
HIRSIZ GALERİ DE BİR ÇİKOLATAYI DEĞERLİ BULMUŞ!
Ankara'daki bir sanat galerisine giren hırsız, Hoca Ali Rıza, Burhan Uygur, Fikret Mualla, Eşref Üren gibi ustaların imzasını taşıyan milyonluk tabloları görmeyip tezgahtaki çikolatayı yiyerek galeriden ayrıldı.
Koleksiyoner Hüseyin Cahit Özerk'e ait sanat galerisine gelen ''sanat sevmez hırsız'', galeri sahibini sevindirdi. 1910 yılından başlayarak pek çok sanatçının yapıtlarının bulunduğu galeriye gelen hırsız, burada ''değerli bir eşya'' aradı. Sonunda tezgahın üzerindeki ''bir kutu çikolatada'' karar kılan hırsız, çikolatayı afiyetle yiyerek galeriden ayrıldı.
''HIRSIZ CAHİL BİR ÇOCUKMUŞ''
Galerinin sahibi Özerk, galeriye giren hırsızın sanattan anlamaması nedeniyle tabloların çalınmadığını söyledi.
Hırsızın sadece çikolatayla yetindiğini dile getiren Özerk, ''Hırsız cahil bir çocukmuş. Tablolara bakmamış bile... Oturup çikolatayı yiyip gitmiş'' dedi.
Asıl mesleğinin mimarlık olduğunu ve 20 yılı aşkın süredir koleksiyonerlik yaptığını dile getiren galeri sahibi, ''Elimizde bir çok tablo var. Ama bunlar nasıl gelmiş, nerelerden çıkmış ona bakacaksınız. Tabloların çoğu hayırsız evlatlardan geliyor. Tencereyle tavayla beraber emsalsiz tabloları da üç kuruşa veriyorlar'' diye konuştu.
Bu kişilerin çoğu zaman tabloların değerinin farkında bile olmadığını vurgulayan Özerk, ''Baba yıllarca bu eserleri almış, saklamış. O hayırlı evlat da gazetelere satılık mobilya ilanı veriyor. Eski eşyanın, tencerenin, tavanın içinde bu tablolar da gidiyor'' sözleriyle bu ilginç durumu anlattı.
''RESSAM ÖLMÜŞ OLACAK''
Özerk, koleksiyonerlik hayatında en çok rastladığı olaylardan birinin de yaşamı boyunca fakirlik çeken ressamların öldükten sonra tablolarının büyük paralara satılması olduğunu söyledi.
Kimi ressamların ağır hasta olduğu dönemlerde bazı fırsat düşkünü kişilerin onların eserlerini toplamaya başladığını anlatan Özerk, ''Bir ressamımız şu günlerde ağır hasta, gelip onun tablolarını soranlar oluyor. Bir kadın ressamımızın yıllarca evine konu komşu tarafından odun kömür taşındı. Çok ünlü bir tiyatrocu ve dizi oyuncumuzun eski eşiydi. Bu kültürlü hanımefendi yoksulluk içinde 52 yaşında öldü, şimdi tabloları yok satıyor'' dedi.
Ankara'da büyük tablo müzayedesi yapılmadığı için eserlerin fotoğraflarının çekilerek İstanbul'a gönderildiğini dile getiren Özerk, ''Kimi zaman da sanat değeri taşımayan bazı eserler bile sırf ressamı bir şekilde üne kavuştuğu ya da yıllar önce öldüğü için 60-80 bin YTL'ye satılıyor. Bu resimlerin fiyatlarını da çoğu zaman sanattan anlamayan insanlar yükseltebiliyor'' diye konuştu.
Ressamların oturduğu yerde çizdiği eskizlerin bile büyük paralar ettiğini kaydeden Özerk, ellerinde Adnan Turani'ye ait böyle bir eskizin bulunduğunu söyledi.
''RESSAMI MEZARINDAN KALKSA''...
Sahte tabloların da ortalıkta kol gezdiğini ifade eden Özerk, ''Öyle sahte tablolar geliyor ki, ressamı mezarından kalksa orijinalinden ayırt edemez'' dedi.
Hoca Ali Rıza'nın bir tablosu için özellikle kağıdın eskitildiğini, arkasındaki el yazısı notun bile taklit edildiğini anlatan Özerk, ''Ancak bu tablolardaki imzanın üzeri hafifçe ıslatıldığında hemen yağlıboya eriyor. Böyle yöntemlerle sahte tabloyu anlıyoruz'' diye konuştu.
Şu günlerde ''Türk Hamamı'' adlı bir sergiye de ev sahipliği yaptıklarını belirten Özerk, Aysun Eskin, Sezer Eskin ve Olgun Çapan'ın yapıtlarının yer aldığı serginin, 25 Mart'a kadar süreceğini söyledi.
Özerk, Türk kültürünü yansıtan ''Mevleviler'' ve ''Harem'' adlı sergilerinin de büyük ilgiyle karşılandığını ifade ederek, gelecek aylarda da ''Bayan Dali'' olarak adlandırılan ve eserleri ünlü ressam Salvador Dali'yi andıran Belgin Sağlam'ın sergisine ev sahipliği yapacaklarını kaydetti.
(milliyet)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:50