HAŞİM KILIÇ BOMBALADI...
CEZAEVLERİNDE YATANLARIN YARIDAN FAZLASI TUTUKLUDUR
Kılıç: "Yargı, gelecek kuşaklara kapanmamış hesap bırakmaması gereken bir güçtür. Elindeki adalet terazisinin ayarını bozarsa toplumun güvenini kaybedecektir. Hukukun gücünün azaldığı yerde, güçlünün hukuku geçerli olacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanım değerli konuklar. Ülkemizde yargının bağımsızlığından şikayet edenlere baktığımızda nasıl bir eksek kayması olduğunu görebiliriz.
Hukuk dünyası, yargılanan kişilerin, itibarı makamı ünvanı ile asla ilgilenemez. Ne yazık ki ülke genelinde cezaevlerinde yatan tutuklu ve hükümlü sayısı 116 bindir. Bu sayının yüzde 52'si tutuklu olarak cezaevindedir. Cezaevinde yatanların yarıdan fazlası tutukludur. Doğru olan hiç bir ayrım gözetmeksizin yüzde 52 olan tutuklu oranının sorgulanmasıdır.
Türk halkı, bugünkü yargı düzeninden şikayetçidir. Hangi yargı kuruluşunun kaç kişiden oluştuğu onları ilgilendirmiyor. Etkin süratli tarafsız ve bağımsız yargı konusunda yaşanan olumsuzluklar, AİHM'ye şikayet yolunu cazip ve zorunlu kılmaktadır.
ÜLKEMİZİN MEVCUT SİSTEMİYLE ÇAĞDAŞ HUKUK DEVLETİ DÜZEYİ YAKALANAMAZ
Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı konusunda yaşadığı sorunları gözardı ederek tabloya bakıldığında TC vatandaşlarının yaşadıkları sıkıntılar açıkça görünmektedir.
Acil bir yargı reformunun yapılması zorunluluk haline gelmiştir. AB ilerleme raporlarında da etkin ve hızlı bir yargıya işaret edilmiş, Türkiye ise söz vermiştir. Yüksek Yargı mensuplarının donanımları, bilgi birikimleri bu sorunları çözmeye yetebilmektedir. Ancak bunlardan fazlasıyla faydanılmadığı da görülmektedir.
SEÇİM TELAŞLARI CİDDİ ZAMAN KAYBI OLUŞTURMAKTADIR
1960 Sonrasında ABD ve Almanya'da yapılan yargı reformu kapsamında haksız rekabet, cinsiyet ve ırk ayrımı gibi alanlarda yapılanlar yargı düzenimize kazandırılmalıdır. Meslek hayatımızda yaşadığımız olumsuzlukları kamuoyu ile paylaşmaktan kaçınmamalıyız.
Yüksek yargıda çeşitli görevlerde yapılan seçimlerde yaşanan olumsuzluklardır. Seçim sisteminin gereği olan ziyaretler, görüşmeler ve kulisler yargıda ciddi zaman kaybına neden olduğu gibi mevcut olan ilişkiler gruplaşmayı ve ayrışmayı gerektirir.
Yargıda şeffaflık dönemi açılmalıdır. Bunun nasıl oluştuğunu milletin görme ve bilme hakkı vardır. TBMM'de olduğu gibi, Yargıtay ve Danıştay'ın Genel Kurul'da yaşananlar herkese açık olması sağlanmalı, kayıt altına alınmalıdır. Gerek Bakanlığı'n gerekse yüksek yargı organlarının halk üzerinde oluşturduğu korku olduğu sürece bağımsızlıktan söz edilemez.
Toplumun yargıyı nasıl algıladığını yargı mensupları merak etmelidir. Kamuoyunun dikkatinin yoğunlaştığı önemli davalarda birbiri ile çelişen hiçbir gerekçeye dayanmayan durumların ortaya çıkması yargıya olan güveni temelden sarsacak görüntülerdir.
Son yıllarda yargı mensuplarının kurduğu derneklerin bazı sorunlarının yaşadıkları da görülmektedir.
Yargıç Dernekleri'nin toplumun tüm sorunlarıyla ilgili görüş ve öneri hazırlamaları yargının tarafsızlığı ile doğrudan ilgilidir. Halkın iradesini emanet etmediği odakların hazırladığı anayasamızı sürekli değiştirme isteğimiz bir gerçektir. Bağımsızlık ve tarafsızlık konularında ciddi sorunları olan yargı sistemimizde, yeni bir bağımsızlık ve tarafsızlık doğurmaması en büyük dileğimizdir.
Biraraya gelmiş, siyasi düşünce sahipleri ile eğilim ve beklentilerine cevap veren bir anayasa değişikliği ihtiyacı açıktır. Sayısal üstünlük anlayışı temel hak ve özgürlük alanında asla kabul edilmeyen bir ilkedir. Demokratik bir rejimde siyaset, sorun oluşturmak değil sorunları çözmek sanatı olarak görünüyor' dedi.
