ve de Kent' kadını mı yaratacak?! Nur Çintay. A Radikal Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:40

İLGİLİ HABERLER