
HER 5 KADINDAN BİRİ EŞİNİN TECAVÜZÜNE UĞRUYOR
Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Cindoğlu, Türk toplumunda kadın cinselliğinin korkular üzerine kurulduğunu ve ilk korkunun da "bekaretini kaybetme" olduğunu, Türkiye’de kadının toplum içindeki değerini cinsel deneyimsizliğinin belirlediğini kaydetti.Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneğinin (CETAD), AB tarafından finanse edilen ve Sağlık Bakanlığı Türkiye Üreme Sağlığı Programı kapsamında desteklenen "Cinsel Sağlık/Üreme Sağlığı Alanında Ulusal ve Yerel Medya Yoluyla Savunuculuk Projesi" kapsamında hazırladığı "Kadın Cinselliği" konulu beşinci dosyası, basına açıklandı.
Bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan ve dosyayı hazırlayan 2 öğretim üyesinden birisi olan Doç. Dr. Cindoğlu, Türkiye’de kadın cinselliğinin korkular üzerine kurulu olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu topraklarda kadın cinselliği korkular üzerine kuruludur. Kadın da bu korkuları içselleştirmektedir. İlk korku, bekaretini kaybetme korkusudur. Bunu bekaretinin belli olmaması, ilk ilişki, evlendiğinde yeterince arzulanmama, hamile kalıp kalmama, hamilelikten sonra beğenilmeme, yaşlanma, menopoz ve menopoz sonrası terk edilme korkusu izler. Korku da kadının cinsellikten keyif almasına engel olur." Kadının bekaretinin kocası ve babasının namus ölçütü olarak değerlendirildiğini belirten Cindoğlu, "Toplumumuzun yüzde 70’i, kadının namusunun bekaretle doğrudan ilişkili olduğunu düşünüyor" dedi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Şahika Yüksel de yaptıkları araştırma sonucunda lezbiyen kadınların, kadın olmaktan şikayetleri olmadığına dikkati çekti Prof. Dr. Yüksel, "Kendi cinsiyle uyarılan ve cinsel ilişki kurduğunda bir kadın olarak kadınlarla yakınlığı seçen ve lezbiyen olarak tanımlanan kişilerin, kadın olmaktan şikayetleri yok. Lezbiyenlik hiçbir ruhsal hastalık sınıfında yer almaz" dedi.
Kadınların, evlilik ve cinsel yaşama aynı anda bilgisiz ve deneyimsiz olarak girdiklerini ifade eden Prof. Dr. Yüksel, kadınların fantezilerine sınır koyduklarını, bu nedenle de mutsuz olduklarını söyledi.
Evlilik içi tecavüz ve ensestin en ağır ve yaygın 2 cinsel şiddet türü olduğunu belirten Prof. Dr. Yüksel, "Kadınlar, cinsel şiddeti daha çok yakınlarından görüyor. Her 5 kadından biri, şiddetin yanı sıra aynı zamanda eşinin tecavüzüne uğruyor" dedi.